12. Risale-i Nur Kongresi

Risale-i Nur Enstitüsü’nün düzenlediği 12. Risale-i Nur Kongresi, unutulmaz hatıralarıyla, muhteşem dostluk manzaralarıyla, Nurların çağa verdiği aydınlıkla pek çok lâtifelerin kapısını açmış olarak tamamlandı.

Doğrusu, güzel ve anlamlı, bir o kadar da hikmetli bir işi yapmak esnasındaki engelleriniz ne kadar büyükse, o işi yaptığınızdaki alacağınız haz da o nispette büyük olacaktır.

Masa çalışmalarını gerçekleştirirken farklı farklı üniversitelerden gelmiş altmış kişiyi bulan akademisyen, yazar ve araştırmacı toplulukla, ciddî bir heyecan içerisinde, tatlı bir kardeşlik atmosferinde çalışmalarımızı yaptık.

Her oturum arasındaki çay molalarında, odalarından çıkanlar, bir şeyleri elde etmenin yüzlerine yansımış aydınlığını taşıyorlardı.

Her hocanın çantasında Risale-i Nur üzerine yapılmış tebliğleri vardı. Ve müzakereler sürerken belki o tebliğden daha verimli çalışmalar çıktı ve tartışmalar neticesinde güzel ve anlamlı sonuçlara ulaşıldı.

Doğrusu, müzakereler öyle güzel meyveler verdi ki, hiç beklemediğiniz bir alan ilgilisinden sizin tebliğinizle ilgili başka yerlerde bulamayacağınız orijinal yorumlar alıyordunuz.

Emin olun bu sonuçlar sadece öyle bir atmosferde gelişiyor ve meyvesini veriyor. Güzel niyetlerle bir araya gelmiş akademisyenlerin bu çabalarına Rabbimizin rahmeti, bereketi ulaşıyor. Yine ilginç olan sonuç bildirisinin oluşturulmaya çalışıldığı saatlerde adeta zamanla yarışıyorsunuz ve o dakikaların ne kadar önemli olduğunu hissedip, ciddî stres yapıyorsunuz, yoruluyorsunuz, terliyorsunuz ve onlarca sayfalardan on-on beş özlü, konuyu ortaya koyabilecek cümle bulabilmek için adeta bir ıztırar hali yaşıyorsunuz.

Ve derken, bir doğum gerçekleşiyor ve herkesin ‘Oh be, şükür!’ dediği ve amaca uygun cümlelerin o atmosferde doğduğunu hissediyorsunuz.

Ve iki gün boyunca ortaya konan emeğe Rabbimiz ücretlerini veriyor ve sonuç bildirileriyle herkes panelin yolunu tutuyor.

Doğrusu böyle bir manevî hizmette görev almak ve başta Peygamberimizi (asm) ve Said Nursî’yi ve diğer asır üstadlarını yanında bulmak ve onlara arkadaşlık etmek çok yüksek bir şereftir.

Farklı farklı şehirlerden gelmiş, bay-bayan, yaşlı-genç, çoluk çocuktan oluşan binlerce muhabbet fedaisiyle görüşmek insanda farklı manevî kapıları aralıyor.

Anadolu’nun farklı farklı şehirlerinden gelmiş Yeni Asya okuyucuları, bir kardeşlik atmosferinde, namazlarını cemaatle kılıp, bir taraftan sohbet ediyorlar, bir taraftan panel dinliyorlar ve daha başka başka manevî bir tatlılık içerisinde zaman geçiriyorlar.

Binlerce kişinin katıldığı programda Nur Talebeleri olgunluğun, hoşgörünün, asayişi muhafaza etmenin, kardeşliğin ‘müsbet hareket’ örneklerini sergilemiş oldular.

Şöyle ya da böyle, az ya da çok bu ülkenin bu mütevazı insanlara ihtiyacı var. Bu insanlar Türkiye’nin aydınlık geleceğine hizmet ediyorlar.

Bu camianın okur-yazanları, akademisyenleri, araştırma ve inceleme uzmanları yine Türkiye için kafa yoruyor, ülkenin problemlerine çare arıyor ve konuyla ilgili Risale-i Nurlardan ilham alıyorlar.

Panel öncesi Kaya Ramada Otel’in girişinde ciddî bir kalabalık vardı. Otel görevlilerinin ilk kez böyle muhabbetli bir kalabalıkla karşılaştıkları anlaşılıyordu.

On yıllar sonra ilk kez karşılaşanlar, yeni yeni tanışanlar, eski kuşak ile yeni kuşak buluşmaları, tanışan anne babalar birbirlerine çocuklarını tanıştırıyorlar ve dâvâ adamlarına yeni yeni isimler kaydediliyor.

Böyle bir kucaklaşma sahnesi İstanbul’a yakıştı. Onca engellemelere rağmen, bu muhteşem sahne daha güzel günlerin geleceğini müjdeliyordu. İman kardeşliğinin ne büyük bir değer olduğunu insan böyle ortamlarda anlıyor.

Yaşayınca anlıyorum ki, her programın yüksek duyguları o programın içinde, bir paket halinde oluyor, yani gelen kazanıyor.

Allah bu programları tertip edenlerden, emeği geçenlerden razı olsun.

Sebahattin Yaşar

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*