15 Temmuz fitnesi ve Nur hizmetleri

altÜlkemizde yapılan darbelerin üç temel hedefi vardır:

1- Kemalizmi muhafaza etmek.

2- Nurcuları ve Demokratları tahrip etmek.

3- İslami inkişafın önünü keserek tüm cemaat ve hizmet ehlini korkutmak ve baskı altına almak.

27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat süreçlerinde toplum yaşayarak gördü bunları.

Görünen o ki 15 Temmuz süreci de yine aynı hedef ve maksatları taşıyor.

Öyle değil mi?

Şu an yaşadığımız neticeler ile bakın hadiseye.

Tuzun suda eridiği gibi yok olma safhasına gelmiş olan Kemalizm tekrar diriltildi.

Bazı kemalist kesimlere dikkat edin.

15 Temmuz hadisesini sadece Kemalizm noktasından bir başarı olarak görüyorlar.

Tüm dindar kesimin üstüne bir terörist yaftası attılar.

Adeta bayram yapıyorlar.

Ne için?

Elbette ki Kemalist ideolojinin ihyası için.

Hatta o kadar azgınlaştılar ki camileri bile kendi kirli maksatlarına araç yapmak istiyorlar.

Hutbelerde Kemalizm adına hisse istemeleri bu yüzden.

Tüm bu azgınlıklarının sebebi ise 15 Temmuz fitnesi.

Evet, ne yazık ki…

15 Temmuz sonrası kemalist kesimdeki moraller tavan yapmıştır.

Acı, ama gerçek bu.

Öte yandan acı bir gerçek daha var, oda şu:

15 Temmuz en çok Nur hizmetlerine ve gerçek Nurculara zarar vermiştir.

Sebepler ne olursa olsun, bu günkü gelinen netice bu.

Başta Yeni Asya olmak üzere diğer cemaat mensuplarının yaşadıkları ortada.

Fazla söze hacet yok.

Bütün bunlarla birlikte İslami hizmetler de çok ciddi sıkıntılar içerisinde.

Hedef ve maksatları din hizmeti olan tüm gruplar ya tehdit edildi…

Ya da siyasetin kirli emellerine alet edilerek pasifleştirildi.

Bu gün adeta bir fetret dönemine girdi hizmetler.

İşte bu nedenle diyoruz ki:

15 Temmuz da öteki darbeler gibi bir darbedir.

Büyük bir fitnedir.

Hatta belki de ötekilerden çok daha büyük bir darbe ve fitnedir.

Çünkü bu fitnede dindar görünümlü insanlar maşa olarak kullanılmıştır.

Bir tarafta Hoca ve adamları darbeye teşebbüs etmiş gibi bir görüntü verilmiş.

Beri tarafta ise Reis ve çevresindeki bir takım tipler kullanılmıştır.

Ne yazık ki iki taraf da fitnenin tam göbeğindedir.

Derin güçler 27 Mayısı açıktan yapıp, 12 Martta sosyalist kesimi, 12 Eylülde milliyetçileri, 28 Şubatta Alevileri kullanırken, 15 Temmuzda ise dindar görünümlü kişileri emellerine alet etmiştir.

Hedef ve maksat ise yine aynı:

Hürriyet ve kalkınmanın önünü kesmek.

Demokratik kazanımları tahrip etmek.

Dindarları töhmet altında bırakıp İslami hizmetin inkişafına engel olmak.

Nur hizmetlerine darbe vurmak.

Peki çözüm nedir?

Bu süreçten nasıl kurtulabiliriz?

Bu fitneyi nası bertaraf edebiliriz?

Evet bu soruların cevabı açık net:

Hizmetlerimize geri dönerek, siyasi kargaşa ve boğuşmalardan uzak durarak, birlik ve beraberliğimizi muhafaza ederek, Nurları her zamankinden daha çok okuyarak, ayrılık ve fitnelere sebebiyet verecek davranışlardan uzak durarak, zihnimizi, fikrimizi, hissimizi nur hizmetlerinin emrine vererek…

Hulasa…

Hizmetlerimize odaklanır isek bu 15 Temmuz fitnesini de kısa sürede bertaraf edebiliriz.

Nasıl ki bin yıl sürecek dedikleri 28 Şubat daha on yıl bile sürmeden sona erdi…

Aynı şekilde 28 Şubatın başka bir versiyonu olan 15 Temmuz da kısa bir süre içinde son bulabilir.

Yeter ki biz ihlas ve samimiyetle hizmetlerimize dört elle sarılalım.

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

  1. “Bir tarafta Hoca ve adamları darbeye teşebbüs etmiş gibi bir görüntü verilmiş.”
    Bir Müslüman hele hele de bir Nurcu bu kadar ahmak olamaz..

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*