15 Temmuz ve Derin Devlet

Siyaset Günlüğü

ahmetsaid-akgulSitemiz güncellendi.

Oldukça güzel bir arayüze sahip olmuş.

İçerik zaten eskiden de çok güzeldi.

Şimdi ise albenisi arttı.

Emeği geçenlerden Allah razı olsun.

Biz de kaldığımız yerden yazmaya devam ediyoruz.

Tabi ki öncelikli konumuz 15 Temmuz.

Bu hadiseye temas etmeden geçmek olmaz.

Peki, nedir 15 Temmuz?

İçinde onlarca soruyu barındıran bir darbe girişimi.

Bir ihtilal denemesi. Bir yıkım hamlesi…

Bu açık ve net.

O gece millet galeyana geldi. Sebepler ne olursa olsun tankların önüne geçti. Demokrasi için çok büyük bir direnç gösterdi.

Bu önemli…

Demokrasi adına önemli, hak hukuk adına önemli…

Ancak;

15 Temmuz konusunda cevap bekleyen sorular var.

Kim ve kimler tarafından yapıldı?

Olayda sadece Gülen taraftarları mı rol aldı, yoksa başkaları da var mıydı?

MİT neden Cumhurbaşkanı ve Başbakanı bilgilendirmedi?

Hadiseden saat 16 da haberi olan yetkili kurumlar niçin müdahale etmedi?

Cumhurbaşkanının uçağına iki adet F-16 eskortluk yaptı mı, yapmadı mı?

15 Temmuzdan bazılarının haberi var mıydı?

Gülen cemaatine ait tasfiye planı önceden hazır mıydı?

Hemen daha 16 Temmuz günü çok hızlı tasfiye süreci nasıl başladı?

Yoksa 15 Temmuz bazıları için Allah’ın bir lütfu mu idi?

Bu soruları daha da uzatmak mümkün.

Ancak şu ana kadar iki aydan fazla bir süre geçti.

İşin uzmanları dahi net bir cevap bulabilmiş değil.

Nasıl ki Amerikanın 11 Eylülü üzerindeki sis perdesi daha aralanamadı.

Görünen o ki;

15 Temmuz da gün geçtikçe koyu bir sis perdesine bürünüyor.

Her şeye rağmen;

Neticeden sebeplere giderek bazı yorumlar yapmak mümkün.

Çünkü bazen olayın sonuçları sebepleri çok daha net ortaya çıkarır.

Peki 15 Temmuzun neticesi nedir?

Hiç kuşkusuz Fethullah Hoca cemaatinin tasfiyesidir.

Hem de tüm okullar, dershaneler, üniversiteler, yurtlar ve ışık evler ile birlikte tüm kurumların kapatılmasıdır.

Bu kurumları işleten tüm cemaat mensuplarının özel ve kamu alanından tam olarak silinmesidir.

Bu gerçekten büyük bir tasfiye hareketi.

15 Temmuz da bunun zahiri sebebi oldu.

Bu noktada 15 Temmuzun çok ince detaylara kadar hesap edilmiş bir derin devlet operasyonu olduğunu söyleyebiliriz.

Hem de müthiş bir operasyon.

Derin mahfillerde şöyle bir kural vardır:

“Bir örgütü ancak kuranlar tasfiye edebilir.”

Hocanın hizmet hareketi de bidayetinde Risale-i Nur hareketine karşı kurulmuş bir derin devlet projesi ve hareketi idi.

Baktılar ki Hoca çok büyüdü ve kontrolden çıktı…

Tayyip Erdoğan eli ile tasfiye edildi.

İlginç ve bir o kadar da ibretlik bir hadise.

Dikkat ediniz!…

17-25 Aralık sürecini başlatanlar da, ona karşı koyanlar da derin devletin uzantılarıdır.

Cemaat cephesinden iktidara savaş açanlar da, iktidar tarafından cemaate hücum edenler de yine derin devlet uzantılarıdır.

Yani iki tarafı da kızıştıran aynı el…

Yine dikkat ediniz!…

15 Temmuz darbesinde cemaat adına rol alanlar da yine derin devlet uzantılarıdır.

Ne yazık ki Hizmet hareketine çok yabancı unsur ve derin devlet uzantıları karışmış.

Hem de çok önemli karar mekanizmalarına kadar.

Garip doğrusu…

Hocaefendi hiç mi görememiş veya keşfedememiş bu yabancı unsurları…

Yoksa?…

Peki neden Recep Tayyip Erdoğan eli ile oldu bu tasfiye?

Çünkü bu kadar geniş bir tasfiye işlemini başka hiç bir şahıs ve kurum yapamazdı.

Hatta bizzat derin devletin kendisi bile.

28 Şubat süreci buna en büyük delildir.

Dindar bir cemaat dindarlığı siyasetin önüne geçirmiş bir kişi tarafından tasfiye ediliyor.

Bu da kaderin garip bir cilvesi olsa gerek.

Evet, daha düne kadar çok kişinin gıpta ile baktığı Gülen cemaati şimdilerde herkesin uzak durmaya çalıştığı bir grup oldu.

Fethullah Gülen’e ait tüm eserler bizzat kendi müntesipleri tarafından ya yakıldı, ya da nehirlere atıldı.

Hocaya ait tüm izler bir anda silindi, yok edildi.

Bu, insanı hayrette bırakan bir çöküş ve tasfiye hareketi…

Bu noktada derin devlet baş rolü oynadı, kuşkusuz.

Ne diyelim…

Allah ‘Hizmet Hareketinin’ samimi ve masum insanlarına sabır versin.

Cemaat cephesinde sıkıntılar bir süre daha devam edecek gözüküyor.

Peki ya Ak Parti cephesi?

Bu noktadaki ilginç soru şu:

Hizmet hareketini tasfiye eden derin devletin hışmı, bu sefer de AK Partiye yönelir mi?

Ak parti için de bir tasfiye planı devreye sokulur mu?

Şu an için böyle bir tehlike gözükmüyor.

Ancak ileride ne olur bilinmez.

Bu sorunun cevabını bekleyip göreceğiz…

Benzer konuda makaleler:

4 Yorum

  1. 15 Temmuz’da sokağa çıktım her on yılda bir yapılan ihtilaller den bıktım her ne olursa olsun demokrasi tek umudumuzdur Avrupa Osmanlı’yı kıskanırdı şimdi biz Avrupa’yı kıskanır olduk ama kalkınma seferberliği ile azim ile Türk olmanın gururu ile kalkınabiliriz

  2. Bu ne saçma Hale’n feto ya hoca efendi diyorsunuz.elinde silahlarla köprüyü kapatan vatandaşa silah sıkan kriptolu görüşmeleri çözülen herşeyin ayyuka çıktığı bir yerde Hale’n tasfiye diye iddianız var.evet doğru devlet tasviye yapabilmek için haberi olmasına rağmen uyuyor numarası yaptı ancak bu devletin en doğal hakkı.Ast olan devlettir ne feto nede sayın Tayyip Erdoğan değil Devletin üstüne hiç bir güç yoktur.teşekkürler

    • Yok daha neler? 2 yıl önceki bir makaleye günümüz bilgileri ile yorum yazmadan önce yazının tarihine bakılır Murat bey! Hem bir devlet, adalet üzerine inşa edilir! Ülkeler kılıçla fethedilir ama ancak adaletle korunur.

  3. Merak ediyorum hala fikirleriniz aynı mı? O kadar zulüm eziyet ve haksızlık yapıldı sessiz kalındı, maç izler gibi izlendi. Yarın birgün tüm bu olanların hizmet hareketi ile alakası olmadığı ortaya çıktığında nasıl bir tavır sergilemeyi düşünüyorsunuz. Ya aslında suçunuz yoktu ama şüphe duyduk o yüzden de yapılanları normal karşıladık mı denilecek ?

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*