4+4+4

AKP adına Meclise sunulan ve Eğitim Komisyonundaki ilk müzakerelerin ardından alt komisyona havale edilen yasa teklifinde üç önemli yenilik öngörülüyordu.

Bunlardan biri, 28 Şubat sonrası 8 yıla çıkarılan zorunlu temel eğitime 4 yıl daha eklemesi.
İkincisi, “kesintisiz” uygulamasına nihayet verip, bu eğitimi 4’er yıllık kademelere bölmesi.
Üçüncüsü, temel eğitimde de açık öğretim, yani “evde eğitim” sistemine geçişi öngörmesi.

Hatırlanacağı gibi, bilhassa kesintisiz uygulamasına, yasa çıkarılırken de yoğun itirazlar olmuştu ve bunlar o günden bugüne hâlâ sürüyor.

İmam hatipler başta olmak üzere meslek liselerinin orta kısımları bu yasadan sonra kapatıldı.

Kur’ân kurslarına gitme ve hafızlık eğitimine başlama yaşı da, zorunlu temel eğitimi tamamlama şartına bağlı olarak 15’e yükselmiş oldu.
Dahası, camilerde yazın açılan Kur’ân kurslarına dahi 5. sınıfı bitirmeyen çocuklar alınmadı.

Peşinden, öncelikle imam hatiplerin ve onlarla birlikte meslek liselilerin üniversiteye giriş yolunu alabildiğine daraltan katsayı sistemi geldi.

Sonuçta “irtica ile mücadele” gerekçesiyle din eğitimine hayli ağır bir darbe vurulurken, diğer meslek liseleri de imam hatiplerin narına yandı.

Bu hengâmede sıkıntı kaynağı oluşturan bir diğer nokta da kız çocuklarını ilgilendiriyordu.

Zorunlu eğitimin kesintisiz olarak 8 yıla çıkarılması, kızlarının tesettür emrine muhatap olacak yaşa girdikten sonra örtülü olarak tahsile devam etmesini isteyen aileleri sıkıntıya soktu.

Önceki sistemde imam hatiplere kız öğrenci akışındaki artışın en önemli sebebi, bu okullarda tesettürlü olarak okuma imkânının varlığı idi.

Kızlarla erkeklerin karma eğitim dayatmasından âzade kılınıp ayrı sınıflarda okuyabilmesi de, tercih sebepleri arasında önemli yere sahipti.

Laikçilerin “Kızlar imam olamazken, niye bu okullara gönderiliyor ve niçin bu okulların sayısı her geçen gün artıyor?” şeklindeki itirazları, ya bu gerçeği görememelerinden veya gördükleri halde hazmedemeyişlerinden ileri geliyordu.

28 Şubat hem imam hatiplerin orta kısımlarını kapatmak, hem de başörtüsü yasağını İHL’lere taşımak suretiyle, laikçilerin yıllardır her fırsatta gündeme getirerek takipçisi oldukları talebi hayata geçirdi, ama millet ekseriyetini rencide etti.

Ve iktidarını büyük ölçüde 28 Şubat kaynaklı haksızlıklara yönelik tepkilere borçlu olan AKP hükümetinin 9 yılı boyunca da devam eden bu yanlışlar, ancak 10. senede düzeltilmeye başlandı.

Bu bağlamda yaz Kur’ân kursları için dayatılan “5. sınıfı bitirme” şartı kalktı. Katsayı uygulamasına son verildi. Şimdi de 4+4+4 sistemiyle, kesintisiz eğitimin revize edilmesi gündemde.

Sunulan teklifin bilhassa kesintisizi sonlandırıp ikinci 4’ten itibaren açık öğretime imkân veren maddeleri mâlûm adreslerin tepkisini çekti.

Bunların, bilhassa kızlarını zaten okutmak istemeyenlere yarayacağı söylendi. Oysa bir taraftan “Haydi kızlar okula” kampanyaları açıp, diğer taraftan başörtüsüyle okula gelenlerin kapıdan geri çevrilmesine yıllarca duyarsız kalanlar da şimdi bu itirazları seslendiren çevrelerdi.

Daha önce de belirtmiştik; bu teklifin hükümet tasarısı olarak getirilmemesi dikkat çekici.

İtiraz, eleştiri ve tepkiler üzerine, teklifin önce alt komisyona havale edilmesi, ardından açık öğretime geçiş imkânının ikinci 4 yıllık kademeden üçüncüye kaydırılması, geri adım sinyalleri olarak algılandı. Bu kaydırma kararının, Millî Eğitim Bakanının, MGK üyesi olmadığı halde kurula davet edilerek toplantıya katıldığı günün akşamında açıklanması da zihinlerde soru işaretleri ve istifhamlar oluşmasına yol açtı.

Bu arada, Bakan Dinçer’in sözlerinden anlaşılan o ki, AKP yönetimi, teklifi bakanlığa bilgi vermeden Meclise sunmuş. Bu kopukluk niye?

Bakalım, sürecin ilerleyen safahatında neler olacak? 4+4+4 teklifi yasalaşabilecek mi? O aşamaya varırsa, son hali nasıl olacak? Hayırlısı…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*