45 plakalı ilden, nice 45 yıllara…

Gazetemizin 45. yılını 45 plâkalı ilde kutlamak güzel bir tevafuk olmuştu. Kısa süren bir yolculuktan sonra programımızı ifa edeceğimiz salona gelmiştik. Dışarıda muhteşem bir kalabalık vardı. Manisa’nın manevî havası havasıyla beraber bu program Manisa’ya daha güzel bir hava katmıştı.

21 Şubat günü heyecan doruktaydı. Yeni Asya’mızın 45. yılını kutlamak için Manisa’ya gidecektik. İzmir Yeni Asya okuyucuları olarak günler öncesinden hazırlıklarımızı gerçekleştirmiştik. İki büyük otobüs, bir de küçük minübüs ile Manisa’ya yolculuğumuz akşamüzeri saat altı gibi başlamıştı. Hepimizde muhteşem ve görülmeye değer bir heyecan vardı.

45. yılını 45 plâkalı ilde kutlamak güzel bir tevafuk olmuştu. Kısa süren bir yolculuktan sonra programımızı ifa edeceğimiz salona gelmiştik. Dışarıda muhteşem bir kalabalık vardı. Manisa’nın manevî havası havasıyla beraber bu program Manisa’ya daha güzel bir hava katmıştı. Arabamızdan ilk indiğimizde salonun dışında bulunan tabelâda büyük ve görkemli bir şekilde “Risale-i Nur’un Medyadaki Dili” yazıyordu. Bu yazı bizleri daha da heyecana getirmişti.

Salonda çevre ilçelerden kardeşlerimizle hasret giderme şansına da erişmiş olduk. Ve kısa bir süre sonra programımız aşr-ı şerif ile başladı. Daha sonra programın renklenmesi çin hediye çekilişi yapıldı. Neşriyatımızdan birçok kitap hediye edildi. Günün anlam ve önemi için Saadettin Önal Ağabeyimiz Yeni Asya’nın öneminden ve istikrarlı çizgisinden bahsederek bizimle fikir teatisinde bulundu. Sonra konuşmasını yapmak üzere “Risale-i Nur’un Medyadaki Dili” konulu konferansı için Selahaddin Yaşar Ağabey sahneye dâvet edildi. Konuşmasında, Yeni Asya’nın ne bedeller verirse versin Risale-i Nur’a hüvesi hüvesine uyarak bu yolda ilerlediğini ve bu şekilde istikrar çizgisini koruduğunu söyledi. 20 Şubat 1971’de yayın hayatına başlayan Yeni Asya gazetesinin bu hale gelebilmesinde şahs-ı manevinin gücünün ön planda olduğunu vurguladı. Daha sonra gazetemizin pek çok yazar yetiştirdiğini dile getirerek, ebeveynlerin çocuklarımızı gazetemize yazı yada şiir yazması konusunda bilhassa gençlerin teşvik edilmesi gerektiğini söyledi. “Burada birçok kardeşimiz var ve inanıyorum ki buradan bir çok yazar çıkabilir” diyerek, Manisa okuyucularını ve temsilciliğini tebrik ederek sözlerini tamamladı.

Program esnasında en çok kendimle yaptığım muhasebe beni etkilemişti. Çünkü Yeni Asya camiasının içerisinde bulunmak gerçekten büyük bir ayrıcalıktır. Şu zamanda istikrarlı bir şekilde hiçbir şekilde dış mihraklardan maddî manevî menfaat almaksızın yoluna devam eden Yeni Asya bence büyük iftihar kaynağımız olsa gerek. Gerçekten Risale-i Nur’un medyadaki dilini yansıtan en hakikatli basın organı. Rabbim bizleri bu istikrarlı çizgiden ayırmasın, âmin.

Programda “Neden Yeni Asya?” konulu bir de sinevizyon izledik. Sinevizyon gazetemizin bir kez daha haklı yönünü bizlere yansıtmıştı. Sinevizyondan sonra sanatçı Ali Oktay programımıza güzel bir renk kattı. Ali Oktay Yeni Asya’nın en güzel bir mektep olduğunu dile getirerek, gazetemizi dik duruşundan dolayı tebrik etti. Eserlerinden birkaç tanesini seslendirdi. Daha sonra “Yeni Asya” adlı marşını ilk kez bizimle paylaştı, güzel anlar yaşanmasına vesile oldu. Son olarak da ”Çam Dağı” adlı ilâhiyi Hasan Şen Ağabeyimizle düet tarzında seslendirdiler. Daha sonra Hasan Ağabeyimizin Yeni Asya’ya özel şiiri ile programımız sona ermiş oldu.

Rabbim hepimizi ve Yeni Asya’mızı bu istikrarlı çizgisinde hakikati haykırarak sonuna kadar bu yoldan ayırmasın. Programda emeği geçen birçok ağabey ve ablalarımıza teşekkürlerimizi sunar, bilhassa Yeni Asya gazetesi çalışanlarını tebrik eder, bu istikrar çizgisinin devam etmesini temenni ederiz.

Rabbim 45. yıl gibi 55, 65, 75… yıllarını da bizlere görmeyi nasip eylesin. Âmin.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*