93 yıl önce de yardım gemilerine operasyon yapmışlardı

BİRİNCİ Dünya Savaşı’nın sonlarına doğruydu.

İngiliz ve Fransız savaş gemileri Suriye ve Lübnan limanlarını abluka altına almıştılar..

Kıtlık vardı, hastalık vardı.. Çocuklar, yaşlılar, her gün binlerce ölüyordu..

İngilizler ve Fransızların gerekçesi de bugün Gazze’ye abluka uygulayan İsrail’in gerekçesiyle aynıydı..

Sivil yardımların Osmanlı askerlerine gideceğini iddia ediyorlardı..

Aslında niyetleri halkın çaresiz kalarak İngilizlerin tarafına geçmesini sağlamaktı.

Yerel önderlerin Papalık ve diğer tarafsız devletler nezdinde yaptıkları girişimler sonuçsuz kalmıştı..

Avrupa’dan yabancı devletlerin kontrolünde gönderilmesi istenen gemiler bir türlü yola çıkamıyordu.

Papalık nezaretinde gıdaların halka dağıtılması teklifini bile reddetmiştiler.

Kıtlık o kadar tehlikeli düzeye ulaşmıştı ki Amerika’da yaşayan Suriyeliler iki gemi dolusu yardım gönderdiler..

İki gemi insanlık görevini yerine getirmek için Doğu Akdeniz açıklarında Beyrut’a doğru hareket halindeydi..

Suriyeliler ve Lübnanlılar umutla bekliyorlardı. Ne var ki İngilizler iki gemiyi açık sularda durdurarak İskenderiye limanına çektiler. Halbuki Osmanlı ve Almanya makamları gıda yardımlarının sivil halka ulaştırılması için kendilerinden ne isteniyorsa yapmaya hazır olduklarını bildirmişlerdi.

Gıda yardımları sadece sivil halka dağıtılacaktı ve isterlerse Amerika’nın Beyrut Konsolosu buna nezaret edebilecekti.. Amerika’nın Beyrut konsolosu İngiliz çıkarlarına hizmet eden bir Amerikan Yahudisiydi.

Konsolos, Lübnanlı milletvekili Emir Şekip Arslan’ın sivil yardımın ulaştırılması için yaptığı girişimleri reddetmişti.

Şekip Bey Amerikan konsolosunun yanından “İnsanlık senin umurunda değil” diyerek ayrılmıştı.

Daha sonra bu Amerikan konsolosunun kendi hükümetini bile aldattığını öğrenmişti Şekip Bey.

Güya Osmanlı yetkilileri yardımları kendileri dağıtmakta ısrar etmişlerdi. İngilizler ve Fransızlar Alman ablukası altında kıtlık yaşayan Belçika’ya her türlü yardımı ulaştırmışlardı..

Aynı durum Hıristiyanların da yaşadığı Suriye ve Lübnan için geçerli olduğu halde insani yardımı yapılmasını engellediler.

Bakın Şekip Arslan ne diyor: “Eğer bu devletler Suriye halkının ve özellikle koruduklarını zannettikleri Hıristiyanların iyiliğini istemiş olsalardı, Belçika halkının iaşesi için Almanya’yla yaptıkları anlaşmanın bir benzerini Suriye halkının iaşesi maksadıyla Türkiye’yle yapabilirlerdi. Böylece yüzbinlerce Suriyeli ölümden kurtulabilirdi. Çünkü fakirlikten ve yaşam için geçerli şeylerin yoksunluğundan doğan hastalıklarla birleşen açlık yüzbinlerce Suriyeli’yi silip süpürmüştü.”

Mısır’daki işgalci İngiliz yönetimi Amerika’daki Suriyelilerin gönderdiği sivil yardım gemilerine el koydukları gibi Mısırlıların kendi aralarında topladığı yardımların ulaşmasını da engellemişlerdi.

Bu yardımlar savaş bittikten sonra dağıtılabilmişti, ölenler öldükten sonra..

Gazze’nin maruz bırakıldığı utanç verici abluka da bundan farklı değil sevgili okurlar..

Ama dünyanın vicdanlı insanları bu ablukaya boyun eğmeyecekler.

Abdullah Muradoğlu, Yeni Şafak, 13 Haziran 2010

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*