ABD’nin ince planı ne?

İş bu sefer ciddi galiba.

Çünkü;

İktidarın trolleri çok telaşlı.

Yalaka ve yandaşlar da bir o kadar tedirgin ve gerilim içinde.

Öyle ki sosyal medyada hakaret ederken bile klavyeleri titriyor.

Sebep ne diye sorarsanız?

ABD’nin tavrı tabi ki.

Bakınız 3 Kasım seçimlerinin üzerinden neredeyse dört ay gibi bir zaman geçti.

“Dünya liderimiz” hala aranmadı Biden tarafından.

Bu ciddi bir sorun.

Hem de baya ciddi.

Halbuki yalaka, yandaş ve trol ordusunun ümitleri tamdı.

Dünya liderimiz ne yapar eder, lobiler tutar, milyon dolarlar öder, damat bulur, evlat yolundan gider, bir şekilde “eski dostu Biden” ile işini yoluna koyar; biz de yine hakaret, küfür ve tehditle sosyal medyayı manipüle ederiz diyorlardı.

Ama olmadı.

Biden dünya liderimizi bir türlü muhatap almadı.

Troller ise akıl danelerine habire youtube de video yaptırıyorlar şimdilerde:

“ABD’nin planı ne, ülkemizi işgal mı edecek, yok Kuzey Irak’da şöyle yapacak, Suriye’de böyle yapacak… daha bir sürü lafı güzaf…”

İçlerinde bir iki doğru fikir varsa da çoğu komplo teorisinden ibaret.

Halbuki gerçek ortada duruyor.

Türkiye bu gün hiç oladığı kadar bölünmüş durumda. Adalet ve hukuk akıl almaz bir baskı altında. Fikir ve düşünce hürriyeti sadece iktidara yalakalık yapıldığı zaman geçerli. Yoksa terörist gruplardan birini beğenmek zorunda kalıyorsunuz. Rüşvet ve yolsuzluk artık açıktan, göstere göstere yapılıyor. Üstelik yolsuzluk var diyenler hakkında tazminat davaları açılıp yolsuzluk üzerinden yol bulunuyor. Şeffaflık ve hesap verilebilirlik yedi kapı arkasına saklandı.

Hal böyle olunca da iç dinamiklerle çözüme gitmek mümkün olmuyor.

Bu durumda da dış dinamikler devreye giriyor tabi ki.

ABD’de 170’ten fazla Kongre Üyesinin, Dışişleri Bakanı Blinken’a Türkiye mektubu bunun açık bir göstergesi.

Mektupta doğrudan Türkiye’de yaşanan ağır hukuksuzluklara dikkat çekilmiş.

Bu mektubu geçiştirmek mümkün değil.

Öyle hamaset ve milliyetçi söylemlerle bu işin önünü alamazsınız.

Bu tür tazyiklerden ancak ve ancak doğru bir demokrasi, ciddi bir hukuk reformu ile kurtulabilirsiniz.

Bu da nasıl olur bilinmez.

Çünkü hukuk ve demokrasi demek iktidarın harakiri yapması demek.

O kadar suça bulaşılmış ki…

İşkenceler, adam kaçırmalar, kara para aklamalar, silah ve petrol kaçakçılığı, devasa boyutta yolsuzluk ve rüşvet iddiaları…

Hukuk demek tüm bu iddiaların araştırılması demek.

Suçluların da hak ettikleri cezayı görmesi demek.

Peki bu şartlarda bir demokratik açılım olur mu?

Bize göre olmaz.

Olursa da oluyormuş gibi olur.

Peki ABD ve AB buna kanar mı?

Zannetmiyoruz…

Çünkü adamların elinde büyük deliller var.

Halkbank ve Zarrap ve SBK Holding olayları öyle küçük olaylar değil.

Bu hadiselerin tahribatı büyük olacak.

Peki ABD’nin ince planı ne bu noktada?

Komplo teorisyenlerinin dediği gibi bizi batıracaklar mı?

Yoksa başka bir plan mı devrede?

Rejim üstüne kapandıkça bu tür komplo teorileri revaçta olur.

Ancak bunları abartmamak lazım.

Çünkü niyetler belli: Dış etkenler bir değişim istiyorlar.

Yeniden demokrasi ve hukuk zeminine dönülsün diyorlar.

Bu açık…

Lakin mevcut yönetimin bu isteklere ne kadar karşılık vereceği çok açık değil.

Aslında açık da pek söylenmiyor. Yani şu anki iktidardan ümit kesilmiş Batı dünyasında.

Onun için ABD adım adım iktidarı bir erken seçime zorluyor iktidarı sanki.

Plan şu olsa gerek:

ABD ilişkileri asgari düzeyde tutarak iktidar partisine Trump gibi taviz vermeyeceğini iyice netleştirdi. Bu durumda iktidar  göstermelik de olsa bazı reformlar yaparak bir erken seçime gidip, milletin desteğini alıp Batı karşısına çıkıp, “İşte ben milletin desteğini yine aldım, madem demokrasi diyorsunuz, işte demokrasi” diyecek.

Ve böylece işleri yoluna koymaya çalışacak.

Böyle bir düşünce ne kadar reailze olur bilmiyoruz.

Ancak;

Bu düşünce sanki ABD’nin de tercihi gibi.

Şayet böyle bir plan varsa…

Bu plan Biden’ın “Erdoğan’ı seçim yolu ile değiştirme planı” ile örtüşüyor demektir.

Görünen o ki siyasetteki ısı artışı yaz gelmeden yazı getirecek.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*