“Bu hapishaneden veli olarak çıkabilirsiniz” diyerek mahpuslara seslenen Halil Ağabey, musibetten nasıl istifade edilebileceğinden bahsetti. Bahtiyar mahpuslar, bahtiyar gardiyanlar, bahtiyar müdürler unvanını kazandıran Risale-i Nur, her şeyden ziyade bir ihtiyaç mahpuslar için. Dağıtılan beş yüz Meyve Risalesi, artık mahpusların koğuş arkadaşı oluyor, boncuklardan çeşitli süs eşyaları dokuyan mahpuslar, artık Risale-i Nur’dan aldıkları feyiz ve irfanla ilim iplikleri dokuyorlar. Bediüzzaman’ın donarcasına üşütüldüğü koğuşlarda, şimdi Nur’un sıcaklığı kalp ve ruhları ısıtıyor.
Afyon Hapishanesine bir zamanlar, elleri kelepçeli olarak giren Nur Talebeleri, şimdi ellerinde Risale-i Nur kolileriyle içeriye giriyorlar, Nurun zaferi ilân ediliyor. Bediüzzaman’a eziyetler eden hapishane müdürleri ve gardiyanların yerini, artık şefkatli kahraman müdürler ve gardiyanlar almış. İşte Bediüzzaman’ın bütün zulümlere sabır göstermesinin sırrı, bugünkü bu güzel günleri, sinema şeridi gibi temâşâ etmesinden ileri geliyordu diye düşünüyorum.
Afyon Hapishanesinden sonra, Yeni Asya İlme Hizmet Vakfı’nda bir konferans ve Sadık- bey Köyünde ortaokul öğrencilerine bir ders yapan Halil Ağabeyin bitmeyen enerjisinin kaynağı Risale-i Nur olduğu anlaşılıyordu.
Halil Uslu Ağabeye, Afyon Açık Cezaevi Müdürü Muzaffer Avcı Beye, gardiyan kardeşlerimiz Müslüm ve Gökhan beylere, Açık Cezaevindeki bütün mahpus arkadaşlara ve tüm Nur Talebeleri ağabey ve kardeşlere teşekkür ederiz.
Benzer konuda makaleler:
- Günümüz gençliği ve Bediüzzaman
- Halil Uslu’yu dualarla anıyoruz
- Halil Uslu’yu dualarla anıyoruz
- Yardımlarla kardeşliğimiz pekişti
- Yeni Asya okuyucuları piknikteydi
- “Sultanım Hû”
- Bediüzzaman, çağlara reçete yazdı
- Gani gani rahmetler diliyoruz
- İnsanlık, Veda Hutbesinin mesajlarına muhtaç
- Halil Ağa’nın vicdanı
İlk yorum yapan olun