Ahirete iman, adalete baş eğdirir

altMemleket dahi bir hanedir ve vatan dahi bir millî ailenin hanesidir.

Eğer iman-ı ahiret bu geniş hanelerde hükmetse, birden samimî hürmet ve ciddî merhamet ve rüşvetsiz muhabbet ve muavenet ve hilesiz hizmet ve muaşeret ve riyasız ihsan ve fazilet ve enaniyetsiz büyüklük ve meziyet o hayatta inkişafa başlarlar.

Çocuklara der: “Cennet var, haylazlığı bırak.” Kur’ân dersiyle temkin verir.

Gençlere der: “Cehennem var, sarhoşluğu bırak.” Aklı başlarına getirir.

Zalime der: “Şiddetli azap var, tokat yiyeceksin.” Adalete başını eğdirir.

İhtiyarlara der: “Senin elinden çıkmış bütün saadetlerinden çok yüksek ve daimî bir uhrevî saadet ve taze, bâkî bir gençlik seni bekliyorlar. Onları kazanmaya çalış.” Ağlamasını gülmeye çevirir.

Bunlara kıyasen, cüz’î ve küllî her bir taifede hüsn-ü tesirini gösterir, ışıklandırır. Nev-i beşerin hayat-ı içtimaiyesiyle alâkadar olan içtimaiyyun ve ahlâkiyyunların kulakları çınlasın!

İşte iman-ı ahiretin binler faydalarından işaret ettiğimiz beş altı numunelerine sairleri kıyas edilse, kat’î anlaşılır ki, iki cihanın ve iki hayatın medar-ı saadeti yalnız imandır.

Şuâlar, 11. Şuâ, 8. Mesele, Y. Asya Neşriyat-2017, s. 251

LÛ­GAT­ÇE:
ahlâkiyyun: Ahlâkçılar, ahlâk ilmi ile uğraşanlar.
bâkî: Sonsuz.
cüz’î: Küçük.
içtimaiyyun: Sosyologlar.
iman-ı ahiret: Ahirete iman.
küllî: Büyük, genel.
medar-ı saadet: Mutluluk vesilesi.
muavenet: Yardım.
muaşeret: Birlikte yaşayıp iyi geçinme.
uhrevî: Ahiretle ilgili.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*