Ahlâk seferberliğine buyurun!

Fena ve fani bir adamın baki sözüyle konumuza giriş yapalım.

Diyordu ki: “Eğer bir memlekette erbab-ı namus, laakal eşşira kadar sabur olmazsa, o memleket behemahal batar.”

Yani: “Eğer bir ülkede namuslu insanlar, en az namussuzlar kadar cesur olmazsa, o ülke mutlaka batar.”

Tahmin ettiğiniz gibi, söz İsmet İnönü’ye ait… Bu nutku, 5 Temmuz 1931 tarihinde TBMM çatısı altında irad etmişti.

Teşbihte hata olmasın. Aynı şekilde biz de; “Bu ülkede ahlâklı insanlar, en az ahlâksızlar kadar cesur olmazsa, o ülke mutlaka batar” desek yeridir.

Ahlâk ne yüce bir erdem. Ahlâk, sadece iyi huy ve yetenekler manzumesi midir?

İslâmî eserleri taradığımızda ahlâklı insanlar için şu ifadelere rastlarız:

– Ahlâk-ı hamide, ahlâk-ı hasene.

Kötü huylu insanlar için de;

– Ahlâk-ı zemime, ahlâk-ı seyyie… gibi sıfatlar verilmiştir.

Televizyon, gazete, sosyal medya ve diğer medya organlarına baktığımızda gördüğümüz şey şu; belli bir zümre, erkekleşen kadın, kadınlaşan erkek veya “üçüncü cins” diye adlandırdıkları “cinsiyetsiz insan” formülünü topluma empoze etmekle meşgul.

Televizyon programlarında özellikle gündüz ve akşam kuşağı sunucuları, dizi filmlerde önemli bir karakter olarak karşımıza çıkardıkları gibi, artık aleni bir şekilde ekranlarda kadın kılığına bürünmüş erkekleri popüler hâle getiriyor… Yetmiyor bir de, ameliyatla erkekleşen kadınları sürekli magazin programların gündeminde tutuyorlar.

Dizi filmlerde ahlâksız konular bir gergef gibi işleniyor. Popüler kültür(süzlük) adı altında sürekli insan fıtratına ters gayr-ı ahlâkî müzik programları pompalanıyor. O kadar “cesur”lar ki, sosyal medyada devamlı surette kendilerini anlatıp, genç kitleleri peşinden sürüklüyorlar.

Artık neredeyse, biz sokağa çıkamaz hâle geldik. Öyle ki, bir yandan cinsiyetsiz toplum özentisi bir kitle, bir yandan da ahlâk denen erdeminin kişiliğinden sıyrılmış insan müsveddeleri… Medya, zihinleri zedeleyici yayınlarla dört bir yanımızı kuşatmış.

Acı olan nedir biliyor musunuz? Ahlâksızların ahlâklı insanlardan daha cesur olduğu bir dönem yaşıyoruz.

Bu etkiyi kırmak elimizde. Nasıl mı? Öncelikle “ahlâk seferberliği” başlatmalıyız.

Zira insan, “İlâhî ahlâk” ile kendini donatmalı. Böylelikle güzel huylu ve iyi ahlâk sahibi bir fert olabilir. Ahlâklı insanın gittiği yol bellidir, haysiyet, namus ve adalet.

Bir düşünelim; insan bedeni bize verilmiş bir emanettir. Bu emanetin sağlıklı yaşayabilmesi için üç kuvvet dercedilmiş.

Bu kuvvetlerin 1’incisi; çıkarcı ve cezbedici şehvet damarı… 2’ncisi; zararları defeden kuvvet… 3’üncüsü; iyi ve kötüyü birbirinden ayırt eden akıl. İnsan fıtratında bulunan bu kuvvet, İslâmın getirdiği hükümlerle sınırlandırılmıştır.

Bu durum da üç mertebeye ayrılırlar: Aşırı gidenler (tefrit), en düşük grup (ifrat) ve normal (vasat) düzen içinde yaşayanlar.

Şehvet duygusunun tefrit mertebesi, isteksizliktir. İfrat mertebesi ise, günaha girmek ve sefahate batmaktır. Yani ahlâksızlıktır. Vasat mertebesine baktığımızda helâlinden bir eş seçip, haramlardan sakınmaktır. Ki, ahlâkı bu çatı altında korumak mümkün.

Peygamber sünneti başlı başına bir edeptir. Efendimiz (asm) yaptığı hiçbir işte edepsizlik göremezsiniz. Peygamberimiz (asm), “Rabbim bana edebi bir güzel surette ihsan etmiş, edeplendirmiştir” buyurarak bize kendini en güzel bir şekilde tarif etmiştir.

Bu yüzden Sünnet-i Seniyyeyi bilen, okuyan araştıran bilir ki, edebin en güzel yönlerini Cenab-ı Hak, Efendimizde (asm) cem etmiştir. Değil mi ki, edebi terk eden, edebi terk eder.

Zira, Resul-i Ekrem Efendimizin (asm) Sünneti Seniyyesinin temel kaynağı, sözleri, hareketleri ve yaptığı işler olduğunu göreceğiz.

Yani Peygamber Efendimizin (asm) hayatını taklit edip, ittiba etmek, sünnetini harfiyyen yerine getirmek, bizim kurtuluş reçetemizdir. Çünkü en küçük hareketini bile rehber edinsek bile, bu adetler, ibadet hükmüne geçecektir.

Ahlâk seferberliğini önce kalp dairesinde başlatmak, sonra da çevremize bunu yansıtmak.

Bu seferberlikte kelebek etkisinin bile çok önemli olduğunu ve küçümsememek gerektiğini düşünüyorum.

Haydi, Ahlâk seferberliğimiz başlasın!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*