Ahmed Altuntaş vefat etti

Onu; hayatının ilk yıllarının geçtiği memleketi Sarıkamış’tan, üniversite yıllarında okuduğu İstanbul’dan, uzun yıllar DSİ bölge müdürlüğünde çalıştığı zaman kaldığı Kayseri’den tanıyan kardeşlerimiz! Ahmed Altuntaş vefat etmiştir…

Zannedersem 2001 senesinde Bursa’ya tayinen gelmişti. DSİ bölge müdürlüğünde yeraltı suları şube müdürlüğü yapıyordu. Bizim dairemize de yakındı, birkaç arkadaşla yanına gidip, “Hoş geldin” ziyareti yapmıştık. O günden beri de tanışırız. Tabii ayrıca, Mustafa Altuntaş kardeşimizin de ağabeyi olması, bir-iki akrabasıyla daha münasebettar olmamızdan dolayı, kendisiyle muhaveremiz oluyordu. Kendi hâlinde, ehl-i hizmet, beyefendi ve iyi bir Risale-i Nur talebesiydi.

2007 senesinde biz de, onun oturduğu mahalleye taşınınca daha bir samimi olmuştuk. Bizden 3-4 yaş büyüktü, cemaatî birçok hadiseyi yaşayarak geldiğimizden, eskilerden çok konuşur, ortak arkadaşlarımızı bulurduk. Aynı mahalleden de olunca, hizmetlere beraber gidiyor, haftada en az iki-üç gün bir araya geliyorduk. O, benden bir-iki sene önce emekli olmuştu. Cevval ve çalışmayı seven biriydi. Bazen buluşur bir yerlere giderdik. Bir gün bana “Osman kardeş, gel seninle bir iş yapalım” dedi. “Ne iş yapalım Ahmed ağabey?” deyince, “Ya, bu halı yıkama işleri iyi, modern bir şekilde o işi yapalım” dedi. Ben de, “Ya ağabey boş ver, bu kadar sene dünyaya çalıştık, bundan sonra da hizmetlere koşturup âhirete çalışalım” demiştim.

Daha sonra, bir büyük inşaat firmasının İnegöl’deki yerinde işe başlamış, Anadolu’nun birçok şehrine uçakla gidip gelmeye, hatta bazen günlerce oralarda kalmaya başlamıştı. Tabii, bu durum onun hizmetlerinin aksamasına da sebeb olduğundan, bazen bir araya gelip konuştuğumuzda, kendisinin de bundan rahatsız olduğunu, hizmetlerinin aksadığını, bazen de yorulduğunu ifade ederdi. Bir gün dedim ki, ”Ya Ahmed ağabey, madem öyle, Allah’a şükür senin ihtiyacın yok. Gel bırak o zaman” demiştim. (Kardeşi Mustafa kardeşimiz de, vefatından sonra anlattı. Ben ona bir gün ‘Ağabey, çalışma ne yapacaksın, daha nereye kadar çalışacaksın?’ dediğimde, ‘Ölene kadar’ demişti.) dedi.

Geçen sene hanımı rahatsız olup ameliyat olmuştu. Buna çok üzülmüş, bana anlatırken de biraz gözleri yaşarmıştı. ”Osman kardeş, bir evin direği o evin hanımıdır ya. Hanım vefat etse ben ne yaparım bilmem. Onun için isterim ki, ben ondan önce öleyim” demişti.

Evet, Ahmed Altuntaş ağabeyimiz, mahallemizin, Bursa’mızın ender insanı Ahmed ağabeyimiz, hanımından önce, bu dünyadan göçtü. Mustafa kardeşimize söylediği gibi, bir sabah işe giderken servis aracını beklerken geçirdiği kalp krizi neticesi Rahmet-i Rahman’a uruc edip, bu dünyadan göçerek, inşaallah, Cennet bahçelerine intikal etti. Allah rahmet eylesin! Makamı Cennet olsun! Başta akrabaları olmak üzere, arkadaşlarının, cemaatimizin, hepimizin başı sağ olsun!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*