Ailedeki deprem tehlikeli değil mi?

Başta büyük şehirlerde yaşayanlar olmak üzere bütün Türkiye, muhtemel bir ‘büyük deprem’le sarsılmaktan korkuyor.

“Beklenen İstanbul depremi” için tahminî olarak tarih ve büyüklük veren uzmanlar bile var. Onlara göre büyük bir depreme sadece İstanbul değil, bütün Türkiye hazır olmalı. Ve bu depremde Allah muhâfaza etsin yüzbinlerce insanın ölmesinden korkuluyor.

Deprem gündemleriyle meşgul olurken asıl büyük depremin yaşanmış ve yaşanıyor olduğunu unutmuş görünüyoruz. “Son on yılda boşanmalar yüzde 82 arttı” haberi “Büyük İstanbul depremi”nden daha sarsıcı, daha yıkıcı ve daha yaralayıcı değil mi? Ailesi sarsılan, yıkılan bir Türkiye’nin binaları sağlam ve ayakta olsa bir fayda verir mi? Muhtemel depremlere karşı milleti ikaz eden, tehlikeyi haber veren uzmanlar; büyük aile depremi karşısında nasıl sessiz kalabilir?

Ayrıntılar bir yana, 2016 istatistiklerine göre son 10 yılda boşanma dâvâları yüzde 82 artmış olması hepimizi çare arayışına sürüklemesi gerekmez mi? Böyle bir gelişme, böyle bir haber karşısında kim sessiz ve tepkisiz kalabilir? Aynı rakamlara göre İstanbul’da geçen yıl açılan hukuk dâvâlarının yüzde 62.3’ünü boşanma dâvâları oluşturmuş. (hürriyet.com.tr, 29 Haziran 2017)

Türkiye’yi idare edenler başta olmak üzere hepimiz bu meseleyi gündeme taşımak zorundayız. Gerek sivil toplum kuruluşları ve gerekse her sahada uzmanlar bu musîbete karşı bir çare aramalı, çare bulmalı. Günde beş vakit bu mesele konuşulsa yine de yeridir. Çünkü yıkılan sadece aile yuvaları değil ki. Boşanan her ailenin çocukları da büyük yıkım yaşıyorlar. Okuldaki durumlarından arkadaşlık ilişkilerine kadar her sahada problemlerle karşılaşıyorlar. Türkiye’nin ve ailenin bu hâle nasıl düştüğünün iyi incelenmesi icâb eder.

Bu noktada medyanın da büyük bir sorumluluğu olduğu unutulmamalı. Gazete ve televizyonlardaki haberler ne ölçüde ailenin muhâfazasına yardım ediyor? Hangi haberler, hangi diziler, hangi filmler boşanmaları tetikliyor? Belli başlı dizilerin ve programların aileye yüzde yüz zararlı oldukları bilindiği ve ilân edildiği hâlde bu programlara niçin mâni olunmuyor? Bu şekilde mi aile korunacak?

Sosyal meseleler ve eğitim gibi konulara çok önem verilmesi gerektiği hatırlatıldığında Türkiye’yi idare edenler nedense memnun olmuyorlar. Bütün gündemi ekonomik ve siyasî tartışmaların meşgul ettiği bir Türkiye’de aile fâcialarının yaşanması bir neticedir. Bir defa ekonomi denildiğinde beş defa aile, çocuk ve eğitim demediğimiz müddetçe bu tehlikeleri bertaraf etmek mümkün olmaz.

Maksadımız şunu bunu eleştirmek, ümit kırmak, menfîlikleri nazara vermek değildir. Ortada büyük bir yangın var ve bu yangının alevleri bütün Türkiye’yi, biraz daha geniş açı ile bakıldığında bütün dünyayı sarmış durumdadır. Hep birlikte bu yangını söndürmek mecburiyetindeyiz. Gelin el birliği ve iş birliği yaparak bu tehlikeyi bertaraf edelim. Aileyi koruyacak, onu muhâfaza edecek her türlü adımı atalım ve bu yolda adım atanlara destek olalım.

Problemi görmemek, yaranın üstünü örtmek çare değil. İnanın bu deprem, maddî depremlerden bin defa daha yıkıcı, yaralayıcı ve öldürücüdür. Yangını söndürelim, depreme karşı tedbirimizi alalım. Birlikte, beraber ve el ele.

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

  1. Yazara Teşekkür ediyor birkac husustan da bahsetmek istiyorum;

    Insanlık aile’den aile bireyden meydana gelmektedir diyecek olursak,

    Aslında her bir birey kendini ihya etse,
    Ben nasıl daha iyi muamele görürüm yerine
    Ben nasıl kendi yaşantımda daha iyi olurum’un sualini sorup kendini düzeltmeye gayret etse
    Birçok sorun düzelecektir,

    Aile noktasındaki sorunların kökü temeli karşıdakinden hep daha iyisini talep etme halinden ortaya çıkıyor,
    Bir türlü eldekilere şükredip kendimizi düzeltme haline geçemeyebiliyoruz..

    Onun için
    Ne varsa Hamdolsun Rabbim,
    Ben Nebebi ahlak’ı kuşanmaya bakayim diyelim..

    Kendimizi ihya edecek eserlere Nurlara yönelelim..

    Mevlam Cümle insaniyeti ve islamiyeti
    Ihya eylesin ve bizleri Kur’Ani esaslar üzre yaşamak iradesi nasib kılsın..

    Sevgilerim ve Selamlarım ile.. 🙂

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*