Akıl ve adaleti istimal ediniz

altMeşrutiyete Dair Telkinattır

Ey verese-i enbiya ulema ve meşayih-i Ekrad!

Merkezde olduğum için size tembih ediyorum ki: Bu zaman-ı ahirde fikr-i istibdadın sehab-ı muzlimi şems-i İslâmiyet’in ulviyet ve hüsn-i hakikîsini enzardan setretmişti. Hatta âdeta İslâmiyet ecnebilerin nazarında mâni-i terakki ve adalet ve hürriyet gibiymiş. Hâşâ, sümme hâşâ! Zira sadr-ı evvelin, bahusus o zamanda hürriyet ve müsavat ve adaletleri bürhan-ı bâhirdir ki; Şeriat-ı Garra–ibadattaki müsavat bunu teyit ediyor–hürriyet-i hakkı ve adalet ve müsavat-ı hukukun cemî revabıt ve levazımatıyla camiidir. Zira şeriat kelâm-ı ezelîden geldiğinden ebede gidecektir. Nasıl enbiyalar vahiyle kavaidi tesis ve müçtehidîn içtihatla ahkâmı istinbat; siz de ilcaat-ı zamana o ahkâm-ı âdileyi tevfik ve tatbik ediniz.

Ey şecaatnihad rüesa-i Ekrad!

Şimdiye kadar padişaha iktida ettiniz ki, milletin vahşetinden dolayı tedenni ve inkırazın mahkûmu olan kuvvet ve cebri millette istimale lüzum gördünüz. Şimdi de padişah yine size imamdır. İktida ediniz ki, o, ömr-i ebedîye mazhar olan marifet ve adaletiyle milletini idare edecek. Siz de öyle yapınız, tâ ki necat bulasınız. Kuvvet ve cebir yerine akıl ve adaleti istimal ediniz; ve tahvif yerinde muhabbeti ikame ediniz, tâ riyasetiniz berdevam olsun.

Mâhâsıl: Efendimiz o kadar haşmetli ağalık kürkünü milletine bağışladı. Siz de o eski ve kehlelenmiş ağalık abasını bir hulle-i adalete tebdil ediniz.

Ey bağlı arslanlar gibi efrad-ı Ekrad!

Şimdiye kadar iki cihetle esirdiniz: Biri hükûmet-i müstebidenin tekâlif-i zalimânesiyle, diğeri bazı zalimlerin gasp ve garet-i tecavüzatıyla. Şimdi bu inkılâb-ı azîmden sonra azadesiniz. Her biriniz âleminizde hükûmet-i meşruta-i meşruanın tekâlif-i âdilânesine itaat ve hukuk-i gayra men-i tecavüz şartıyla birer padişah gibisiniz. Bu saltanat-ı şahsiyeyi muhafaza, teşebbüs-i şahsî ile ellerinizden geldiği kadar bu ittihad-ı millete ve meşrutiyete her cihetle hizmet ediniz. Zira bizim, belki umum millet-i İslâm’ın ve mutlak Osmanlıların necat ve hayatı, bu ittihad-ı milletle kaimdir.

Ey umum Ekrad! Gözünüzü açınız; sabah geldi. Ve müteyakkız olunuz; sizin ihtilâf ve vahşetinizden efkâr-ı faside sahibi istifade etmesin. Bu şanlı olan ittihad-ı milleti fena bir hastalığa hedef etmesinler. Zira o vakit bütün millet ve İslâmiyet size davacı olacaktır. Zaman size sille vurmakla o ihtilâf ve keşmekeşi atacaktır. Namusunuzu isterseniz tokat yemeden atınız. Bunu da muhakkak bilin: Her tarafa hücum eden medeniyete karşı vahşetinizi muhafaza edemezsiniz. Bu vahşet lâfzından darılmayınız. Zira evvel nefsime söylüyorum. Hem de kabahat hükûmetindir. İstediğim nokta, Kürdlük namus ve haysiyetini muhafaza ve yiğit kahraman Arnavutlara meşrutiyet ve adalete hizmetle iktida ediniz. Bu hâl-i hazır, saadetimize herkesten ziyade hizmet edecektir. Çünkü herkesten ziyade istibdattan biz zarar görmüşüz. Güya bizden darılmıştılar, mazi tarafına bizi sevk ediyorlardı. Beşaret ediyorum ki: Yakın zamanda umum Kürdistan’da medaris-i münderiseyi ihya ve olmayan yerlerde de medaris tesis edilecektir, vesselâm.

Bediüzzaman

Eski Said Dönemi Eserleri, Nutuk, s. 190

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*