“Aklımızı midemize hâkim eyle!”

Risale-i Nur’daki birçok hakikat, işaret ve keşif ehl-i dikkatin ve hakikatin nazarlarını kendisine çekmektedir.

Risale-i Nurlar, ahirzaman insanının merak ettiği birçok hakikati izah ederek vuzuha kavuşturmuş ve ehl-i hakikate rehber olmuştur ve olmaktadır.

“İktisat Risalesi”nde yer alan ‘ruhun cesede, kalbin nefse ve aklın mideye hâkimiyeti.’1 bahsi de ehl-i hakikatin dikkatini çeken çok manidar ve hikmetli bir tesbittir. Bu hakikati Nur Talebeleri yemek duâsının ahirine ekleyerek duâlaştırmışlardır: ‘Ya Rabbi! Ruhumuzu cesedimize, kalbimizi nefsimize, aklımızı midemize hâkim eyle!”

Sun’î gıdaların cicili bicili ambalajlarla her tarafı istilâ etmesi ve sağlıksız gıdaların pazarlamayla etkin olarak hayatımıza girmesi durumlarına bir de tembellik marazı eklenince iştiha-i kâzibemize hâkim olamaz hale geldik. Bu vahim durum akıl-mide dengesinin bozularak sağlığımızı tehdit eder hâle gelmesini netice verdi.

Aklın devreden çıktığı bir ‘yeme’ faaliyetinde hikmetsiz bir tavır sergilemiş oluyoruz. Bu hikmetsiz davranışın birçok zararına hepimiz her gün şahit olmaktayız.

Bugünlerde dikkatimi akıl-mide dengesinde, dengeyi aleyhimize bozan iki husus dikkatimi çekti. Bunlardan biri uyku hali diğeri de ekran başında yemek âdetidir. Bu hallerin yemek noktasındaki zararlarına dair araştırmalara ve ha- berlere sıkça rastlamaktayız.2 Uykusuzluk durumunda aklî melekeler duruyor veya yavaşlıyor. Bu sebeple uyku noktasında sıkıntı olduğu zaman yemek noktasında da aklımız devrede olamıyor ve böylece hâkimiyeti kaybedebiliyoruz. Uykusuzluk halinin sadece yeme, içme gibi durumlarda değil hayatın her halinde olumsuzluğa sebebiyet verdiğini uzmanlar ifade etmektedir.

Yemek noktasında aklı devreden çıkaran diğer davranışımız ise ekran başında yeme alışkanlığıdır. Yapılan araştırmalar ekran başında bir şeyler izlerken farkında olmadan daha fazla ve bilinçsizce yenildiğini göstermiştir. 3 Ekranların hayatımızda gün geçtikçe daha fazla yer aldığı günümüzde bu tehlike vahim boyutlardadır. Pazarlama faaliyetlerinde de ‘seyretmenin yemeden’ olmayacağı sıkça vurgulanır. ‘Cips-kola’ ikilisi çoğu seyrin vazgeçilmezi haline gelmiştir.

Akıl-mide muharebesinde muzaffer olmak istiyorsak öncelikle aklı devreden çıkaran tesirlerin farkında olmamız gerekiyor. Yukarıda bunlardan iki tanesine örnek verdik. Herkes için aklı devreden çıkaran hususlar farklı olabilir. Meselâ, bazı insanlar hissî dalgalanmalarda daha fazla yemeye yönelebilir. Bu sebeple kendimizi tanımak ve aklî melekelerimizi zayıflatan hususların farkında olmak önem kazanmaktadır.

Oruç ibadeti akıl-mide muvazenesinde çok manidar bir noktada durarak bize dersler vermektedir. Oruç, aklımızı ve irademizi midemiz üzerinde hâkim kılan bir ibadettir. Bize, bilinçli olarak yemeyi ve içmeyi öğretmektedir.

Uzun bir aradan sonra üç aylar vesilesiyle oruç tutanların bu oruçlarında hiç acıkmadıklarını beyan etmeleri, meselenin ciddiyetini ortaya koymaktadır. İhtiyacımızın üzerinde yediğimiz gerçeğini böyle zamanlarda daha iyi anlıyoruz. Ahirzamandaki hayat şartları hikmetsiz, lezzetsiz, bereketsiz ve şükürsüz bir yemek faaliyetinin esiri kılmaktadır insanı…

Peygamber Efendimiz (asm) “Âdemoğlu, karnından daha şerli bir kap doldurmamıştır.”4 hadisiyle çağlar öncesinden fazla yemenin za- rarlarına mu’cizane işaret etmiştir. Bu konuda ehli hakikatin samimiyetle ifade ettiği ‘Ne zaman az yesem hiçbir pişmanlık duymadım, ne zaman fazla yesem hep rahatsız oldum ve pişmanlık duydum’ tesbiti dikkatimi çekmektedir.

Kuvve-i zaikamızın, midenin bir kapıcısı derekesinden rahmet-i İlâhiyenin nimetlerini tartan bir müfettiş rütbesine terakki edebilmesi için aklımızı midemiz üzerinde hâkim kılmak esastır.

Bu muvazeneyi sağlamak noktasında bu gelen duâ rehberimiz olur inşallah: “Ya Rabbi! Ruhumuzu cesedimize, kalbimizi nefsimize, aklımızı midemize hâkim eyle!”

Zübeyir Ergenekon

Dipnotlar:
1- Lem’alar, Yeni Asya Neşriyat, sayfa: 145.
2- https://aklinizikesfedin.com/uykusuzluk-beyninizi-nasil-etkiler/
3- Ntv.com.tr (24 Aralık 2010).
4- Tirmizi, Zühd, 47.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*