AKP, Demokratlık ve Nurcular

Ülkemizde demokrasi ne alemde?

Hak ve hürriyetler nasıl?

Kişi kendisini hür hissedebiliyor mu?

İnsanlar geleceğe güvenle bakabiliyor mu?

Sorular uzar gider…

Cevaplar ise iki yönlü:

Eğer siz;

Hükumetin icraatlarına hep olumlu bakıyorsanız,

Doğru yanlış demeden her hizmete alkış tutuyorsanız,

Her söylenen sözde bir hikmet arıyorsanız,

Her kötü işi İsrail ve Batının üzerine atıyorsanız,

Davutoğlu da, gelmiş geçmiş en iyi dış işleri bakanı diyorsanız,

O zaman sizin işiniz kolay.

Siz alabildiğince hürsünüz, Demokrasinin nimetlerinden faydalanırsınız.

Yok…

Hükumeti tenkit ediyorsanız,

İcraatlarını beğenmiyorsanız,

“Şu da şöyle olsa daha iyi olur” diye akıl veriyorsanız,

Haddinizi aşarak yol göstermeye çalışıyorsanız,

Her kes için hak, hukuk, adalet olsun diye kelam ediyorsanız..

İşte o zaman işiniz kötü.

Zira;

Gazeteci iseniz işinizden olursunuz…

Televizyoncu iseniz işten kovulursunuz…

Bilim adamı iseniz “sevsinler sizin biliminizi” diye anılırsınız.

Muhalefet iseniz “hadi oradan” lafına muhatap kalırsınız…

Sanatçı iseniz iş mahkemeye kadar gider,

Mahkemelerde aleyhinize tazminat davaları açılır, şaşar kalırsınız…

Gösteri yapıyorsanız; çapulcu,

Biber gazına itiraz ediyorsanız; terörist bile olabilirsiniz…

İşte ülkenin geldiği nokta bu…

İster kabul edin ister etmeyin,

İster sevin isterse terk edin,

İster “ormanda yaşayın”, isterseniz çöle gidin…

Hali pür mealimiz bu…

Maalesef gidişat da pek iyi değil.

Millette derin derine gergin bir hal var.

Toplum umulmadık noktalardan patlak veriyor.

Ahlaksızlık tavan yapmış, gençler büyük bir girdapta, gelir dengesi alabildiğince bozulmuş, zengin fakir ayrımı derinleşmekte, eğitim zaten hiç düzelmedi, dış politika en etkisiz halini yaşıyor, çevremiz full sorunla dolu, İslam alemi perişan…

İşte bütün bunlar 2002 de başlayan Büyük Ortadoğu Projesinin uzantıları ve neticesi.

Durum tam bir iflas hali…

On yıllık iktidarın meyveleri bunlar.

Gelinen noktada şu çok açık:

AKP denen siyasi teşkilat demokrat olduğu için iktidara gelmemiş…

İktidara gelmenin yolu demokratlıktan geçtiği için demokrat olmak zorunda kalmış…

Tam bir takiyye hali yani…

Çözüm nedir derseniz, cevap şudur:

Hakiki Demokratların tekrar siyasetin başına geçmesi.

Bizlere düşen görev ise dua etmektir.

Dini siyasete alet eden, tüm kutsal değerlerimizi pazara çıkaran, fiilen Üstad Bediüzzaman ve Nurların önünü kesmeye çalışan, ülkeyi bu hale getiren AKP hakkında -varsa- dualarımızı terk etmek…

Hakiki Demokratların yeniden canlanması için dua etmek…

Benzer konuda makaleler:

4 Yorum

  1. Mahkemede dava açılan sözde sanatçılardan biri Fazıl SAY. Nedir yani. yaptığı açıklamaları, manevi değerlere hakaretlerini özgürlük kapsamına mı alalım ??? Bu mudur yani demokrasi ??? Bunu sizlerden duymak o kadar zoruma gidiyor ki !!!! “fiilen Üstad Bediüzzaman ve Nurların önünü kesmeye çalışan, ülkeyi bu hale getiren AKP hakkında” bu cümlenizde geçen fiil nedir acaba bir tane örnek alalım elle tutulur, komplo teorisi olmayan ???? Bitlis’te İHL’ne Bediüzzaman Said NURSİ adının verilmesi gibi mi yoksa ??? Gösteri yapıyorsanız çapulcu öylemi ??? Aydınlık gazetesi okuyorsunuz galiba oradada aynısı yazıyor….Üstadın talebeleri abilerden böyle öğrenmedik biz , hiç biryerde rastlamadım bu yazdıklarınıza… Başörtüsünün suç olduğu zamanları yaşadık, serbest oldu diye din siyasete mi alet edilmiş oldu ? Ya da başörtüsü serbest bırakıldı diye özgürlüklerin önünü açtık demeçleri mi dinin siyasete alet edilmesi ??? BÇG den haberdar olup onay veren çok sayın Demirel gibiler mi demokrat yani onlarmı geçecek tekrar başa çözüm için ??? Bilmiyorsun galiba zat-ı muhteremin “Başörtüyle okumak isteyen Arabistana gitsin” dediğini ??? Ya da bu yazıyı okuyanların bilmediğini mi düşünüyorsunuz ? Büyük bir davanın yayın organında yazıyorsunuz, lütfen sorumluluğunuzun bilincine varın. Allah muhafaza bunların hesabı çetin olur…

  2. Üstadın ismini kullanarak, Risale-i Nur’ların ismini kullanarak, “hakiki demokratlar” kavramını kullanarak, manipülasyon yapan, insanların zihnini yönlendirmeye çalışan, Ergenekoncu, Ulusalcı, Antidemokrat yazılar görmek istemiyoruz..

    “Gerçek Demokrat” iseniz, bu hastalıklı tutumdan vazgeçer, Risale-i Nur’ların vazettiği ihlas, uhuvvet, siyaset, müsbet hareket çizgilerine gelirsiniz.

    Sizden, bu konularda ciddi bir hareket görmek istiyoruz.

  3. Ahmet Said kardeşimizi tebrik ediyor, gerçekleri anlatan, insanları dar görüşlülükten kurtaracak yazılarının mümkünse her gün yaılması görüşündeyiz. Yazarı tenkit edenlerin, risaleyi nura yıllarca talebelik yapmadıkları, Üstadımızın değerli eserlerinin birkaç paragrafını o da iş olsun diye okudukları ne de kolay anlaşımaktadır. Yahu risalei nur bir yaşamdır, derin akıldır. Üstadımız ne güzel söylemiş siyaset meleği şeytan, şeytanı da melek olarak gösterir. Dinin belki yüzde biri siyasettir. Biz devletten din istemiyoruz, hürriyet istiyoruz şeklinde nice tarihi delen yazıları vardır. Yahu risaleleride siyasete alet ettiler. Nurlara iliştiler. Tokatları oluyor ama, şiddetleneceği görüşündeyim. Samimi kardeşlerimize selam ve dualarıla. Ali Kan

  4. Ahmed Said kardeşim, biz hakiki demokratlar partii isminden bile bahsetsek, siyasetçi oluyoruz! Demokrat olmayanlar parti kuruyor, partiye kayıt oluyor, bir yerlere seçiliyor, iktidara oynuyor, koltuklara kuruluyor, ama siyasetçi olmuyor! Bırak gitsin, ne halleri varsa görsünler. Biz müsbet iman kurtarma hizmeti ile meşgul olalım. Bunun zevk ve mutluluğu yeter bize. Buna vaktimiz bile yetmez. Bizim hizmetimizle ilgilenmeyenlerle, hizmetimizin zararına olarak ilgilenmeyelim.

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*