AKP, Suriye’de neden yine ağız değiştirdi?

Doğu veya Batı

alt2011’den sonra gelişen hâdiseleri hatırlayanlar, 2015’ten sonraki olayları da hesaba katmalıdır.

Bu yazımızda; neoconlarca organize edilip Suriye hükümetine mal edilen Guta katliâmından sonraki olayları hülâsa edecek değiliz. Rusya’nın II. Avrupa ve Amerika tarafından icra edilen fitnenin üzerindeki örtüyü çekmesi ile birlikte, sözde IŞİD karşıtı ittifakın mahiyeti ortaya çıkmaya başlamıştı.

Bize göre; demokrasi taraftarı ve insaniyetperver Amerika ve Avrupa, bir türlü dizginleyemediği savaşçı neoconları, Rusya ve müttefikleri aracılığıyla dengelemeye çalıştı. Daha çok Pentagon ve NATO bünyesine sızan bu troçkist kadrolar; genellikle Amerika ve İngiltere’de etkili olan neocon ve neoliberal cereyanlardan aldıkları destekle Afganistan, Irak ve Libya’yı tahrip ettikleri gibi Suriye’yi de parçalayıp,Tel-Aviv– Hazar koridorunu kendilerince temizlemek istediklerinde, karşılarında Rusya ve müttefiklerini gördüler. Bir taraftan demokratik ve medenî Batı’nın bu eşkiyaya karşı harekete geçmesi ve diğer taraftan Rusya faktörü, AKP hükümetini ister istemez Beşşar ile aynı safa taşıdı. Astana ve daha sonra iyice mü- şahhaslaşan Soçi barış görüşmelerinde Suriye hükümetine tavrını müsbete çevirme işaretleri vermeye başlayan Erdoğan’ın durup dururken Beşşar’a terörist demesini yalnızca geçmişteki dâvâlara bağlamak doğru bir analiz olmasa gerek.

SİYASETTEKİ KIRILMA NOKTASI

AKP’nin, neocon ve neoliberal ittifakınca parçalanmış Türk siyasetine dayatılmış bir proje olduğunu bilmeyenler, günümüzü doğru tahlil edemezler. 2002-2003´de neoconların gösterdiği istikamet- te yürüyen Türkiye siyasetinin kırılma noktasının, AKP’nin Troçkist politikacılarla vardığı anlaşma olduğunu tekrar hatırlatmak isteriz. Özal’ın 1980’li yılların başında o günün neoliberalleriyle yaptığı anlaşmaya çok benzeyen bu gizli anlaşmanın mahiyeti ortaya çıkana kadar, AKP’nin bunca icraatı tek başına yaptığı kanaati, efkâr-ı ammede devam edeceğe benziyor.

AKP´nin idarecileri, neoconlarla olan anlaşmalarına sadık kalmaya çalıştıklarından, Suriye meselesinde onların çizgisini takip etmeye çalışıyor ve onların yanında yer almaya gayret ediyorlar.

Bu arada, IŞİD ve El Kaide gibi terör yapılarının tamamen neocon ve neoliberal bağlantılı odaklarca oluşturulduğunu dünya kamuoyu öğrendi. Bu ittifakın yörüngesindeki AKP’nin, bu terör gruplarından çekindiğini de bir tarafa not edelim. Suriye ve Irak’tan Rusya ve müttefiklerince çıkarılan teröristlerin, çoklukla Türkiye’ye geçtiğini medyadan okuduk. Yani AKP hükümeti, bu oluşumdan da korkarak, yine Astana ve Soçi öncesi tavrına döndü.

AKP, ABD’SİZ HAREKET EDEMEZ

Tutturulan çizgide muhatap İkinci Amerika veya neocon neoliberal ittifakı olunca, AKP hem AB karşısında ve hem de ittihad-ı İslam’a tamamen zıt siyasetlerde inisiyatifini tamamen kaybediyor.

Demokratik ABD ve AB’nin ihtilalci İkinci Avrupa’yı mağlûp edip edemeyeceğini bekleyip göreceğiz. Şu Suriye savaşı ile dillendirilmeye başlanan vekalet savaşları tabiri de önemli manalar içeriyor. Yalnız vekâlet ve vesayetin sadece ülkeleri değil, ülkelere sızmış menfaat gruplarını, global sınıf ve çetelerini de alâkadar ettiğini yeniden anlamamız ve anlatmamız gerekiyor. Klasik manadaki Batı, Avrupa veya Batılı ülkelerin yerine; dünyayı ateşe veren sınıf, menfaat grubu ve dinsizlik-ahlaksızlık projelerinin başındakileri konuşmamızın zamanı geldi, geçiyor…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*