AKP Yeşil Sermayeye Düşman mı?

altYeşil Sermaye deyimi, 28 Şubat sürecinde şöhret bulmuştu.

Bazı kudretli Kemalist paşaların, geleneksel İstanbul sermayesine bekçilik yaptıkları dönemde… İstanbul ve İzmir’e tırmanmak isteyen ticaret ve sanayi erbabına böyle bir kulp takılarak, rejimin zenginlerine boyun eğmek istemeyenler, post modern hareketle püskürtülmüşlerdi. Sistemi; insanlar hata yapsın da mahkûm edilmeleri kolay olsun taktiğiyle dizayn eden entrikacıların; yeşil sermaye holdinglerini, ihracat tuzaklarını ve meşhur soygunlarda kullandıkları bankaları, milletimizin unutmaması için yazmak lâzımdı. O tarihten geriye yalnızca”siyasal İslâmcıların” sloganik söylemleri ve sermayelerini hayat ve sağlıklarıyla birlikte kaybeden mazlûmların iniltileri kaldı.

Bugünlerde, kendisinden ders alamadığımız tarihin tekerrür etmekte olduğu hissine kapıldım. Dünün Kemalistlerinin, demokrasi ve hürriyetin ani kaybından istifade ederek, Anadolu sermayesine karşı yeni bir operasyon düzenlediği endişesiyle bu satırları yazıyoruz.Türkiye’de vatanını, milletini ve dinini seven hiçbir insanın 15 Temmuz girişimini tasvip edeceğine inanmıyoruz. Doğrudan veya dolaylı bir şekilde, bu tür kalkışmalara destek olan kişi, kuruluş veya sermayeye müsamaha gösterilmesinin de mümkün olmadığını düşünüyoruz. Fakat tarihte birçok milletin başına gelmiş bir felâketi yaşıyoruz… Failleri, hedefi ve enstrümanları henüz tesbit edilememiş bir hareketi sebep göstererek, insanlar ihbar edilip suçlu ilân ediliyorlar. Sonra da ticarî, siyasî veya ideolojik sebeplerle o tüccarlara karşı olanlar; kendi dilinden, dininden ve milletinden olan insanların sermayesine, Allah’tan korkmadan oturup tasarrufta bulunuyorlar.

ŞİRKETLER VE KAYYIMLAR…

Söyleyeceklerimiz, medyaya yansıyan görüntüler ve duyumlarımızdan ibarettir. Doğrunun kimlerce bilindiği de henüz meçhul… Zira mahkemelerimiz, kamuoyunu doyuracak bir bilgiyi ortaya koymuş değiller. Olağanüstü hal de bize göre… Dünyada böyle bir uygulama yok. İhbarları kendiniz yapıp adamlarınızı kayyım olarak atayacaksınız… Astronomik maaşlarla Anadolu’nun can damarlarını bir-iki sene içinde kurutup, fabrika ve holdinglerin yalnızca posasını ve tabelâlarını geriye bırakacaksınız.

Yukarıda arz ettik. Devlete baş kaldırdığı, ülke aleyhine düşman ile ittifak ettiği ve sermayesini Türkiye düşmanlarının hizmetine sunduğu; bağımsız ve adil mahkemece tesbit edilenlerin gözlerinin yaşına elbette bakılmaz. Mevcut hükümetin bu işin tek sorumlusu ilân ettiği yapıyla geçmişte irtibat kurmamış ne kadar idareci, siyasetçi veya tüccar tanıyorsunuz ki… Karamollaoğlu’nun dediği gibi, eski defterler açıldığı takdirde, AKP‘nin yüzde altmışı içeriye girer.

Adaletli davranılmadığı şikâyetleri ayyuka çıkıyor. Bu durumda Kemalistlerin Anadolu’ya yeniden suikastta bulunduğu düşüncesi, bütün Müslümanların ruh dünyalarına yayılacaktır. Ülkenin gizli ellerce kaos ve anafora sürüklendiğini artık görüyoruz.

OLAN TÜRKİYE’YE OLUYOR….

El konulan şirketlerin binleri aştığı söyleniyor. Bütün bu şirketlerin kurulmasında ve gelişmesinde, mutlaka ANAP ile AKP’ nin katkıları büyüktür. Kendi elleriyle büyük gayretlerle gelişmesine çalıştıkları Anadolu sanayiini ve ticaretini acaba kimler bitirmeye çalışıyor?

Trabzon, Erzurum, Kayseri, Gaziantep, Konya, Malatya, Denizli ve Kahramanmaraş gibi uyanmış şehirleri tekrar ümitsizliğe yuvarlayanların; vatan millet ve din sevgileri elbette sorgulanacaktır.

Bediüzzaman’ın yaptığı tesbiti burada tekrarlamamak olmaz: Zalim Avrupa kâfirleriyle münafık Asya zalimleri ittifak edip, bu Müslüman milletin elindekini ya çalıyor veya gasp ediyorlar… Demokrasiye müsaade etmeyen Kemalistler, Türkiye’nin her an müdahale edebilecekleri bir sistemle idare edilmesini öngörüyorlar. Hatırlarsınız… Erbakan Hoca’nın havuzda topladığı 59,5 milyar doları “bankalarla” nasıl hortumlatmışlardı 28 Şubatçılar… Şimdi ise sırada Rothschild-Rocefeller ittifakının global bankaları, Türkiye avı için bekliyorlar… Trump eşliğinde, Riyad’da Suudiye kestikleri cezayı unutmamamız lâzım. Zira cahil ve haris taraftarlara yüksek faizlerle verilen kredilerle birçok büyük işletme haraç-mezat el değiştiriyor. Bunların çoğu borçlarını ödeyecek durumda değiller. Kemal Derviş’in kanunlarımızda yaptığı çalışmalarla, global fon ve bankalar yakında tepemizde uçuşmaya başlarlarsa hiç şaşırmayız… Zira dış borcumuzun dört yüz küsur milyar dolar olduğunu Londra’yı çok iyi bilen bakanımız söylüyor.

Kaldı ki; bugün Gülen ve cemaatini bahane ederek ülkeye darbe vuranların, yarın suçlu sandalyesine AKP ve yakın çevresini oturtmayacağına kim garanti verebilir ki?

Benzer konuda makaleler:

2 Yorum

  1. Herkesin anlayabileceği tarzda açıkça yazılmış tüm hakikatler. Yeşil sermayenin ipi de global zındıkların elinde olduğu iyice anlaşılmış… Bizimkiler iyi birer oyuncu. Ve nihayet oyun bitirilecek gibi. Hadi hayırlısı.

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*