“Peki, bütün servetimi, hatta Mekke’deki alacaklarımı size versem bizi görmemiş olur musunuz?”
Neredeyse adamların dili tutulacaktı. Kılıçlarını yere indirdiler. Sahi mi söylüyor gibisine önce birbirlerine, sonra Süheyb’in (ra) yüzüne baktılar. Şaşkınlıklarını giderip “Doğru mu söylüyorsun ya Süheyb?” diye sordular. Süheyb, “Evet, bize ilişmeyin bütün varlığım ve alacaklarım sizin olsun!” dedi. Gözü dönmüş müşrikler, “Öyleyse çabuk kaybolun; biz sizi görmedik!…” dediler.
Peygamberimiz (asm), bu olayı işitince ”Süheyb kazandı!.. Süheyb kazandı!..” buyurdular.
Ne güzel bir haberdi bu! Önünde bir engel teşkil eden dünya malını ahireti için gözünü kırpmadan terk ediyordu. Ve böylece tamamen fakir bir halde, ama gösterdiği şevk ve gayretten dolayı Müslümanların ve Resulullah’ın (asm) takdirlerini kazanmış olarak Medine’ye geldi. Kur’ân’da, bu olayın hatırası şu âyetle yaşatılmaktadır:
“İnsanlardan öyleleri de vardır ki, Allah’ın rızasını kazanmak için kendisini ve malını feda eder.” (Bakara Sûresi, 207)
Benzer konuda makaleler:
- Allah’a kul olmak
- Allah rızası için yarım ekmek!
- Saf saf Mescid-ı Haram’a gittiler
- O gece
- 1434 Hicrî yılına girerken
- Şartlar barış lehine işliyor
- Hoşgeldiniz
- 47 yıllık bir İttihad ve Yeni Asya okuru: Fahri Cura
- Kur’ân’ın fesahati müşrikleri hayran bırakıyordu
- Gönül dünyasinda esen fırtınalar
İlk yorum yapan olun