Allah’a dayanmanın verdiği güç

“Tam münevver-ül kalp bir âbidi, küre-i arz bomba olup patlasa, ihtimaldir ki, onu korkutmaz. Belki harika bir kudret-i Samedaniyeyi, lezzetli bir hayret ile seyredecek.”

Bediüzzaman Said Nursî

Tarihin en büyük savaşlarından biri olan Malazgirt Savaşı Türk ordusunun galibiyeti ile sonuçlandı. Sultan Alparslan komutasında olan şanlı Türk ordusu, elli dört bin kişiydi. Bizans askerleri onlardan kat kat fazla olmasına rağmen birkaç saat içinde yenilgiye uğramıştı.

Savaş öncesinde kılınan Cuma namazı sonrası Sultan Alparslan ordusuna şunları söyledi: “Kumandanlarım, askerlerim! Bütün Müslümanların minberlerde bizim için duâ ettiği şu saatte artık biz de düşman üzerine gitmeliyiz. Biz onlara göre ne kadar az da olsak, korkmamalıyız. Allah bizimle beraberdir! Ya muzaffer olup gayemize ulaşırız, ya da şehit olur cennete gideriz.”

Heyecanla dinleyen askerler hep bir ağızdan bağırdılar:

“Büyük Sultan! Emrinden hiç çıkmayacağız! Allah büyüktür!”

Sultan üzerindeki beyaz elbiseyi göstererek:

“İşte kefenim, savaş meydanında ölürsem beni bu elbise ile gömersiniz.” dedi.

Ve Türk ordusu hücuma geçti. Cuma öğleden sonra başlayan savaş akşamüzeri sona erdi.

Savaşta Bizans imparatoru Romanos Diogenes de esir alınmıştı. Sultan Alparslan, imparator ile beraber bütün esirlere çok iyi davranılmasını emretti. Ve Diogenes’i karşısına çağırıp sordu:

“Savaşta kazanan siz olsaydınız, bana ne yapardın?”

Diogenes: “Bir fırın hazırlatıp seni içine atacaktım.” diye cevap verdi.

Fakat Alparslan zulüm peşinde değildi. Diogenes’i affetti ve yanına muhafızlar vererek memleketine gönderdi.

Alparslan’ın Malazgirt Savaşındaki bu halleri, Allah’a (cc) imanın kazandırdığı ahlâk ve cesaretin timsalidir.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*