Allah’tan bahseden gaste

‘Duydun mu? Allah’tan bahseden bir gaste varmış.’

‘Allah’tan bahseden gaste mi? Hadi canım, öyle şey mi olurmuş?’

‘Arkadaşlar söyledi. Yarın okula da getireceklermiş gasteyi. O zaman sen de görürsün.’

Gençler ertesi gün kimsenin görmeyeceği bir yerde okula gelen gazeteyi merakla inceledi. Eski sayı olmasına rağmen her sayfasıyla diğer bütün gazetelerden çok farklıydı. Ama içlerinde hiçbiri daha önce böyle bir gazeteye rastlamamıştı. Adını da ilk defa duyuyorlardı. Acaba gerçekten de böyle bir gazete var mıydı?

‘Peki bunu nerede satıyorlar? Bilen var mı?’ dedi içlerinden biri. Gazeteyi okula getiren öğrenci:

‘Her yerde olmuyormuş. Ama Fatih’te PTT’nin yanındaki gazete bayii satıyormuş. Bana öyle söylediler’ dedi.

Hepsi ceplerindeki harçlıkları çıkarıp gazete parasını denkleştirdi. Okul çıkışı Fatih’e gidip bayiden gazeteyi almak için yola çıktılar. Ceplerinde yol parası olmadığı için uzunca bir yolu yürüyerek gittiler.

Söylenen yere geldiklerinde gençler:

‘Yeni Asya gastesi var mı?’ diye merakla sordu.

Adam onlara istediği gazeteyi verir vermez, heyecanla incelemeye başladılar.

‘Oğlum gerçekten de varmış böyle bir gaste’ dedi içlerinden biri. Artık şüpheleri kalmamıştı.

‘Allah’tan bahseden gaste’yi yarın okula götürmek için şimdiden heyecanlanıyorlardı.

1989 yılında lise son sınıfta okurken başımızdan geçen bir hatıraydı yukarıda anlattığım. O dönemler, hayata ve kendimize dair bir sürü sorunun zihnimize üşüştüğü vakitlerdi.

Okulumuzda dine karşı olan birçok hocanın ve öğrencinin, aklımızı karıştıran sorularına cevap bulmakta zorlanıyorduk.

İşte böylesi bir vasatta okulumuza yeni bir Fizik öğretmeni tayin oldu. Onun sayesinde önce Yeni Asya Neşriyat’ın Bilim Teknik serilerini, akabinde Köprü Dergisi’ni, nihayetinde ise ‘Allah’tan bahseden gaste’yi tanımış olduk. O yıllarda hepimiz için bu tanışıklık, gerçek bir sığınak ve sağlam bir kale oldu.

Üniversite yıllarımızı ise o günlerin zihni aydınlatan, ruhu kuvvetlendiren, kalbi ısıtan hatıralarıyla tamamladık.

Eğitimini aldığımız kimya sektöründe faaliyet gösterirken 2000 yılında radyo yayıncılığıyla tanıştık.

2005 yılının Ocak ayında ise yolumuz yine ‘Allah’tan bahseden gaste’ ile bir şekilde kesişmiş oldu. Yeni kurulan Bizim Radyo’nun test yayınları sonrasındaki ilk canlı yayını, arkadaşlarımızla birlikte yaptığımız ‘Tahterevalli’ Çocuk programıyla bize nasip oldu.

2006 yılında ise radyo yayın yönetmeni olarak  ‘Allah’tan bahseden gaste’nin bulunduğu binadaki görevime başlamıştım.  Artık lise yıllarında gıyaben tanıştığım, binbir emek ile iman dâvâsı için gayret eden insanların arasındaydım.

Ortama alışmam hiç zor olmadı. Buradaki insanları sanki yıllardır tanıyor gibiydim. Bu yüzden kendimi hiç yabancı hissetmedim. Gazete- de çalışan bir abimiz ‘sen çok çabuk uyum sağladın bize, diğerleri gibi doku uyuşmazlığın olmadı’ dediğinde, gülümsedim ve ekledim:

‘Allah’tan bahseden gaste’ okumuşluğum vardı, belki ondandır…’

Not: Bu yazı münasebetiyle lise yıllarımda ‘Allah’tan bahseden gaste’ diye tanıdığım Yeni Asyamızın 45. yılını tebrik ediyor, teşrik-i mesaide bulunduğum arkadaşlarımın yeni yaşlarını kutluyorum. Bu güzel birlikteliğe vesile olanlara şükranlarımı sunuyorum.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*