Amerikalı dostların intiba ve mesajları

Image
Amerika’dan gelen; ikisi profesör ve ikisi de Yeni Asya Research Publication Center of America’nın (YARPCA) yönetim kurulu üyesi, birisi de vakıf adayımız olan çok değerli Müslüman kardeşlerimizle onbeş gün boyunca Anadolu’nun sinesinde sizlerle birlikte olduk. 7 Mayıs Cumartesi İstanbul’da başlayıp 22 Mayıs Pazar günü İstanbul’da sona eren bu gezide birçok güzel ve unutulmaz hatıralar yaşadık.

Yolculuğun ve grupla seyahat etmenin getirdiği çok küçük bazı olağan aksaklıkların ötesinde her şey mükemmel ve umduğumuzun da ötesinde güzel seyretti elhamdülillâh.
İstanbul’dan başlayıp, İzmit, Yalova, Bursa, Eskişehir, Afyon, Barla, Isparta, Antalya, Alanya, Konya, Ankara ve Düzce’ye uğrayıp, son nokta olarak da İstanbul’dan değerli misafirlerimizi sağ selâmet ülkelerine uğurladık, Allah’a binlerce şükürler olsun.
Onbeş günde on dokuz noktada program yapmış olduğumuzu, birisi canlı olmak üzere iki TV, bir Radyo yayını ve bir de seminer programına katılmış olduğumuzu söylersem ne kadar yoğun ve hızlı bir faaliyet olduğunu bir nebze anlatmış olurum her halde.
Ziyaret ettiğimiz her yerde cemaatimiz tarafından, ummadığımız ilgi, fedakârlık, samimiyet ve âlakayla karşılanmış olmak bilhassa misafirlerimiz açısından olağanüstü bir sürura sebep oldu.
Bir vefa borcu olarak bize bu konuda yardım eden, misafir eden, ikramlarda bulunan, bütün imkânlarını bize tahsis eden ve bizi kabul eden bütün il ve ilçelerdeki, meşveret heyetleri, ilgili komisyonları başta olmak üzere fedakâr ve cefakâr Yeni Asya okuyucusu ağabey, abla ve kardeşlerimize Allah’ın rızasını kazanıp hayat boyu devam ettirmelerini niyaz ediyorum. Grubumuz adına en kalbî ve samimî teşekkürlerimi sunuyor, duâlar ediyor ve duâlarınızı bekliyorum.
İzmit’teki samimiyet, bilgilendirme ve organizeyi,
Yalova’daki canlanış, âlâka ve hasbîliği,
Bursa’daki birlik, beraberlik, organize, ikram, rehberlik ve candanlığı,
Eskişehir’deki coşku, ikram, rehberlik ve kardeşliği,
Afyon’daki ikram, ilgi, uhuvvet ve samimiyeti,
Barla’daki vakar, derinlik, tarih, hizmet ve his patlamasını!
Isparta’daki belgeler, dâvâ anlayışı, sahiplenme ve Üstadın tasarrufunu,
Antalya’daki tarih, fıtrî güzellik, ikram ve organizeyi,
Alanya’daki hasret, tarih ve canlılığı,
Konya’daki muhteşem “Gençlik Şöleni Organizesi”ni, misafirperverliği, ikramları, rehberliği, Hazreti Mevlânâ’nın manevî mirasının temsilciliğini ve yardımları unutmak mümkün mü?
Ankara’daki organize, dikkat, coşku, ilgi ve alâka…
Düzce’deki hazırlık, birliktelik, ikram ve samimiyet…
Ve İstanbul’un ancak bizatihi yaşanılan, kelimelerle anlatılması çok zor olan o muhteşem hâli…
İstanbul metropol heyetinin harika hazırlığı ve plânıyla; değerli dost ve kıymetli kalem ve kelâm erbabı İslâm Yaşar Beyin ve genç kabiliyet Yunus Emre Orhan kardeşimizin rehberliklerinde; gazete tesislerini ziyaret, Bizim Radyo programı, Panorama Müzesi ziyareti, Emirgân Koruluğu’nda içilen yorgunluk çayı…
Ve gezinin en ibretli anlarından bir karesi: Üstad Bediüzzaman’ın esaret sonrası bir müddet kaldığı Sarıyer’deki mütevazı, sade; derinlik, ciddiyet, vakar ve kararlılığın izlerini taşıyan evdeki huzur halini yaşamak!
“Beni dünyaya çağırma, ona geldim fena buldum!” kararlılığının ve gerçeğinin mekânındaki tefekkür hâli! Gerçek mânâda “İman Hizmetine” dönüşün kararlaştırıldığı 33 numaralı mübarek mekân!
Ümraniye, Şekercihan, Yeni Asya Vakfı Seminer salonu, Çamlıca tepesindeki muhteşem manzara, Dilrubada’ki ikram ve Üsküdar’da yapılan samimî, dikkatle ve ilgiyle izlenen intibalar!
Bütün bunlara ek olarak: Herkese hakkını teslim ediyor ve teşekkürlerimizi sunuyoruz. Ama bir hakkı teslim etmek adına, hususan Ankara Metropol Meşveret heyetine, Sincan ve Fidan heyetlerine ve on beş gün boyunca 4000 km mesafede bize en güzel ve kusursuz denecek tarzda kaptanlık görevini yapan ve her türlü yardımlarını “şahs-ı manevî” adına en güzel şekilde yapıp büyük bir fedakârlık gösteren kardeşimiz İbrahim İriboz’a da ayrıca özel bir teşekkür etmek istiyorum. Büyük bir fedakârlıkla; vakıf elemanlarını ve hizmet vasıtalarını bize tahsis ederek gerçekten bizlere çok yardımcı oldular. Allah hepsinden razı olsun inşaallah.
Belli bir zaman diliminde bizlere eşlik eden Aytekin Beye ve gazetemiz yönetim kurulu üyesi Hamza Kara Beye de bu yardımları ve katkıları için teşekkürlerimizi sunuyorum.
Amerikalı değerli misafirlerimizin sizlerle birlikte olduğu zamanlarda zaten mesajlarını bizzat dinlediniz.
Kendilerinden bizzat dinlediğim ve kısa notlar halinde kaydettiğim dikkate değer olanları da kısaca özetlemek gerekirse:

* “Türkiye hakkında bizim de, birçok Amerikalının da maalesef çok bir bilgisi yok. Çok farklı, İslâmî kültürle dolu, tabiat güzellikleri harika bir ülkeyle karşılaştık.”

* “Burada ummadığımız harika bir kardeşlik, samimiyet, fedakârlık ve muhteşem bir cemaatle karşılaştık.”

* “Sizlerle birlikte olup bu güzel hizmet mekânları ve cemaati görünce, Amerikalı Müslümanlar olarak büyük bir ailenin fertleri olduğumuzun farkına vardık. Böyle bir hakikati öğrendik ve sizlerin güvenini kazandık.”

* “Amerikan Müslümanları olarak sizlerin daima duâlarınıza, yardımlarınıza, irtibat, ilgi ve alâkanıza büyük ihtiyacımız var. Lütfen bize duâ edin ve yardımlarınızı bizlerden esirgemeyin.”

* “Dünyada, hususan Amerika’da maalesef yanlış bir yargı ve peşin hüküm var: ‘İslâm=Terör!’ Bu anlayışının yıkılabilmesi için el birliğiyle meşrû yoldan; özellikle medya yoluyla bir manevî cihada ihtiyacımız var. Burada kendi medyamızın varlığı, fonksiyonu, gücü ve önemini; yani Yeni Asya’nın varlığını, önemini öğrendik. Ve böyle bir gücün ve sistemin parçası olduğumuzu hissettik. Bu bize büyük bir moral ve güç kaynağı oldu.”

* “Burada ‘hizmet ve dâvâ’ adına çok mükemmel bir sistem, dershaneler, kardeşlik ve organizeye şahit olduk. İnşâallah bunun bir örneğini Amerika’ya da taşımak amacımız olacak.

* “Önümüzde yapılacak çok işin olduğunun farkına vardık. Ama örneğini ve tatbikatını burada gördüğümüz için ileriye ümitle bakıyoruz.”

* “Bediüzzaman’ın bütün baskı, diktatörlük, gayri meşrûluk ve kanunsuzluğa karşı gösterdiği sivil tepki, meşrû yolla hakikati izah tarzı ve metodu, sabır, tahammül, kahramanca duruş ve istikameti Türkiye’deki İslâmın yeniden diriliş ve uyanışını sağladığı gibi, öyle inanıyoruz ki bu güzel örnek Amerika’nın, Batı dünyasının ve insanlığın da uyanışına sebep olacak bir yol ve tarz olacaktır. Ve tarihe mal olacaktır.”
Cenâb-ı Hak’tan temennimiz: kardeşliğimizi, aşk ve şevkimizi, birlik ve beraberliğimizi, sabır ve tahammülümüzü istikamet ve gayretimizi arttırmasıdır. Hak ve istikametten ayırmamasıdır.

 

Image

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*