Dünyada anayasa yapan millet yalnızca biz miyiz? Bireysel hürriyetlerin kanunlarla korunduğu, toplumsal barışın “din ve vicdan” özgürlükleriyle birlikte sağlandığı modern Avrupa’da yaklaşık 25 devletin kendilerine göre mükemmel anayasaları var. Bunlardan hangisinin çercevesini esas alsanız, sizi çözüme götürür. Önemli olan, burada herşeyin şeffaf olması, hukukun üstünlüğü ve kanun hakimiyetinin esas alınmasıdır. “İlke ve inkılâplar” namı altında gizli ikinci bir anayasası olan Türkiye’nin Avrupa kadar rahat olamayışının sebebi üzerinde durmak lâzım.
Madem ki ilk dört maddeye dokunamıyor hükümet ve anayasanın giriş bölümü değişmeden de, değişikliğin bir mânâsı kalmıyor. Zira ilk dört madde ile öyle bir sihir verilmiş ki, diğer bütün paragraf, kanun ve hatta yönetmelikleri kendisine bent edip bağlıyor. Milletin bağımsızlığını gölgeleyen bu giriş kısmının sıkıntısından hükümet AB reformları ile kurtulabilirdi.
Mevcut Meclisin Avrupa normlarında demokratik bir anayasa yapabileceğine inanıyor musunuz? Kemalizm ortak paydasında ittifak etmiş ve mevcut anayasanın giriş bölümünü olduğu gibi muhafazada anlaşmış bu Meclisin şu haliyle demokratik bir anayasa çalışmasından bahsetmesi kadar garip birşey olmamalı.
Halk Partisinin dört elle sarıldığı Atatürkçülüğe Türkçüler de aynı hararet ve samimiyetle yapışınca geriye birşey kalmıyor. AKP’nin Atatürkçülük noktasındaki tavrı ise icraatlarıyla bayrak gibi dalgalanıyor. AB’ye girmeyi “varlıklarını ortadan kaldırtma” ile eşdeğer gören siyasî zihniyetler elbette bu istikametteki reformları da engelleyecekler.
Hükümet ve Meclis samimî iseler, yeni anayasanın önündeki antidemokratik engelleri AB reformlarıyla kaldırabilirler. Bilim, teknoloji, bürokrasi, sağlık ve çevre gibi birçok meselede AB kıstaslarıyla çalışma iddiasında bulunan hükümetin “temel hak ve hürriyetlerde” AB’den uzak durması ve demokratik bir anayasa için mevcut AB ülkelerinin anayasalarını dikkate almaması, açık bir çelişki.
AB’nin de içine sızmış olan neocon ve neoliberallerle paslaşarak milleti “usanmışlık” sınırına getirip ümitsizlik gayyasına yuvarlamak isteyenlerin oyunlarını, uyanık vatanperverler mutlaka, ama mutlaka bozmak zorundalar.
Benzer konuda makaleler:
- Darbe hukukuyla milletin dâvâsı görülmez…
- Kırmızı çizgili uzlaşma
- Anayasa çalışmaları neden tıkanıyor?
- Çözüm, demokratikleşmede…
- Resmî ideoloji ile demokrasi olur mu?
- Sistem neden oturmuyor?
- Devrim kanunları yeni anayasada yer almamalı
- Risale-i Nur referansı açılım için çok önemli
- Yeni anayasada fırsat kaçmasın
- Neden referandum?
Almanya İslam Konseyi Din Şurası Sözcüsü / Eğitimci – Yazar
Anayasasinda Atatürkcülük/Ilke ve inkilaplari bulunan bir Türkiye?nin AB?ye üye olmasi KESINLIKLE MÜMKÜN DEGIL.
Bu konu ayni zilzurna serhos hem de cünub olan kisininin namazinin kabul olmayacagi kadar aciktir.
Örnegin kadinini ve erkegini özellikle tüm milletvekillerini ve memurlari sapka giymekle mecbur tutan dünyanin en abuk inkilap kanunu sapka iktisa kanununu degismez degistirilemez addeden bir anayasaya sahip bir TÜRKIYEYI AVRUPA BIRLIGI asla ve kata tam üye olarak kabul etmez, edemez.
Onun icin önce AB sonra anayasa formülüne AB?de bu kez müsbet BIRINCI AVRUPA CENAHINDAN asla gecit verilemez.