Ardıç tohumu

Anadolu’nun yüksek orman alanlarında, özellikle Trakya, Kuzey Anadolu ve Akdeniz bölgesindeki dağların 1000 metrenin üzerindeki yüksekliklerinde yetişen ardıç ağaçları, İlâhî kudretin tecelli ettiği kâinat kitabındaki deva ve şifa sandukçalarıdır.

Kışın da yapraklarını dökmeyen ardıç ağaçlarının, birçok faydaları olmakla birlikte, en değerli ürünü kozalak ve meyveleridir. Meyveleri 6-9 mm. büyüklüğünde, üç tohumlu, önce yeşil, olgunlaştığında parlak mavimsi siyah renklidir. Üzerinde ince bir mum tabakası bulunur. Kokusu reçineli, tadı kendine has baharat aromalıdır. İhtiva ettiği kimyevî maddeler ise şeker, organik asitler, reçineli bileşikler, acı madde ve uçucu yağlardır.

Ardıç tohumlarının, orta çağlarda bile her derdin devası olduğu bilindiği halde, zamanımızda bunun değerini, en güzel ortaya koyan Üstad Bediüzzaman Said Nursî’nin (ra), kendisine “İnsanlar senin elinden şifa bulacak” dediği Lokman Hekim ruhlu talebesi rahmetli Ali İhsan Tola Ağabeyimizdir. Bitkiler dünyasının esrarı, Üstad’ın himmetiyle kendisine açıldığında “Bitkinin şekli, kokusu, rengi bir şifre-i İlâhî’dir. Bu şifrenin anahtarı da Efendimizdedir (asm) diyerek” şifanın kaynağına giden yol işaretlerini tarif etmiştir. Ardıçla ilgili hadislerde geçen konuları araştırır. Hadiste, ‘Ardıcın üç-beş tohumunu yanında taşıyan, insanların muhabbetini celb eder’ diye ifade yer alır. Bunu, ‘demek ki melaikeyi celb ediyor’ diye yorumlar. “Yani vücuttaki müzahrefat maddeleri temizliyor” der. Ardıcın kan temizleyici, iltihap sökücü özelliğinden bahsederek, bununla alâkalı “Üstad bana âlem-i manada yüz tane proje verdi. Bir tanesi ardıç yağı, sonra karabaş otu’ demiştir.”1

Ardıç tohumlarının insan sağlığı alanındaki faydaları, mu’cizevî şifa hediyeleri yönüyle, hayli zengin kimyevî bileşikler zinciridir. Değişik kullanma şekilleriyle, dahilî ve haricî hastalıklarda etkilidir. Özellikle idrar söktürücü (diüretik etki) ve antiseptik etkilidir. Fitoterapi (bitkilerle gelen sağlık) çalışmalarını, rahmetli Ali İhsan Tola Ağabeyden talim eden, merhum Halil Uslu’nun “Şifa Yaprakları”nda tesbit ettiğine göre “Sinüzit ve migren şikâyetlerini ortadan kaldırarak, geniz ve boğazdaki iltihabı söker. Ardıç tohumu, yüksek tansiyonu ve yükselen kan şekerini düşürür. Kalp fonksiyonlarını destekler. Ağız ve diş etlerindeki mikropları izale eder. Hemoroid’e (basur) faydalıdır. Romatizmaya faydalı olup, diz ve omuz kireçlenmelerini önler. Beyin ve vücut yorgunluğunu kaldırır, hafızaya tazelik verir, sinirleri yumuşatır, vücuda dayanma gücü verir.

Aşağıda verilecek terkip, sınırsız dertlere denenmiş bir devadır:

1000 gram, hakikî sıvı bal

100 gram, çörek otu

100 gram, üzerlik tohumu

100 gram, ardıç tohumu karıştırılarak, günde yemeklerin üzerine bir tatlı kaşığı, bir miktar su ile alınmalıdır.”2

Ancak yetiştiği bölgelerde değeri ve faydaları bilinen, ardıç tohumunun tanıtılması ve kullanımının yaygınlaştırılması, insan sağlığına çok büyük destekler sağlayacaktır. Ardıç tohumu üretiminin arttırılması, fitoterapi alanında sağlayacağı faydalar yanında, ekonomiye de potansiyel güç ve destek kaynağı olması gerçekleştirilebilecektir. Ardıç tohumlarının bilinen diğer faydalarına gelince “Pankreasın normal çalışmasını sağlar. Böbrekleri, mesaneyi ve idrar yollarını temizler. Vücutta biriken suyu (ödem) boşaltır. Gut hastalığına fayda sağlar. Kan temizleyici olup, damar sertliğini geçirir. Soğuk algınlığında faydalıdır, nefes kokusunu giderir. Bağırsak gazlarını giderir. Karaciğer ve dalağın çalışmalarını düzenler. Ayak şişmelerini önler, romatizma sonucu el ayak ve vücuttaki deforme olmuş uzuvları düzeltir. Çarpıntıyı önler, kanda biriken üreyi atar. İştah açıcı ve sindirimi kolaylaştırıcıdır. Müzmin öksürükte faydalıdır. Bedenî ve ruhî çöküntüde, kanı sulandırmada ve idrar yollarındaki kumları temizlemede faydalıdır. Yüksek kolesterolde 1 kg. kaynar suya, 15 gram ezilmiş ardıç tohumu konur, 20 dakika bekletilerek bir günde tüketilir. Prostatta bir bardak suya, 4-5 gram ardıç tohumu ezilerek konur, 10 dakika kaynatılarak, günde 2-3 bardak içilir. Taze ardıç tohumları ezilir, şurup haline getirilir, bu şurup öksürüğe iyi geldiği gibi, öksürükte ardıç tohumlarını yemek de büyük fayda sağlar. Bacak kramplarında, romatizma ve gutta, 10 gram ardıç yağı, 10 gram saf zeytinyağı içerisine karıştırılır. Bununla ağrıyan yerler ovulur veya 2-3 damla ardıç yağı ile hastalıklı bölgeye masaj yapılır.” 3

İnsan aklını hayrette bırakan, şifa kaynağı ardıç tohumu kürecikleri, saydığımız ve henüz sayısını bilemediğimiz birçok hastalık için tanzim edilmiş edviye-i mühimme mahzenidir. Onun için unutulmamalıdır ki, ihsanat-ı İlâhiyenin nimetlerinden birisi olan ardıç tohumunun, sağladığı faydalardan dolayı, şükür ve tefekkür halinin unutulmayarak yerine getirilmesi de, mühim bir ubudiyetin edası olacaktır. Eline ardıç tohumu hazinesinin şifa anahtarı verilen merhum Ali İhsan Tola Ağabeyin aydınlatıcı fikirleriyle, ardıç tohumu konusunu noktalayalım. “Ardıç yağı, antibiyotik yerine geçer. Ardıç yağına demiri koysan eritir, ama vücuda zarar vermez. Vücuttaki cerahati, iltihabı çıkarır, temizler. Vücud dengesini temin eder. Antibiyotikten daha kuvvetlidir. Ağrı için ardıç yağı ve kantaron karışımı sürülür.”4

SAĞLICAKLA KALIN

Feyzullah Ergün

Dipnotlar:
1) İhsan ATASOY, Ali İhsan Tola, s. 113, Nesil Yayınları 2012.
2) Halil USLU, Şifa Yaprakları, s. 161, Kardelen Yayınları 2013.
3) Tahsin PALAZ, Şifa Reçeteleri, s. 55-56 Hikmet Neşriyat 2001.
4) İhsan ATASOY, Age. s. 216.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*