Atomlar âlemi

Gökler âlemini yaldızlayıp süsleyen yıldızlardan, dünyamızı şenlendiren ve ziynetlendiren canlı ve cansız bütün varlıklara kadar her şeyin temel yapı taşı atomlardır. Onlardan moleküller ve onlardan da canlı cansız bedenler yaratılır. Her maddede farklı özellikler gösteren atomlar, küçücük bir âlem olarak insanın dikkatini çekmekte ve kendilerini yaratan Yüce Kudretin varlığından haber vermektedirler.

Eski fizikçilere göre, maddenin en küçük parçası olarak tarif edilen ve cevahir-i fert adı verilen atomlar başlı başına ilmî bir tefekkür denizidir. Aslında tefekkür etmek ve Kâinatın Sahibini tanımak isteyen herkese bütün yaratılmış varlıklar rehberlik etmektedir.

En basit atom hidrojen atomudur. Ortada bir proton ve onun etrafında dönen bir elektrondan meydana gelir. Helyum atomunun ise iki protonu, iki nötronu ve iki de elektronu vardır. Proton ve nötronlardan teşkil edilen çekirdekteki protonlar arttıkça, paralel olarak elektronlar da artar. En ağır ve karmaşık atom, uranyum atomudur. İki yüz otuz dokuz elektrona sahiptir. Diğer maddelerin atomları, hidrojenle uranyum arasında farklı sayılarda proton ve elektronlardan teşkil edilmiştir. Proton, nötron, elektron, mezon ve nötrinolardan başka daha bir sürü atom altı parçacıklar, yaşadığımız yüz yılda keşfedilmiş ve hâlâ keşfedilmeye devam ediliyor. Bu küçücük atomlar âdeta dipsiz bir kuyuya benziyor. Kâinat da öyle değil mi? İnsanoğlunun şimdiye kadar keşfettikleri, okyanustan bir damla gibi kalıyor.

Atomun kendi içinde bütünlüğünü koruyan ve farklı atomlarla karşılıklı etkileşmesini sağlayan çekim kuvveti, elektromanyetik kuvvet, zayıf kuvvet ve nükleer kuvvet gibi kuvvetler yerleştirilmiştir. Bunlardan en güçlüsü nükleer kuvvettir. Atomun parçalanmasıyla ortaya çıkan bu dehşetli kuvvetin gücünün ne olduğu, Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki şehirlerine atılan iki atom bombasıyla görülmüş ve iki yüz elli binden fazla insanın ölümüyle anlaşılmıştır. İnsanlığın istifadesine sunulması gereken bu nimet, maalesef insanların aleyhine kullanılmıştır. Şimdi ise, kurulan atom reaktörleriyle üretilen elektrik enerjisi var. Fakat onun da Rusya’daki Çernobil gibi reaktör patlamalarıyla etrafa verdiği zarar yüzünden, bilim adamları kara kara düşünmeye başladılar.

Atomun yapısıyla güneş sisteminin yapısı arasında benzerlik vardır. Atomun çekirdeği genel olarak pozitif elektrik yüklü proton ve nötronlar ve onun etrafında dönen negatif elektrik yüküne sahip elektronlardan meydana getirilmiştir. Zıt elektrik yüklü şeyler birbirini çeker kaidesine binaen, çekirdek bütün gücüyle elektronları kendine doğru çeker. Ancak çekirdeğin etrafında baş döndürücü bir hızla dönen elektronlar, merkezkaç kuvvetinden dolayı çekirdekten uzaklaşmak ister. Fakat her iki kuvvet eşit yaratıldığından, ne çekirdek elektronları kendine çekebilir ve ne de elektronlar çekirdekten kaçıp kurtulabilir. Düzen böylece devam edip gider. Güneş sistemi de buna benziyor. Güneş merkezde duran çekirdek gibi, gezegen yıldızları da elektronlar misalindedir. Güneş, dünyadan bir milyon üç yüz bin yirmi defa daha büyük olan dev kütlesi ve saatte yetmiş bin kilometre ekseni üzerindeki dönüşü ile etrafındaki yıldızları kendisine doğru hızla çeker. Ancak en yakınındaki Merkür yıldızından, altı milyar kilometre uzağındaki Plüton yıldızına kadar bütün gezegenler çok sür’atle döndüklerinden, merkezkaç kuvvetinden dolayı fezaya doğru kaçmak isterler. Fakat her iki kuvvet dengede yaratıldığından ne güneş onları kendine çekebilir ve ne de seyyar yıldızları güneşten kaçıp kurtulabilirler. Böylece hem sistem hem de yeryüzündeki hayat kıyamete kadar devam edip gider.

Acaba bu benzerlik, güneşi de atomu da yaratan ve aynı kanunlarla donatan Yüce Kudretin Sahibi olan Allah’ı güneş parlaklığında apaçık göstermiyor mu? Kanunları görüp kanun koyucuyu görmezlikten gelmek bin defa daha acayip bir körlük olmaz mı? Hülâsa; her şey gibi atomlar âlemi dahi atomlar sayısınca O’na işaret ve O’nun varlığını ispat ediyorlar.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*