Avrupada Felsefe Eğitimi

Felesefe, karnındaki hikmetleri çıkarıp, dinsizlik adına nemrutlaşınca, Avrupa´daki yapay tahtı da sallanmaya başladı. Öyle lerzeler yaşıyor ki, belası hikmetin diğer kollarına da tesir ediyor. Mütehakkim, bilgiç, ukala ve fıtratı ısıran egosundan olacak ki, okumuş kitleler fen ve teknolojinin keskin çerçeve ve çizgilerinden kaçarak, kendilerine mûnis koylar ve güneşli beyabanlar arıyorlar. Size garip gelebilir ama; birçok kesim eski hurafelerin masalımsı dünyasıyla Asya´nın gizemlere büründürülmüş inanç, gelenek ve hayatını “batının küstah modernitesine” tercih ediyor.

Batılıların bir kısım felsefe ile dominant kilise arasındaki çekişmelerden o kadar yorgun ki… Bazen Asya steplerindeki inancı hristiyanlığa tercih edenlerle de karşılaşabiliyorsunuz. Bilhassa dinsizlik cereyanlarını idare eden komitelerin felsefeyi son zamanlarda somutlaştırmaları, yani TV, internet, gazete ve kitap vasıtasıyla dinsizlik ve ahlaksızlığı başka boyutlarla cemiyete dikte etmeleri, felsefeyi “İKRAH” edilecek bir mevkiye indirdi… İnsanlarca en kıymetli addedilen beden ve ruh sağlığının son zamanlarda hekim ve psikiyatristlerden ziyade “halk hekimlerine” havale edilmesi de Avrupa´da dinsiz ve mağrur felsefenin ilme ve insanlığa yaptığı bir kötülük olarak düşünülüyor.

Okullarda müstakil felsefe, ders olarak lise son sınıflara “seçmeli olarak veriliyor”. Bilhassa din derslerine girmeyen öğrencilere… Tamamen dinsizliğin ve ahlaksızlığın öğretildiği bu derslere müslüman öğrencilerin girmemelerine bilhassa müslüman veliler itina gösteriyorlar. Çoğunun; islam dinin prensipleri, imanî esasları ve ahlâkî kuralları hakkında şüpheye düşeceğine, katolik – protestan esaslarını öğrenmesini isteyen veliler felsefe dersi ile “dinsizlik – ahlaksızlığı” eş görüyorlar. Feslefenin; sanat, kültür ve genel ahlak başlıkları altında saçtığı zehrin, müslüman çocuklarında meydana getirdiği tahrip burada gözle görünecek derecede. İnançsızlığın oluşturduğu boşluğa düşen gençlerin kapıldıkları kötü alışkanlıklar, karıştıkları olaylar ve yarıda bıraktıkları okul ve meslek eğitimleri, aklıbaşındaki türk ebeveynlerinin de gözünü açmış olacak ki, son istatistikler “maneviyata dönüş” terendinin yükseldiğini gösteriyor. Hatta bir çok anne – baba; okulunu bitirmiş mesleğini tamamlamış, işini bulup yuvasını kurmuş dindar gençlere özenerek, dindar olmadıkları halde çocuklarının dindar çevrelerle tanışmasına çabalıyorlar.

Avrupa Eğitimindeki taht ve tacından yuvarlanan felsefenin Türkiye´de rağbet bulması sizin de garibinize gitmiyor mu? Elinde, islamın cihanşümûl, kurtarıcı ve yükseltici altın prensipleri bulunmayan batının, zararlı diye çöpe attığı bir nesnenin yetkilerimizce “çöplükten müfredâta” taşınması elbette sizin de izzetinize dokunur. Felsefe ve felsefenin mahsulleri olan gözboyayıcı şeylerin ilim adına Türkiye´de rağbet görmesi, tedennî ve tereddîmizin bir başka boyutunu gösteriyor, kanaatindeyiz.

Yeni diye boş ve zararlı şeylerle toplumu uzun süre avutma ve aldatmanın mümkün olmadığı bir vâkıa… Hakikî ihtiyaçların bizi sancılarla uyandırması uzun sürmez. Kemalizm mengenesinde tam seksen senedir “ilke ve inkılap”larla mefluç hâle gelmiş eğitimimiz için “felsefe eğitimi” bir kurutuluş geçidi olabilir mi? Can Dündar´ın Anıtkabir Kitaplığıyla ilgili bir araştırmasını hatırlıyorum: Şu eğitim modelinde ısrar edenlerin başucu kitaplarının listesini çıkarmıştı. Hemen hepsi “din karşıtı Avrupalı Feylesofların” eserleriydi… Felsefeye iltizamla bu girdaptan kurtulamayacağımızı, Avrupa ile ilgili yukarda verdiğimiz örnekler elbette gösterir kanaatindeyiz. Batının ve bilhassa Vatikan´ın “Kur´an değerlerine” dolaylı yolla vurgular yaptığı bir zamanda, Kur´an´ın vatanı olan Anadolu´daki şu masakaralıklar elbette hoş karşılanmaz. Bin senelik tarihi, örfü, geleneği, kültürü, harsı, zevk ve estetiği Kur´an´la yoğrulmuş bir milletin çocuklarını yanlış beyabanlarda dolaştırmaktan artık vazgeçmek gerekiyor. Milletin çocuklarına acımayanlar, hakîkat karşısında gülünç duruma düşüp, Avrupa´ya maskara olmaktan çekinmelidirler…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*