Ayasofya’da namaz kıldık!

Ayasofya! Ayasofya bizim sevdamız. Ayasofya bizim idealimiz. Ayasofya; hem Sultan Fatih’in, hem de gönüllerin Sultanı Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin hayali, nurlu faaliyetlerinin gayesi. Fethin mütemmimi, tamamlayıcısı olan Ayasofya’nın, 482 sene sonra asliyetinden koparılıp, ne İsa’ya (as), ne de Muhammed’e (asm) yaramaz bir hâle getiren irade tarafından, âdeta, dinsiz, imansız bırakılmış, bırakılmak istenmiştir. Bu hadiseye, koca Fatih kabrinden, Bediüzzaman ise, kalbinden rahatsız olmuştur. Fethin sembolünü bu hâle getirenlere buğz etmiştir. Yüreğini ta derinden yaralanmıştır. Ve iki büyük arzusundan birisi, Ayasofya’nın esaretten kurtulup, aslî vaziyetine getirilmesi olmuştur. Bakalım bunu kim tahakkuk ettirecek, kim yerine getirecektir?

İşte, bizlerin hep açılması talep ettiğimiz, içinde namaz kılmanın hayalini yaşadığımız Ayasofya’da, bu arzumuzu gerçekleştirmediysek de, büyük Ayasofya’nın, bazı beldelerimizde bulunan ve onunla beraber esaret altında yaşayan mabedler var. Bunlardan birisi de, İznik’te bulunan Ayasofya Camii’dir. Yakın zamanda tekrar cami hüviyetini kazanan İznik Ayasofya Camii’nde namaz kılmak nasip oldu çok şükür.  Başlığa esas olan Ayasofya da, İznik Ayasofya’dır.

Aslında bu yazıyı, geçtiğimiz yaz mevsiminde İznik’e yaptığımız ziyaret ve ibadetten sonra yazacaktık, ama olmadı işte. Bursa’da yapılan bir haftalık Bediüzzaman Haftası münasebetiyle, gazetemiz genel yayın yönetmeni Kâzım Güleçyüz’ün konferansı münasebetiyle, 20 Mart günü Bursa’dan; Kâzım Güleçyüz, Orhan Kaşlıoğlu ve Euronur’un fedakâr video ekip başı kardeşimiz Ceyhan Tekin ile beraber İznik’e gittik. Konferanstan önce orada bir-iki dostu ziyaret ettik, hep beraber Ayasofya Camii’nde namaz kıldık. Orada yine bizim içimizi bir heyecan kapladı ve bu yazıyı yazmamıza sebep oldu. Bizimle beraber oraya gelen ve ilk defa namaz kılan bütün arkadaşlarımızın da heyecan duyduğu “Ayasofya Camii’nde” ki o vaziyet ve hepimizin içinden geçirdiği “inşaallah darısı büyük Ayasofya’nın başına!” duâsı ile niyazımız odur ki, Mahzun Ayasofya’da, tez elden “Allah-u Ekber” sadâlarına kavuşsun.

İznik’te belki de şimdiye kadar böyle Yeni Asya mahreçli bir program yapılmamıştı. Oraya gittiğinden beri, tek başına bir asker gibi hizmetler yapan, yine gazetemiz yazarlarından, İznik Millî Eğitim Müdürü Mustafa Öztürkçü kardeşimizin gayretleriyle Yeni Asya tarafından tertiplenen konferans çok güzel ve kalabalık bir dinleyici tarafından takip edildi. Bir de küçük çocuk sesleri olmasaydı daha güzel olacaktı, ama yine de güzeldi.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*