Ay’la ilgili dikkat çeken araştırma ve Risale-i Nur’dan hatırlattıkları…

Antalya’da Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü’nde, Anadolu köylüsünün ‘Ay’ın yenisinde olur börtü böcek, eskisinde olur börek çörek’, ‘Kesme odunu Ay büyürken, kırk koyunu küçülürken’ gibi inanışları bilimsel olarak doğrulandı.
Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü’nden orman yüksek mühendisi Ayhan Serttaş başkanlığında, akademisyenlerin de bulunduğu 7 kişilik ekip tarafından ‘Ay’ın Değişik Evrelerinde Kesilen Kızılçam Emvallerinin Böcek, Fungus Kolonizasyonu ile Odun Dayanıklılığı Bakımından Belirlenmesi’ başlıklı proje 2012 yılında başlatıldı.
021220161021042171630_2

Özellikle Anadolu’nun köylerinde ağaç kesiminden koyun kırpmaya, tohum ekiminden ürün hasadına kadar birçok konuda Ay’ın evrelerinin etkileri üzerine konuşulan inanışlara yönelik araştırmada, ilginç sonuçlara ulaşıldı.

ANADOLU İNANIŞLARI

Projede, Anadolu köylerinde yaşlı insanların, ‘Ay’ın yenisinde yapılan işten hayır gelmez’, ‘Dolunay’ı bekle, bereketini gör’, ‘Ay’ın yenisinde olur börtü böcek, eskisinde olur börek çörek’, ‘Kesme odunu Ay büyürken, kırk koyunu küçülürken’ gibi sözlerin doğruluğu ilk kez bilimsel araştırıldı.

Nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar gelen bu inanışlara karşı, bu projeyle ürün ekiminden meyve ağaçlarının budanmasına, böceklerin ürüne musallat olmasından hayvanların ne zaman kırpılacağına, bulgurdan salçaya, turşudan peynire gökyüzünde Ay’ın hangi evresinde ne yapıp yapılmayacağına ilişkin bilimsel ışık tutulacak.

BİRÇOK ÜLKEDE ARAŞTIRMA

Özellikle Ay’ın değişik evrelerinde kesimi yapılan ağaçlardan daha dayanklı tomruk elde edildiğine dikkati çeken Ayhan Serttaş, Ay’ın gelgit olayından kaynaklanan 4 evresi üzerine işlemler uygulandığını kaydetti. Ay’ın evrelerinin insanlardan tüm canlılara, tohumlara çok büyük etkileri olduğuna inanıldığını belirten Serttaş, “Bununla ilgili değişik ülkelerde değişik çalışmalar yapılmış. ABD’de 30 bin suçlu üzerindeki araştırmada kaçakçılık, hırsızlık, tecavüz gibi suçların Ay’ın farklı evrelerinde arttığı belirlenmiş. Tohum ekimi, verim ve hastalıklarla ilgili farklılıklar belirlenmiş” dedi.

FARKLI AY EVRELERİNDE KESİM YAPILDI

Farklı evrelerde kesilen ağaçlardan yapılan müzik aletlerinin akustik, ses etkilerinin dahi ortaya çıkarıldığını anlatan Serttaş, “Bizde de Ay’ın farklı evrelerinde kesilen ağaçlar yapıda kullanılırsa böceklenme, mantar olmaz gibi inanışlar var. Bunlar söylenti şeklinde devam ediyor ve ülkemizde bunlarla ilgili çok az çalışma var. Bize bu önerildi ve 2012’de bu çalışmayı aldık. Amacımız ‘yeniay’, ‘ilk dördün’, ‘dolunay’ ve ‘son dördün’ evrelerinde ve iki dönem kasım-aralık, nisan-mayıs olmak üzere her ay dönemde 20’şer ağaç olmak üzere toplam 40 ağaç kesildi. Belirli yerlerde 1’er metre yükseklikte tomruklar halinde bekletiyoruz” dedi.
2018888

YENİ AY VE DOLUNAY’DA KESİM ZARARLI ÇIKTI

Tomrukların bir kısmından işlenmiş ahşap elde edildiğini ve yaklaşık 4 yıldır izlediklerini kaydeden orman yüksek mühendisi Serttaş, “Şu ana kadar elde ettiğimiz verilerde Ay evrelerinin böceklenme üzerine etkisi olduğunu belirledik. Mesela ‘dolunay’ ve ‘yeni ay’da tomruklara zarar veren böceklerde artış olurken, diğer evrelerde yok. Dönemsel olarak daha belirgin bir sonuç çıktı. Kasım-aralıkta kesilen ağaçların tomruklarında böcek zararı olmazken, nisan-mayıs döneminde kesilenlerde odun zararlısı dediğimiz zararlıların oranının daha fazla olduğunu gördük. Önümüzdeki sene projeyi sonuçlandıracağız” diye konuştu.

TOMRUKLARA ZARAR VEREN MANTARLAR İNCELENİYOR

Projede tomruklara zarar veren mantarların da incelendiğini açıklayan Serttaş, “Hangi Ay evresinde kesilen ağaçlarda mantar oluyor veya olmuyor? Ayrıca odunun kendi özellikleriyle ilgili 6 ayda bir diskler alıyor, bir cihazla basınç uygulayıp kalitesini ölçüyor ve inceliyoruz. Projemizin sonuçlanması 2017’ye de uzayabilir. Çünkü lata halinde beklettiklerimizde herhangi bir şey olmadı. Çünkü bazı zararlılar odun içine yumurtasını bırakıyor ve yaklaşık 5 yıl latent halde kalıp, sonra zarar vermeye başlıyor. Bunu evlerdeki ahşap doğrama, taban tahtalarında görebilirsiniz. Malzemeyi kullanırsınız aradan 10 yıl geçer ve ağaçta kurt vardır ve kemirerek yemeye başlar. Bunun etkisini görmek için 5 yıl beklemek gerekiyor” dedi.

ESKİ İNANIŞLAR DOĞRU ÇIKIYOR

Eski inanışlara göre ‘dolunay’dan sonra Ay’ın küçülmeye başladığı ‘son dördün’de kesilirse kurtlanma olmayacağının söylendiğini belirten Serttaş, “Koyun kırpma bile Ay’ın farklı evrelerinde yapılabiliyor. Hasadın toplanma zamanı, örneğin ‘Domates veya elmayı Ay’ın şu evresinde toplarsanız daha uzun dayanır’ ya da böceklenmez gibi benzer çok inanış var. Eski marangozlarla görüşülürse onlar hep Ay’ın eskisinde kesilmesi gerektiğini söyler. Ya da köylerde eski evlere gidilsin, asırlık evler olmasına rağmen kullanılan ahşap malzemede bir tek kurt yoktur. Bu genelde Ay’ın evresiyle ilişkilendiriliyor” diye konuştu.

Anlaşıl(a)madığından eleştirilen bazı hadisler ve Bediüzzaman’ın harika izahları…

”Alimler peygamberlerin varisleridir” kudsi fermanının yansıdığı – dost ve düşmanın ittfakıyla- en güzide aynalardan birtanesi olması cihetiyle ‘veraseti nübüvvet sırrına mazhar olan Büyük İslam Alimi Bediüzzaman Said Nursi; ‘Hadis İlmi’ konusunda da tartışılmaz bir otoritedir.

Onun tevilini Allah’tan başkası bilemez. İlimde derinlik ve istikamet sahibi olanlar ise, ‘Biz buna inandık. Hepsi Rabbimizin katından indirilmiştir” (Al-i İmrân Sûresi, 7.) deyip o gizli hakikatleri izhar ederler, açıklarlar. (Şuâlar, s. 498)
11990641_1204484552901832_8383072016211141923_n

“Eğer bilmiyorsanız ilim sahiplerine sorun. (Nahl Sûresi, 43., Enbiya Sûresi, 7.) ayetlerinin öncelikli muhataplarından birtanesi olan Bediüzzaman, insanların anlamayarak -Haşa!- inkarına kalkıştıkları, tenkit edip abartılı ve akıldan uzak buldukları, hakikatini anlamadan uydurma dedikleri bazı hadis-i şerifleri ve onların güzel manalarını ve hadis ilminin düsturlarını herkesin anlayıp hissedar olabileceği enfes bir tarzda izah ve ispat emiştir.

Öyle ki inkarına kalkışılan ve reddedilen birçok hadis-i şeriften ehl-i imanın imanlarını kuvvetlendirecek nice peygamber mucizesi ve istifadeye medar nice ilimler çıkarmıştır.

Bediüzzaman’ın ‘Hadis İlmi’ konusunda eşsiz otoritelerden birtanesi olduğunun sayısız örneklerinden ve delillerinden birkaçı…

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/anlasil-a-madigindan-elestirilen-bazi-hadisler-ve-bediuzzaman-in-harika-izahlari_355480

Mecaz, teşbih ve temsiller…

”Ay’la ilgili araştırmanın dikkat çeken sonuçları ve Risale-i Nur’dan hatırlattıkları…” başlıklı haberde geçen Anadolu’ya ait ‘Ay’ın yenisinde olur börtü böcek, eskisinde olur börek çörek’, ‘Kesme odunu Ay büyürken, kırk koyunu küçülürken’ bazı inanışların çeşitli hakikatleri ihtiva ederek, bilimsel değer taşıdığı ve bu yöndeki çalışmalarla bu inanışların hakikatinin ispat edildiği belrtilmektedir.

Bu doğrultuda karşımıza çıkan pek çok örnek, esasında hakikatlere dayanmakla birlikte, zamanla bu noktada kullanılan ”mecaz, teşbih ve temsiller” havâstan avama geçtikçe, yani ilmin elinden cehlin eline düştükçe, belli bir zaman sonra ya hakikat telâkki edildi ya da yanlış anlaşılarak birçok hurafeye kapı açacak şekle büründü ya da doğrudan doğruya hakikatleri gerçek anlamıyla ifade eden ve çeşitli gözlemlere ve tecrübelere gerçeklere dayanan görüntüleri zamanla dikkatlerden kaçtı ve önem taşımadı. (”Ay’la ilgili araştırmanın dikkat çeken sonuçları…” haberindeki gibi)

Üstad Bediüzzaman’ın çocukluğunda annesiyle kendisi arasında geçen Ay tutulması olayını anlattığı ve bu olay üzerinden ders verdiği hakikatler dikkatli nazarlarımıza farklı tefekkür pencereleri açıyor.

Prof. Dr. Ali Bakkal’ın “Dünya Öküz ve Balık Üstündedir” Rivayetininin Değerlendirilmesinde Eski ve Yeni Said Farkı” adlı makalesi çerçevesinde kaleme aldığı ve Bediüzzaman’ın; ‘Dünya öküz ve balık üstündedir’ rivayetini nasıl yorumladığını açıkladığı makalesi konuyla ilgili önemli mesajlar içermektedir.

Prof. Dr. Ali Bakkal’ın makalesinden bir bölüm:

”2. Mecaz, teşbih ve temsiller, havâstan avama geçtikçe, yani ilmin elinden cehlin eline düştükçe, belli bir zaman sonra hakikat telâkki edilir ve birçok hurafeye kapı açar.

Bediüzzaman bu gerçeği, çocukluğunda annesiyle kendisi arasında geçen Ay tutulması olayıyla açıklar:

Çocukluğumda bir gün Ay tutulmuştu. Anneme dedim: “Neden Ay böyle oldu?” Dedi: “Yılan Ayı yutmuş.” Dedim: “Neden hâlâ görünüyor?” Dedi: “Gökteki yılanlar cam yarı-şeffaf olup içlerinde bulunan şeyi gösterirler.”

Bediüzzaman, uzun süre annesi gibi ciddî bir kişinin dilinde, nasıl olup da aslı-astarı olmayan böyle bir hurafenin gezip dolaştığını hayretle karşılayıp anlayamadığını, ancak astronomi okuyunca bunun sebebini anladığını ifade ediyor.

Rrisale-i Nur’dan Lem’alar isimli eserden Oon Dördüncü Lem’adan konuyla ilgili bölümün devamını okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/risaleinur/lemalar/#246

Ay tutulması olayında, on iki burcun bulunduğu tutulma dairesi ile ayın yörüngesi birbiri üstüne geçince, o iki daireden her biri kavis şeklini alır. Astronomi bilginleri, bu iki kavise ince bir teşbih olsun diye tınnîneyn (=iki büyük yılan) adını vermişlerdir.

Bu iki dairenin kesişme noktalarından birine baş anlamında re’s, diğerine ise kuyruk anlamında zeneb demişlerdir. Ay re’se, Güneş de zeneb’e geldiği zaman, dünya ikisinin ortasına gelmiş bulunur. İşte tam bu durumda, “Ay Tutulması” olayı gerçekleşmiş olur ve Ay, Güneş’ten ışık alamaz.

Astronomi bilginlerinin Ay tutulmasıyla ilgili kullanmış oldukları bu terimler daha sonra halkın eline düşünce gerçek zannedilerek Ay’ın gökteki büyük ve şeffaf bir yılan tarafından yutulduğu zannedilmiştir.3”

Devamını okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/bediuzzaman-dunya-okuz-ve-balik-ustundedir-rivayetini-nasil-yorumlamistir_355125

‘Süper Ay’ görenleri hayran bıraktı

Bilim insanları san’at ve hikmetle yaratılan Kainat Kitabı’nı keşfetmeye, tanımaya ve tanıtmaya devam ediyor. Tefekküre sevk eden ve harika yaratılış karşısında hayran bırakan yeni gelişme dikkatli nazarları Cenab-ı Hakk’a çeviriyor.

Bu doğrultudaki her gelişmeyi Büyük İslam Alimi Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur’da dikkat çektiği hakikatler çerçevesinde değerlendirerek ”Kainat Kitabı’nda Tasarrufat-ı İlahiyi( Cenab-ı Allah’ın tasarrufları) müşahede (gözlemleyerek) ederek tefekkür edebiliriz. Hârika bir kudret-i Samedâniyeyi ( Allah’ın Kudreti), lezzetli bir hayret ile seyredebiliriz.”

Dünyaya en yakın konuma gelen ay, Konya’dan çıplak gözle bakıldığında, hayran bıraktı.

İşte Kainat Kitabı’nın tefekküre sevk eden sayısız sayfalarından birtanesi daha:

Devamını okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/bilim-teknoloji/super-ay-gorenleri-hayran-birakti_415640

DHA

 

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*