Babalık Sorumluluk Demektir

Image

Ailenin birinci sorumlusu babadır. İslâm ailesi esas itibariyle anne, baba, çocuklardan meydana gelir. Ailenin terbiyevî işlerinden öncelikle baba sorumludur. Bu sorumluluğu yerine getirebilmesi için bir kısım yetkilere sahiptir. Bu sebeple de reis durumundadır baba. (bkz. Nisa Sûresi, 34)

 Babanın sorumluluğu sadece dünyevî değil, uhrevî bir sorumluluktur. Yani baba, aile fertlerinin hem dünyevî, hem de uhrevî saadetlerinden sorumludur. Aslında terbiye, maddî ve manevî her iki ihtiyacın karşılanmasını ifade eder. Babanın bunlardan sorumluluğu, bilhassa Allah’a karşıdır ve son derece ciddî bir sorumluluktur. Pek çok âyet ve hadis bu hususu kesin ifadelerle tesvik etmiştir. Bir âyette şöyle buyrulmuştur:

“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi ateşten koruyun. O ateşin yakıtı insanlar ve taşlardır. Başında ise, Allah’ın emrine karşı gelmeyen ve verilen emri yerine getiren haşin ve şiddetli melekler vardır.” (Tahrim Sûresi, 6)

İslâm âlimleri, âyet-i kerimenin emrettiği ateşten koruma işinin terbiye ile olacağını belirtirler. Yani aile halkına İslâmî terbiye verildiği takdirde, onların hem dünyevî hayatları, hem de uhrevî hayatları kurtarılmış, ateşten korunmuş olacaktır.

Bir başka âyet, aile halkına İslâmî terbiye vermeyerek ateşe düşmelerine sebep olan aile reislerini insanların en bedbahtı ve hakikî hüsrana, zarara düşenler olarak ilân etmektedir. (bkz. Zümer Sûresi, 15-16)

Görüldüğü üzere, bu ve benzeri başka âyetlerde aile reisine terettüp edecek uhrevî bir sorumluluk, en ağır ifadelerle hatırlatılmaktadır. Kişi, İslâm’ı yaşamadığı için kendini hüsrana atmıştır. Terbiyelerini verip İslâmî hayatı yaşatmadığı için ailesini de hüsrana atmıştır. Böylece kendi hüsranını katlayarak gerçek hüsran sahibi olmuştur. İslâm âlimleri şu hususu söylemekte ittifak ederler: Kişi ailesinden sorumludur. Kıyamet günü çocukları ya şefaatçi olacaktır ya da şikâyetçi. İslâmî terbiyeyi verdiği takdirde, onların sevaplarına aynen iştirak edecek, böylece şefaatlerine mazhar olacak; vermediği takdirde de “Bizim terbiyemizi niye ihmal ettin? Niye ateşe girmemize sebep oldun?” diye şikâyetlerine sebep olacaktır.

Bir diğer âyet-i kerimenin meâli şöyledir:

“Mallarınız ve evlâtlarınız sizin için imtihandır.” (Tegabün Sûresi, 15)

Bu imtihan, aile halkının maddî ihtiyaçlarını karşılama hududunda kalmıyor, onların dinî hayatlarını, uhrevî akıbetleri de içine alıyor. Babanın kurtuluşu, aile efradının kurtuluşu için kendine düşeni yapmasına bağlıdır.

Allah’ın yüklediği bu vazifeyi hakkıyla yerine getirerek, aile fertlerinin kalbinde ahiretlerini kurtarma endişesini hâkim kılan ve bu sûretle uhrevî kurtuluşa eren bir aile efradının cennette kendi aralarında yapacakları sohbeti aksettiren âyet-i kerimeler de gerçekten çok manidardır. (bkz. Tur Sûresi, 26-28)

Öyleyse İslâm’a göre babalık, sorumluluk demektir. Aile fertlerinin dünyevî sorumluluğu sırtında olan kimsedir. Müslüman baba yukarıda zikrettiğimiz âyetlerde dile getirilen sorumluluğun şuurunda olsa, tabiri caizse üzerinde dünyayı taşıyan öküzünki kadar ağır bir yük hisseder. Bu şuur ve bu ağırlık, onun ağzının tadını, uykusunu bir hayli kaçırır. Kahveye, lokale gidecek, sinema ve televizyonun karşısında eğlenecek vakit bulamaz. Çünkü terbiyevî sorumluluk ondan ilim bekler, maddî imkân bekler, gayret bekler, fiilî tatbikat bekler.

İlim bekler; çünkü ilimsiz terbiye olmaz. Terbiye için takip edilecek metod da ilim ister. Terbiyede kazandırılması gereken alışkanlık, öğretilmesi gereken şeyler ilim ister. Büyüklerin terbiyesi, küçüklerin terbiyesiyle farklıdır, bunlar da ilim ister.

Maddî imkân bekler; çünkü nafaka babanın sırtındadır.

Gayret bekler; çünkü kazanmak, öğretmek, alıştırmak, eğlendirmek devamlı gayretle gerçekleşir.

Fiilî tatbikat bekler. Sözgelimi, namaz kılmayı, dürüst ve doğru sözlü olmayı çocuk babadan görmelidir. Ailede İslâm yaşanmalıdır.

Prof. Dr. İbrahim Canan, İslâm’da Aile Terbiyesi

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*