“Bahtiyar Alman milleti”

İslam ve insanlık âleminin karmaşa ve kaoslarla boğuştuğu böyle dehşetli bir asırda, bu asır ve gelecek asır insanlarının beden ve ruh dünyasını tanzim edip, sulh-u umumiyi sağlayarak beşeri maddeten ve manen mutlu kılacak hakikatlere muhtevi olan Kur’an nurları elbette ki Risale-i Nurlardır.Milyarlarca insan içinde, kaynağı yüce Kur’an ve kainatın Efendisi olan bu yüce hakikatleri tanıyarak dünya ve ahiretini kurtarmaya vesile olan her bir gönül erinin, bir minnet borcu olarak, öncelikle kendine şu soruyu sorması gerekir: Bu yüksek hakikatleri tanımamış olsaydım şimdi ne halde olurdum?

Veya mana-i muhalifiyle haddimizi aşıp, kendimize, bunun tam zıttı olan şöyle bir sual de sorabilirdik:

Ben olmasam acaba Kur’an ve iman hizmetine ne olurdu?

Bu ve benzeri suallerin cevabını mübarek ramazan günü bi’l-vesiyle bulunduğumuz Almanya’nın Ahlen şehrinde yaşayarak ayne’l-yakin gördük.

İsterseniz, bu güzellikler ve mutluluklar şehrinden bazı ayrıntıları paylaşarak konumuza devam edelim:

Bizim ülkemiz dahil, nurun şahs-ı manevisi açısından(hususan, Yeni Asya Risale-i Nur hizmetleri açısından) dünyanın en keyfiyetli Risale-i Nur hizmetlerinin yaşanarak icra edildiği yerlerden biri olan bu güzel şehir, adeta büyük Kur’an Müfessiri Bediüzzamanın seneler önce müjde verdiği “Bahtiyar Alman Milleti” hakikatına masadak olmuş.. İnsanların bir çok alanda yaşantısı gerçek müslümanlar gibi.Yediden-yetmişe,sokak ve caddelerde karşılaştığınız herkes size selam veriyor. Geçenlerde, burada doğup yaşayan bir kardeşimizin başından geçen bir trafik cezası hatırasını,buralarda insan hak ve hukukunun ne denli hayata hayat olduğunu ifade etmesi açısından anlatmaya değer buldum. İsterseniz konuyu kardeşimizin kendi lisanından aynen aktarılım: “Cezanın geri çekilmesi: Arabayı (caminin önünde) beş dakikadan süreli bir park alanına park ettim ve kısa iş hallettim gittim. Beş dakikadan fazla süren işimden dolayı geldiğimde ceza kağıdını camın önüne konulmuş vazıyette buldum. Kendimce espirivari yazılı bir itirazda bulundum ve yazdım ki “Misalen bu alanda ihtiyaçhane arasam alanda ihtiyaçhaneyi gösterecek işaretler yok. Bir ihtiyaçhane aramakla beraber yine geç geri gelirdim ve cezayı almış olurdum”. Ceza bu yazı üzerine araştırma sonucu öyle işaretler olmadığı için haklı olduğumu yazıp bir sefere mahsus cezanın geri çekildiği yazıldı.”

Altmış bin nüfuslu bu güzel şehirde Ahlen Nur kahramanları ihlâs ve kahramanlıkla dâvâlarına sahip çıkmışlar.

Burada her Nur kahramanı, himmet ve gayretleriyle, hayatta ihtiyaç listesinin baş köşesine hizmet ve dâvâsını koymuş olduğu halde, ücretsiz vakıflık ruhuyla emin adımlarla yoluna devam ediyor.

Çocuklar, gençler ve yaşı kemâle erenlerden her kesimin ihtiyaçları düşünülerek, spor salonları ve dersliklerinden saunasına kadar dizayn edilmiş olan külliye şeklinde İnşa edilen hizmet merkezi, Avrupa’nın ortasında tam kapasiteyle çalışarak Nur hizmeti üretmekte. Müçtemilatında bulunan ve umuma açık olan camisinde, özellikle Kur’ân ayı olan bu Şehr-i Ramazan’ın her vaktinde feyizli sohbetler yapılıp mukabeleler okunmakta, coşkuyla teravihler eda edilmektedir. Hizmetlerin tanziminde altın günler olan haftanın son iki gününde ise, bir taraftan çocuklar, gençler ve Nur dâvâsının gönül erleri ve kendilerine ayrılan ayrı bölümde organize olan hanımlara yönelik hizmetleriyle ortalık cıvıl cıvıl bir bayram yerine dönüyor. 800 metre karelik 3 katlı binada tam kapasite kullanılmayan tek bir oda ve alan yok gibi. Burada halka, gençlere ve Almanlara yönelik ayrı iftar programları ve başka programlar düzenleniyor. Yakın zamanda yapılan kermesi şehrin ileri gelenleri ve halktan binlerce kişinin ziyaret ettiğini öğrendik. Daha iki gün önce hizmet binasının geniş yemekhanesinde bizzat katıldığımız bir iftar programında çok sayıda iştirakçi vardı.

Ahlen’deki keyfiyetli hizmetlerin Almanya’nın diğer şehirlerinde de devam ettiği izahtan varestedir. Yakın zamanda gitme imkânı bulduğumuz Köln’de her köşesi özenle tanzim edilmiş orman ve yeşilliklerle kucaklaşma Yeni Asya Köln Akademik Kültür Vakfı’nda (AKEV) teravih namazımızı eda ettik. Türkiye’nin de katkısıyla, Almanya Diyanetince yaptırılan, estetik tasarımı ve kapasitesiyle göz kamaştıran Diyanet İşleri Türk İslâm Birliği (DİTİB) Köln Merkez Camii’ni ziyaret edip namaz kılarak bu anı oradaki Nur kahramanlarıyla birlikte fotoğraf karelerine yansıttık.

Bu hizmetlerden hareketle şu hakikate vurgu yapmak istiyorum: Hayatının en büyük bayramını Nurları tanıyarak yaşayan gönül erlerinin, sonradan bu günleri unutup, kaynağı Kur’ân hakikatlerinde olan kerametleri kendine hamledip, haddini aşarak “Ben olmasam hizmetin hali ne olurdu? vb.” yanlışlığına düşüp perişan ve kaybolması acı bir son olup, bu ise Nur Talebesinin başına gelebilecek en büyük felâkettir.

Bu noktada, böyle hizmet vurgularına “Kardeşler biz bu hakikatlerin neresindeyiz?” suâlini sorarak bir anlam kazandıran Halil Uslu Ağabeyi rahmetle anarak ben de tekraren diyorum ki, “Sahi Risale-i Nurları tanımasaydık halimiz nic’olurdu ve şimdi ne ahvalde olurduk?

Ahlen’den ve Ahlen Nur kahramanlarından hepinize selâm ve muhabbetler gönderirken, maddeten ve manen bereketli Ramazan’lar temennisiyle, gelecek Kadir Gecesi ve Bayrama kavuşturması için şimdiden Cenâb-ı Hakk’a duâ ve niyazda bulunuyorum. Rabbimiz İslâm ve insanlık âleminin kararan bahtını bir an önce Nurlarla aydınlatarak Kur’ân’ın fecr-i sadıkıyla beşeri mesut ve bahtiyar kılsın.. Amin…

Abdullah Şahin

 

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*