Bakanlık hukuksuzlukta ısrar ediyor

Yeni Asya Neşriyat’ın Seyda Ünlükul’dan aldığı belgeyle yaptığı ikinci bandrol müracaatı da Kültür Bakanlığınca reddedildi.

Tam bir hukuk tanımazlık hali

Avukat Kadir Akbaş: Risale-i Nur Külliyatına dahil eserlerin malî ve fikrî haklarının devralınmasına dair Bediüzzaman Said Nursî’nin kanunî mirasçıları ile  yapılan noter tasdikli sözleşme ibrazına rağmen Kültür Bakanlığının bandrol vermeyi reddetmesi tam bir hukuk tanımazlık halidir. Bunun hukuken izahı mümkün değildir.

Hukukî ve siyasî sorumluluk

Bakanlık elli beş yıldır süregelen hukukî durumu devam ettirmekle mükelleftir. Kendisini yargı mercii olarak konumlandırıp bandrol vermeyi durdurarak risalelerin basımına engel olamaz. Aksi durumda risalelerin basımını durdurmanın, giderek yasaklamanın hukukî ve siyasî sorumluluğunu üstlenmiş olacaktır.

Bakanlık müracaatımızı reddetti

Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin kanunî mirasçılarından, kardeşi Abdülmecid Ünlükul’un torunu Seyda Ünlükul’la yapılan neşir sözleşmemiz Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü tarafından reddedildi. Konuyla ilgili, Yayıncı Meslek Birlikleri Federasyonu (YAYFED) İstanbul İl Müdürlüğünce yapılan bilgilendirmede red gerekçesi olarak, eser üzerinden açılan Hak Tesbit Dâvâsı gösterildi. Manevî varisler tarafından açıldığı tahmin edilen dâvâ sonuçlanana kadar Bakanlık Risale-i Nur eserleri için bandrol vermeyecek.

Kendisinden görüş aldığımız kanunî mirasçılardan Seyda Ünlükul, bu dâvâya müdahil olmak istediklerini belirterek, dâvânın objektif görülmesi halinde kendilerinin haklılığının ispatlanacağını belirtti.

Bilindiği gibi Yeni Asya Neşriyat, Seyda Ünlükul ve vekaletini aldığı aile mensuplarıyla neşir sözleşmesi imzalamış, piyasaya sunmak için hazırladığı Risale-i Nur eserleri için bandrol talebinde bulunmuştu.

İki ayı aşkın bir zamandır tüm yayınevlerine uygulanan bandrol yasağı Risale-i Nurların neşrini fiilen engelliyor.

BAKANLIĞIN BANDROL REDDİNİN İZAHI YOK

“Kültür Bakanlığı’nın Bediüzzaman Said Nursî’nin kanunî mirasçıları ile Risale-i Nur Külliyatına dahil eserlerin mâlî ve fikrî haklarının devir alınmasına dair Noter tasdikli sözleşme ibrazına rağmen bandrol vermeyi reddetmesi tam bir hukuk tanımazlık halidir. Kanunî mirasçılar bugüne kadar Risale-i Nurların neşrine mâni olunması için hiçbir talepte bulunmamışlardır. Aksine, dileyen her yayınevine bandrol verilmesini istediklerini yazılı olarak bakanlığa bildirmişlerdir. Buna rağmen Kültür Bakanlığının bandrol talebini red etmiş olmasının hukuken izahı mümkün değildir.

Kültür Bakanlığı yargı mercii değil

Av. A. Kadir Akbaş, Kültür Bakanlığının Risale-i Nur basan yayınevlerine ‘bandrol’ vermemesine tepki gösterdi. Aynı zamanda gazetemiz Yeni Asya’nın avukatlığını da yapan Akbaş, bandrol uygulaması ile ilgili olarak yaptığı değerlendirmede şöyle dedi:

“Kültür Bakanlığı, bu güne dek Risale-i Nur Külliyatı ile ilgili olarak herhangi bir kimsenin hak sahipliği konusunda bir iddiada bulunmamış ve bu konuda bir kesinleşmiş bir mahkeme kararı ibraz etmemiş olmasını da dikkate alarak  Risaleleri basan yayınevlerine bandrol vermekte herhangi bir hukukî sakınca görmemiştir.

“Bediüzzaman Said Nursî’nın kanuni mirasçıları Risale-i Nur Külliyatı’nı kendilerine intikal eden bir miras olarak görmemişler, Bediüzzaman Hazretlerinin Risaleleri vakfetmiş olması yönündeki arzu ve iradesine uygun davranmışlardır. Elli beş yılda oluşan fiilî ve hukukî durum, öncelikle onların Risaleler üzerinde  hak sahipliği iddiasında bulunmamış olmaları ile teşekkül etmiştir.

RİSALELERİN NEŞRİNİN DURDURULMASI RENCİDE ETTİ

“Bediüzzaman’ın aziz kanunî mirasçıları avukatları aracılığı ile Kültür Bakanlığı’na Risalelerin basımına engel olunmaması, dileyen yayınevlerine bandol verilmesi için müracaatta bulunmuşlardır. Risale-i Nur Külliyatı’nın neşrinin durdurulması bütün Nur talebeleri ile birlikte öncelikle bu muhterem insanları üzmekte, rencide etmektedir. “Kültür Bakanlığı ancak Risalelerin mâlî ve fikrî hakları üzerinde hak iddia edenlerin bu yönde kesinleşmiş bir mahkeme kararı ibraz etmeleri halinde kesinleşmiş bir yargı kararına dayanarak Risaleleri basan yayınevlerine bandrol vermeyi durdurabilir. Ancak böyle bir kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmamaktadır. “Bakanlık kendisini yargı mercii olarak konumlandırıp bandrol vermeyi durdurup Risalelerin basımına engel olamaz, elli beş yıldır süregelen hukukî durumu sürdürmekle mükelleftir. Aksi durumda Bakanlık Risalelerin basımını durdurmanın, giderek yasaklamanın hukukî ve siyasî sorumluluğu üstlenmiş olacaktır.

Risale-i Nurlar, siyasî bir pazarlığın konusu yapılamaz

“Risale-i Nurların neşri konusu siyasî mercilerin pazarlık konusu yapabileceği bir husus değildir. Siyaset bu alandan derhal elini çekmelidir. Risale-i Nurların neşri bütün Nur talebelerinin en öncelikli hayat gayeleridir.  Bediüzzaman’nın ifadesiyle Kur’ân’ın malı olan Risale-i Nurlar, siyasî bir pazarlığın konusu yapılamaz. Nur talebeleri ile böyle bir pazarlığa girmek siyaset kurumunun, herhangi bir siyasî partinin haddi değildir. Neşir hakkı, AKP’nin muvafık, muhalif sınıflandırması yaparak, sağlanacak siyasal desteğe karşılık dağıtabileceği bir ulufe değildir. Risale-i Nurların neşrinin durdurulmasına sebebiyet verenler bunun doğuracağı maddî ve manevî mesuliyeti üstlenmiş olacaklardır.”

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*