Balkanlardaki mirasımızla hasret gidermek

Asırların çileli belki de bazan belâlı coğrafyası Balkanlar, Rumeli!
Şanlı Osmanlı’nın adaleti, insanlığı, ahlâkı, kültürü, barışseverliği, hoşgörüsü ve inancıyla altı asra yakın hükmettiği garip ve mahzun diyarlar.

Dört günde beş ülke! Kahraman ecdadın Avrupa’ya medeniyeti götürdüğü mirasının kalıntılarını bağrında taşıyan mekânlar… Farklı ve çileli bir coğrafyada seyahat etmek!

Cennet mekân ecdadın kokusunu, ahlâkını, kültürünü dem ve damarlarına sindirip onunla hayatiyetini devam ettiren “Evlâd-ı Fatihan”ın nesli ve torunlarıyla hemhal olmak!

İslâmiyet’in barışsever ve engin ruh hâli ile “Batı’nın” dehşet ve vahşetini muhakeme ve mukayesesinin yerinde tesbit ve müşahedesinin bulunduğu yerleşim bölgelerinde bulunmak!

Yıllardan beri içimde büyük bir arzu ve hayalimde bitmeyen bir istekti “ecdad yadigârı garip kalmış Balkanları” ziyaret ve gezmek. Kısmet bu güneymiş. Ben belki kendi arzum olarak bunu istemiştim. Kader bana iftihar ettiğim aziz Üstadım ve içinde bulunmakla büyük mutluluk taşıdığım “şahs-ı manevînin” vesilesiyle bu güzel gezi ve seyahati takdir etti. Hâzâ min fadli Rabbi. Rabbimden gelen her şeye sonsuz şükürler olsun!

Üstadımın himmet ve tasarrufuyla ancak nail olabildiğim “dünyanın dört kıt’asını ve iki yüze yakın ülkenin beşini daha bir çırpıda görmek ve tadımlık da olsa tarihî hatıraların gölgesinde Osmanlı Medeniyetinin Avrupa’da sönmeyen izleriyle yüzleşmek nasip oldu.

Dört ayrı uçakta, dört ayrı kafile ve toplumumuzun ve cemaatimizin her kesimini içine alan karma bir grupla âdeta Balkanlara bir “manevî sefer ve çıkartma” oldu. Bu konuda emeği geçen başta bu organizenin manevî yönünü üstlenip başarıyla gerçekleştiren Risâle-i Nur Enstitüsü kadrosu olmak üzere, hiçbir fedakârlıktan çekinmeyen ve her konuda destekçi olan Yeni Asya Medya Grup Yönetim Kurulu üyelerini, organizenin en zor konusu olan finans kaynağı, gezi programının bütün detaylarını üstlenen ve gerçekleştiren Genel Müdürümüz başta olmak üzere idarî kadromuzu, geziye katılan bütün dâvâ arkadaşlarımı, hanımefendileri, çocukları, gençleri bu fedakârlık ve gayretlerinden dolayı yürekten tebrik ediyor ve bu tür faaliyetlerin hız kesmeden ve genişleyerek devamını diliyorum.

Başta İslâm ve Kur’ân dâvâsı olmak üzere bu konuda dünyanın neresinde olursa olsun mukaddes değerlere sahip çıkıp bunun için gayret sarf eden her cemaate ve gruba sonsuz saygımız, duâmız, tebrikimiz, takdirimiz ve hayranlığımız vardır. Hayırlı hizmetlerini tebrik ediyor ve artarak devamını diliyoruz.

Yeni Asya camiası olarak, Risâle-i Nur Dâvâsı ve Üstadımız Bediüzzaman’ın hatırası uğruna plânladığımız kapsamlı bir plân ve önümüze koyduğumuz bir hedef var. Her yıl daha kapsamlı ve daha geniş bir katılım ve tanıtımla bu hedefe varmak istiyoruz. Bunun için de farklı ülke ve farklı konularla İslâm’ın adalet ve rahmet boyutuyla dünyayı ilgilendiren ana konularını gündeme taşımaya çalışıyoruz.

Geçen yıl “Hutbe-i Şamiye”nin Emevi Camii’nde iradının 100. yılı dolayısıyla başlatılan bu büyük yolculuk, bu yıl Sultan Reşat’la Balkan ve Kosova ziyaretinde şeref misafiri olarak bulunan Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî’nin ilim ve eğitim konusundaki büyük hedef ve hayalinin başka bir ayağı olan “Balkanlara” taşınmış oldu.

Camia olarak bu asrın en büyük iman dâvâsı ve Kur’ân yolu olan “Risâle-i Nur hakikatlerinin” neşrini ve tanıtımını yapmak için bitmeyen ve artarak devam eden bir hedefimiz ve duruşumuz var. Dünyaya mal olan bu “kudsî dâvâ” anlayışının sarsılmaz ve bıkmaz temsilciliğinin sorumluluğunu yerine getirmeye gayret ediyoruz. Her zorluğa ve bunca güçlüklere rağmen bu yoldaki yürüyüş devam ettiriliyor elhamdülillâh.

Bundan sonraki hedef Üstadın bulunduğu veya tarih ve insanlık için—önemine binaen—işaret ettiği ülkeleri gündeme almak olmalıdır. Yeni coğrafyalara yönelip ufkumuzu açmalıyız.

Bunlar: Kafkaslar, Rusya, Afrika, Endülüs İslâm devletinin yaşadığı İspanya, Ortadoğu, Uzak doğu, Japonya, Avustralya, Amerika…. vb. başta olmak üzere bütün dünyayı kapsayacak hâle getirilmelidir.

Gezinin genel değerlendirmesini madde madde yapmak icap ederse, şunları özellikle belirtmem lâzım geldiğine inanıyorum:

1- Başta da belirttiğim gibi Anadolu’yu temsilen altı yüz sene sonra üç yüze yakın bu kadar büyük bir kafileyle sadece Risâle-i Nur ve Bediüzzaman’ın mukaddes dâvâsı adına bu kadar kapsamlı ve maksadı büyük bir toplantı gerçekleşmiş olduğunu özellikle vurgulamak isterim. Şimdiye kadar hiçbir grubun bu kadar çok sayıda hizmet elemanıyla bu coğrafyaya geldiğini tahmin etmiyorum. Hiçbir gruba ve kimseye haksızlık etmek istemem, o toprakların insanı profesyonel rehberlerin itiraflarından bunu hissettim. Bu başlı başına büyük bir başarıdır. Emeği geçen herkesi tekrar tebrik ediyorum.

2- Yurt dışına yapılan gezilerde cemaatimizin de artık “aile bütünlüğüyle” seyahat etme geleneği yerleşiyor. Çocuklardan başlayarak dünyaya açılma, genel kültür, görgü ve tecrübe kazanma artarak genişliyor ve gelişiyor. Tabir yerindeyse; “entelektüel birikimimiz” artıyor. Dünyanın gidişatını, değişen çağı,—artısıyla eksisiyle görüp—omuzumuzdaki büyük hizmet sorumluluklarının bu tür organizasyonlarla daha fazla farkına varmaya başlıyoruz.

3- Kendi öz kaynaklarımız ve kadrolarımızla bu tür uluslar arası organizeleri yapıp güzel neticelerini alınca tecrübemiz, moral değerlerimiz ve özgüvenimiz artıyor.

4- Hizmet adına çok yeni simalarla tanışıp, yeni yüzler görüp, yeni imkân ve fırsatların farkına varıyoruz.   

5- Bu defaki organizenin içerisinde ağırlıklı kitle “gençlerimizdi.” Erkek ve bayan altmışa yakın ehl-i hizmet genç kardeşimiz ecdad yadigârı toprakları “ağabey ve ablalarıyla” birlikte şereflendirdiler. İnşaallah buradan döndükten sonra daha bir gayret, aşk ve şevkle dâvâlarına sahip çıkacaklar ve hedeflerini büyüteceklerdir.  

6- Yurt dışına yapılan gezilerde önemli bir problem olan “vize” konusu bu coğrafyada Türk vatandaşları için olmaması önemli bir avantaj. Bu avantajın müsbet manada kullanılması için bundan sonra bu konunun yetkili kurumlarımızda ciddî manada değerlendirilmesi gerekir.

7- İslâmiyet’i yaşama, şeâirlerini koruma ve tatbikat konusunda, hem destek ve irtibata, hem de yardıma ve ilişkiye büyük ihtiyaçları olan, bu topraklardaki başta Bosna–Hersek olmak üzere; Makedonya, Arnavutluk, Karadağ, Hırvatistan, Kosova ülkelerinde yaşayan Müslüman kardeşlerimizle tanışmak ve kısa da olsa onlarla hemhâl olmak, bu seyahat neticesi olarak çok güzel meyvelere hamiledir, yakın bir gelecekte bunların tesirini hep birlikte göreceğiz inşaallah.

8- Risâle-i Nur hakikatleri ve Bediüzzaman metodunun ve tarzının mutlaka en kısa bir zaman ve en etkili bir şekilde bu coğrafyaya da taşınması gerektiğinin bizatihî farkına vardık.

9- Bu coğrafyayı artık daha sık ziyaret edip buradaki kardeşlerimizle hizmet sahasında gereken irtibat, âlâka, birliktelik faaliyetleri ve yardımlaşmanın sürdürülmesinin aciliyetini bizzat görüp inandık. Karşılıklı alınan yeni adreslerle Risâle-i Nur dâvâsının, Bediüzzaman’ın Kur’ân’a ve Sünnet’e uygun dâvâ ve cihad anlayışının, İslâmî dâvet, tebliğ ve Risâle-i Nur hakikatlerinin neşriyatının öneminin en etkili bir şekilde genç ve dinamik hizmet elemanlarıyla bu ülke insanlarına ulaşması gerektiğine olan inancımız arttı.

10- En son 1990 yıllarında yapılan Bosna Savaşında Sırp zalimlerinin hunharlıklarını, Avrupa dinsiz felsefesinin gaddarlıklarını, özellikle Bosna–Hersek topraklarında, şehirlerde, yollarda, evlerde, çarşı pazarda görmüş olduk. Şu an ve ilerisi için de “zındıka komitesi” ve Siyonizm’in burada neleri plânladığının ipuçlarını yakalamış olduk.

11- Ecdadımız Osmanlı’nın gittiği yerlere ne kadar kalıcı bir ilim, irfan, kültür, ahlâk, san’at, muhabbet, barış ve merhamet götürdüğünü an be an yaşayarak onlarla tekrar iftihar ettik.

12- Mukaddesatları ve vatanları için canlarını feda eden gencecik Boşnak fidanların ortasında şehitlikte medfun mütevazı lider Aliye İzzetbegoviç’in kabri başında hepsine duâ ve Fatihalarımızı gönderdik. Ruhları şad, mekânları Cennet olsun inşallah. (Âmin)

Muhakkak ki bu konuda yazacak daha çok şeyler var. Ama şimdilik zaman ve zemin bu kadar müsaade ediyor. Yeni gezi ve hizmet hatıralarında buluşmak üzere.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*