Mevcut yönetim “yeni bir anayasa yapalım” diyor.
Muhalefete çağrı yapıyor.
Şartlarını, zamanını bir bir sayıyor.
Peki bu ne kadar gerçekçi?
Realitesi var mı teklifin?
Çeşitli krizler dört bir yanı sarmış iken yeni bir anayasa yapmak mümkün mü?
Değil elbette…
Bu şartlarda öyle kolay kolay anayasa yapılmaz.
Bu açık.
Zaten bunu da en iyi bilen şu anda hükumetin başında olanlar.
Peki öyleyse niçin böyle bir teklif gündemde?
Zannediyoruz ki baskın bir seçim var.
Hükumet ve küçük ortağı bir seçime karar vermişler gibi, hem de süratli ve acele.
İşte o nedenle yeni bir anayasa teklifi ile olmayacak bir şeyi öneriyorlar.
Ne alaka?
Anayasa teklifi ve erken seçim alakası yani?
Şöyle:
Hükumet birinci ağızdan bir anaysa teklifi yaptı.
“Gelin sivil ve yeni bir anayasa yapalım” diye toplumu davet etti.
Ardından küçük ortak kucaklama pozisyonu aldı.
“Her kesimi kucaklayan bir çalışma yapalım” diye önceden kararlaştırılmış cümleleri söyledi.
Ardından bir bakan “1921 anayasası gibi kuruluş yasası yapalım” dedi.
Daha da bir iki söz edildi.
Şimdi plan şu olsa gerek:
Hükumet bir teklif hazırlayacak, içinde muhtemelen “Devletin dini İslam’dır” diye bir madde de olacak, belki laiklik de yeni bir tarzda tanımlanacak. Muhtemeldir ki hak ve hukuk konusunda da bazı güzel teklifler olacak.
Böyle bir anayasaya ise muhalefet olumlu bir karşılık vermeyecek.
Bu daha şimdiden deklare edildi.
İşte bunun üzerine bir seçim kararı alınarak yeni bir anayasa yapmak için milletten gerekli sayıda destek istenecek.
Gördüğümüz kadarı ile “yeni anayasa tartışmalarının” ana sebebi bu.
Belki şu an biraz uzak bir ihtimal gibi.
Lakin hükumetin hareket tarzı böyle bir ihtimali güçlendiriyor.
Üstelik;
Seçim kanunu çalışmaları da bu düşünceyi destekler mahiyette.
Bu günlerde basına sızdı.
Hükumet yeni bir seçim kanunu peşinde.
Dar bölge üzerinde çalışma yapıldığı söyleniyor. Seçim barajı da düşecekmiş. Aynı zamanda yeni kurulan partilerin önünü kesecek düzenlemeler de olacakmış.
Bunlar şimdilik söylenti.
Ama seçim kanunu değişikliği kesin olacak gibi.
Çünkü iktidar ve ortağı süratle oy kaybediyor.
Ekonomik kriz ve işsizlik gerçekten çok dehşet boyutta.
ABD Başkanı Biden ile birlikte dış tazyik de arttı.
İşte bunları en iyi bilen hükumet son bir atak yaparak seçime gitmek istiyor olabilir.
Baskın bir yakın erken seçime muhtemelen.
Kendisi için en ciddi tehlike olan DEVA ve Gelecek Partileri daha palazlanmadan.
Zaten seçim kanunu da bu iki partiye barikat kurmak için değiştiriliyor gibi.
Hükumet her zaman önce menfaat sonra devlet der.
Devlet de hep menfaatini önde tutar.
Bu nedenle menfaatler birleşirse pekala bir erken seçim olabilir.
Peki bu ağır şartlarda hükumet nasıl bir erken seçime gider?
Anketlerde ciddi bir oy kaybı varken bu bir seçim intiharı olmaz mı?
Yani hükumetin başarı şansı ne?
Evet bu gün için durum iyi değil gibi gözüküyor.
Fakat bir seçim sürecine girildikten sonra ne olur bilinmez.
Muhalefetin performansı da etkili olacak tabi ki.
Görünen o ki:
Her şeye rağmen hükumet bu yolu deneyecek gibi gözüküyor.
Zira elinde iki mühim koz var:
Birincisi, “Aya biz dört şeritli yol yapsak bize inanırlar” diyen kemikleşmiş bir oy kitlesi.
İkincisi ise, ellerindeki büyük medya gücü.
Bunlar küçümsenmesin.
Siz belki “aya çıkacağız dendiğinde” gülüp geçiyorsunuz.
Ancak, “Reis Elon Musk ile anlaştı, yakında aya çıkarız” diye inanan büyük bir kitle var.
“Ayasofya gazına gelerek” mehdinin ordusunda cihat yapacak tipleri de gözden uzak tutmayın.
İşte bu ve benzeri avantajlar yeni bir erken seçim kapısı açabilir.
Ankara siyasetinde her şey ihtimal dahlinde…
Benzer konuda makaleler:
- Gara olayı, iç siyaset ve erken seçim
- Allah Basiret Versin!…
- 2020 Erken seçim yılı mı?
- 104 generalden ilginç çıkış
- Hükumetin manevi cephesi çöküyor
- Ak Parti için zor günler
- 31 Mart sonrası rejim mi değişecek?
- Doğru işte sebat gerek
- Düşünce özgürlüğü galip geldi
- Avrupa’dan gelen dip dalga
İlk yorum yapan olun