Başörtülü aday samimiyetsizliği

AKP’nin tek “başörtülü” adayı, başını açacakmış!
Partilerin listeleri üzerinde çeşitli yorumlar yapılmakta. Bunların başında “başörtülü aday” tartışmaları gelmekte…

Gerçi “türbanlı aday yoksa oy da yok” kampanyasına mukabil, MHP’den sonra iktidar partisi AKP’nin başörtülü aday göstermeyeceği daha evvel açıklanmıştı.

 

Başbakan Erdoğan’ın “seçimlerde toplumun her kesimine hitap edecek liste” taahhüdüne karşı, kamuoyundaki “başörtülü aday” taleplerine, AKP yöneticileri yine “gerginliklere sebebiyet vermemek” adına aday listelerinde başörtülü aday olmayacağı bildirmişlerdi. Ancak buna rağmen, 78 kadın adayı arasında Gülderen Gültekin’in tek “başörtülü aday” olduğu ortaya çıktı…
Ne var ki aday adayı afişlerinde başörtülü fotoğrafını kullanıp adaylık başvurusunu başı açık yapan Gülderen Hanım da, seçildiğinde Meclis’te başını açacağını öncelikle deklâre etti. “İstifa etmeden önce öğretmendim, devlette çalışma şartları neyse onu yerine getiriyordum, yani başım açıktı. Meclis’te de partimin ve milletimin selâmeti neyi gerektiriyorsa onu yapmaya hazırım” diye konuştu!
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Meclis’te başını açmasını örnek gösterdiği MHP eski milletvekili Nesrin Ünal’a “saygı duyan” AKP’li “başörtülü” adayı, belli ki seçilirse yeni bir “Nesrin Ünal vak’ası”nı yaşatacak…
1999’da Nesrin Ünal’dan “seçilirse başörtüsünü çıkaracağı” sözü aldığını belirten MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin, partisinin Uşak 2. sırasındaki başörtülü adayı Filiz Yüksel’e “Seçildiğinizde başınızı açmayı kabul eder misiniz?” diye sorup “Anayasal sürecin gereğini yaparım” sözünü aldığı için listeye alması da dikkat çekici.
Başörtüsü yasağını kaldırmayan AKP ile çarşaflı hanımlara rozet takan CHP’yi başörtüsü yasağının kalkması konusunda samimi olmadığını kaydeden, iktidar ve anamuhalefet partisini “başörtüsü sorununu fırsatı ganimet gören bir anlayışla pazarlık malzemesi yapmak”la suçlayan MHP Genel Başkanı, adayının başını açtırmakla “başörtüsü samimiyeti”ni ortaya koyuyor!
Çarpıcı olan, 14 vekilin seçildiği Antalya’da liste sonuna -13. sıraya- atılan AKP’li “başörtülü” adayın,—seçilmeyeceğini bile bile—sanki bir suçmuşçasına peşinen “başını açacağını” söylemesi.
Bu durum, AKP’yi kuran “yenilikçiler”in FP’de “Merve Kavakçı krizi”yle başlayan ve baştan beri yasadışı yasağı “yasal” görerek başörtüsünden ve başörtülü adaylardan kaçan kırılgan tavrın devamıYine 2002 seçimlerindeki Kahramanmaraş mitinginde Başbakan Yardımcısı Arınç’ın “Başörtüsü meselesini çözmek bizim nâmus borcumuzdur” sözüne karşı, Başbakan Erdoğan’ın “Başörtüsü konusunda hiçbir yerde, kimseye söz vermedim. Vaat etmediklerimizi, vaat edilmiş gibi gösteren, provoke edenler var” ifadelerini te’yid etmekte. (Vakit, 28.12.2004; Vatan, 5.4.2005)
Keza Meclis Başkanı Şahin’in Başbakan Yardımcısı iken, “Türkiye’de başörtüsünü sorun sayanların sayısı yüzde bir buçuktur. Bu konu öncelikli olarak gündemimizde yoktur, olması siyaseten de yanlıştır” cümlesinde düğümlenmekte. (Milliyet, 24.5.2006)
Üniversitelerde başörtüsü yasağını başlatan YÖK kurucu başkanı İhsan Doğramacı’ya “2007 Meclis onur ödülü” verilmesini teklif eden dönemin Dışişleri Bakanı Gül’ün eşi Hayrünnisa Hanımın, sırf başörtülü olduğu için üniversiteye alınmamasına karşı Şubat 2003’te “Benim bu dâvâyı geri çekmem bütün kadınlara hakaret olur” teminatına rağmen, bir yıl sonra AİHM’deki başörtüsü şikâyetini geri çekmesine benzemekte. (Zaman, 17.2.2007; Vakit, 3.3. 2004)
Dahası AKP hükûmetinin “Leyla Şahin dâvâsı”nda AİHM’e gönderdiği savunmada, devletin din işleriyle yetkili anayasal kurumu Diyanet’in fetva kararlarıyla “dinî bir vecîbe ve tesettürün bir parçası” nitelediği başörtüsünü, “siyasî simge”, “gerginlik sebebi” ve “laikliğe aykırı” tanımlayıp, yasadışı yasağı “yasal ve mevzuata uygun” görüp onaylamasının tekrarı olmakta…
Ve “başörtülü kadınların Meclis’e girmesi” kampanyasında yer alan, “Başörtülü aday yoksa bağımsız aday olurum” restini çeken, başörtülü aday gösterilmeyerek kadınların yüzde 65’inin temsil edilmemesi vahim yanlışının hâlâ devam ettiğini, sorunun çözümünü AKP’de gördüğü için partide kurucular arasında yer aldığını, lâkin beklentisinin boşa çıktığını belirten Fatma Bostan Ünsal’ın, “Hukukî engel yoktu, hep ‘zamanı değildir’ dendi” tepkisi, gerçeği bir defa daha açığa çıkarmakta.
Gerçek şu ki, dokuz yıldır başörtüsü yasağını kaldırmayıp yasadışı yasağa sığınan AKP’nin kurucusunun tesbitiyle, “AKP’de başörtüsünün sâdece adı var.”
Halka karşı siyasî rant ve seçim propagandasında kullanıyor, sonrasında ise erteleyip öteliyor…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*