Batman’da samimiyet, Şanlıurfa’da gayret, İstanbul’da geleceği inşâ etmek

Image
Bediüzzaman’ın Hutbe-i Şamiye’deki yüz sene sonraya ait tesbitlerine bakarken, onun bugünkü olaylara bakışını sadece ‘kerâmetvârî’ bir şekilde değerlendirmek isabetli bir tesbit olmaz. O aynı zamanda fikir ve görüşleriyle ‘geleceği inşâ’ etmeye yönelik bir hizmet anlayışını ortaya koymuştur.”

Evet, bu tesbit, Risâle-i Nur Enstitüsü tarafından organize edilen VI. Risâle-i Nur Kongresinin konuşmacılarından Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne’ye ait.

 

“Geleceği inşâ etmek!” için yüz yıl önce ateşlenen bu iman ateşi ve cereyanı gönüller üzerinde dalgalanmaya devam ediyor.
Geçen haftaki yazımızda, Güneydoğu’da yol güzergâhımız üzerinde uğradığımız il ve ilçelerdeki güzel hizmet faaliyetlerinden bahsetmiştik. Diğer uğradığımız hizmet merkezlerindeki güzel faaliyet ve hizmetlerden de bu hafta biraz bahsedelim.
Mardin’den sonra durak yerimiz, kara altın olarak da nitelendirilen petrolün Türkiye’deki ilk adreslerinden Batman ilimizdi. Basında çoğunlukla PKK terörünün ve “Hizbullah!” bilmecesi ve garabetinin o sırlı faaliyetleriyle öne çıkarılmaya çalışılan bu güzel ilimiz; geçmişiyle, tarihiyle, ecdadıyla bağlarını sürekli kuvvetli tutan ve vatan ve milletin de “geleceğini inşâ etmek” için varını yoğunu ortaya koyan, vatansever, hamiyetli, dürüst, samimi ve ihlâslı Nur hadimlerinin faal olduğu bir yerdir. Bir evlâdımın 1996 yılından itibaren uzun yıllar eğitimci olarak görev yaptığı bu ille o zamandan beri irtibatımız kesintisiz devam etmiştir ve haşre kadar da devam edecektir inşâallah.
Geçen yıl faaliyete başlattıkları çok modern ve çok yönlü hizmet merkezlerinin methini duymuş ve görmeyi çok arzu etmiştim. Bu güne kadar da nasip olmamıştı. Mardin’den sonra iki saatlik bir mesafede olan bu ilimizi ve methedilen bu güzel hizmet merkezini–fırsattan istifade—bizzat görüp kendilerini tebrik etmek için yola çıktık.
Mardin’de beni en güzel şekilde ağırlayan başta çok muhterem ve değerli insan Derviş Nurdağ Ağabey ve oradaki dostlarımızdan müsaade alarak, Perşembe günü Midyat üzerinden Batman’a ulaştık. Yılların hizmetkârı Hacı Mehmet Uçar Ağabey hizmette yine ön saflardaydı. Gelişimizden gidişimize kadar, şahsımız adına değil, kudsî hizmeti adına ne varsa yaptı. Tabiî ki yapılan plân ve iş bölümü çerçevesinde; Selahaddin, Abdullah, Aziz, Hasan, Faik, Kasım Beyler ve diğerlerinden, hepsinden Allah razı olsun. Doğu insanının misafirperverliğini, nezaketini, sadakatini, vefasını bütün samimiyetleriyle gösterdiler. Akşam “semt dersinde” hem kemiyet, hem keyfiyet, hem dikkat, hem tefekkür, hem müzakere, hem konunun önemi ve farklılığına göre vurgular ve misâller vardı.
Sokaklarda terör yandaşlarının seçime endeksli, gerilimi tırmandırmaktan medet uman ve bu pislikten nemalanan; “nümayiş, şamata, kargaşaların” devam ettiğini bizzat müşahede ettiğim densizliklerine ve çabalarına rağmen, “Nurun hadimleri” tarihî bağlar ile modern çağın inşâ ve birleşme noktalarına atıfta bulunan hizmetlerle meşguldüler.
Batman’da hemen hemen her gün değişik bir semtte yapılan ev derslerinin, büyük katılımlar ve huşu içerisindeki müzakerelerle devam ettiğini bir defa daha öğrenmiş oldum. Cumartesi günleri ise dersler, “şahs-ı manevî”nin, tesanüdün, gayretin, sadakatin en güzel meyvelerinden biri olan modern, geniş, çok yönlü dershanenin alt katında yapılıyor. Nura müştak yüzlerce sima Kur’ân deryasından istifade etmek için buraya geliyor. Anadolu’nun, Türkiye’nin, bu cennet vatanın harcı ve emniyet sübabı kahraman “Nur hadimleri” bunlar! Asayişin, kardeşliğin, huzurun, güvenin, itimadın, sevginin, gülümsemenin, barışın, sadakatin, metanetin, istikametin maddî ve mânevî kalkınma ve terakkiyâtın temsilcisi Nur Hadimleri! Hizmetlerini tebrik ediyoruz!
Ayrıca bu bölgede beni en fazla mutlu eden bir başka konu ise; Üstad Hazretlerinin vefat yıldönümü münasebetiyle Viranşehir’de 450, Mardin’de 300, Batman’da 1000 Yeni Asya gazetesinin ücretsiz olarak halka dağıtılmış olmasıydı. Bunca zorluk ve ekonomik sıkıntılara rağmen gazetesine ve dâvâsına sahip çıkan bu vefalı insanları tebrik ediyor hizmet, gayret, istikamet ve sadakatlerinin dünya durdukça devamını diliyorum.
Son yıllarda belki ekonomik sebeplerden, belki sağlık problemlerinden, belki dünyevîleşme hastalığından, belki tembelliğimizden kaynaklanan bölgeler arası “irtibat seyahatlerini” ihmal etmenin büyük bir eksikliğimiz olduğunu da bu ziyaretlerle bir defa daha görmüş oldum. Ve şuna inandım ki; özellikle bu bölgelerimize daha sık gidip, birbirimizle kucaklaşıp, samimiyeti arttırıp, oradaki terör belâsının maddî olarak getirdiği boğucu havayı ve menfîliği, “bu vatanın hakikî, manevî muhafızları olma” özelliği taşıyan “Nur hizmetkârları” sıfatıyla, “başka yollara tevessül etmeyi önleyecek hakikî Kur’ân Nurları”yla izale etmeye yardımcı olmak lâzım. Bu gayretleri hem bütün yurt sathında, hem de bütün dünyada devam ettirmek gerekiyor.
Cuma günü sabah asıl dâvetli olduğumuz Şanlıurfa’mıza doğru yola çıktık. Yollar uzadıkça, dostluk zincirleri sağlamlaşıp genişliyordu. Şanlıurfa otogarında bizi fahrî temsilcimiz Nihat Çiçek ve talebelik yıllarından tanışıp, daha sonra Antalya’mızda beş seneye yakın hep birlikte olduğumuz Âdem kardeşimiz karşıladı.
Akşam seminer için gittiğimiz Bediüzzaman Vakfı’nın yenilenen yüzü, modern bir şekilde tanzim ve teşrif edilen yeni bölümleriyle Şanlıurfa Yeni Asya temsilcileri ve okuyucuları, adeta “Biz bu hizmette varız! Ve ayaktayız!” diyorlardı. 
Bu yılın anma programlarının açılış fonu olan ve Risâle-i Nur Enstitüsü tarafından hazırlanan “Asya’nın Bahtının Miftahı” adlı sinevizyon gösterisinden sonra ABD’deki Risâle-i Nur Hizmetlerini anlatmak için kürsüye dâvet edildik. Bediüzzaman Vakfı’nı dolduran 400’e yakın gönül sevdalısına bir saat boyunca dilimizin döndüğü kadar Amerika’da elli yıla yakın bir zaman önce başlayıp şimdilerde ivme kazanan hizmetlerimizi anlatmaya çalıştık.
O geniş salon doluydu. Anlatılanları pür dikkat dinleyen nurun âşıkları dâvâlarına olan sadakat ve muhabbet hisleriyle dopdoluydular. Konuşmamın sonunda değerli insan, yönetim kurulu eski üyemiz, hizmet kahramanı Ahmet Rüzgâr Ağabeyin: “Demek hizmetimiz genişleyerek bütün dünyaya yayılmaya devam ediyor!” demesi salondaki hislere tercüman olan güzel bir tesbitti.
Antalya’da başlayıp, Gaziantep, Halep, Şam’a kadar uzanan bu hizmet gezisi faaliyeti, Güneydoğu’nun tamamına yakınını içine aldıktan sonra geçen Pazar günü Haliç’teki Kongre Merkezi’nde Risâle-i Nur Enstitüsü tarafından organize edilen VI. Risâle-i Nur Kongresi’nin sonuç bildirgesi ve muhteşem bir panelle sona erdi.
Karanlıklara karşı devamlı ışık yakan, Nurlarla gönül ve yolları aydınlatan bir dâvâda birlikte olmak, Müslümanlar ve insanlık için böylesi muhteşem fikirleri bulunan bir Üstad ve Külliyata sahip olmak ve bunu kendisine gaye edinmiş bir “şahs-ı manevî”nin dairesinde bulunmak; Cenâb-ı Hakk’ın bu fani dünyada bir insana lûtfedeceği en büyük bir ihsan ve nimet olsa gerek. Bu nimetlerin kadrini ve kıymetini bilip bu şuur ve inançla hareket etme sorumluluğunu hiç unutmamak ve “geleceği inşâ etme” gayretlerine devam etmek dilek ve temennisiyle…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*