Bayram Yüksel Ağabey

Bayram Ağabey Ankara’da 27 diye tanınan hizmet merkezinde kalırdı. 1972 Kasımında Risaleleri tanıyıp 1973 Ocak ayında da dershaneye girmiştim.

Üstadımızın; Nur Talebelerinin arasındaki muhabbet ve uhuvveti temin edip, Risale-i Nur Külliyatı’nda yazdığı düsturlar doğrultusunda hizmeti organize etmek için yerine yedi ağabeyimizi varis tayin ettiğini görüyoruz. Bayram Ağabey bu yedi kişiden biri ve benim ilk tanıdığım varisti.

Bayram Yüksel Ağabey ilkokul mezunu, çocuk yaşta Üstadımızın hizmetine girip ta Üstadımızın vefatına kadar yanından ayrılmayan (askerlik hariç) ve Üstadın son nefesini onun kucağında veren bahtiyar bir abimizdi. İlkokul mezunu idi, ama fevkalâde ferasetli, sadık ve hizmet haricinde minnetsiz biri olarak hafızamda yer etmişti. Her karşılaştığımızda veya her derste; “Üstadımız bize Kur ’ân’a el bastırıp, katiyen Risale-i Nur’a sadâkat göstereceğimiz hususunda yemin ettirirdi” diye hatıra anlatırdı. Bazen yan yana namaz kıldığımızda nasıl duâ ettiğine kulak verirdim. “Allah’ım bizi azamî ihlâs, azamî sadâkat, azamî sebat, azamî metanet, azamî cesaretle hizmette istihdam et. İla ahir” şeklinde duâ eder ve hep biz ifadesini kullanırdı. Hiç ben dediğini duymadım, “BİZ”de fani olan sadık bir varisti. Kardeşim Üstadımız bize; “Şahıs önemli değil Risale-i Nur önemlidir. Her şey Risale-i Nur’dadır onu çok okuyun ve kabiliyetinize göre anlamaya çalışınız” diye tembih ederdi. Bir keresinde Ankara’daki vakıfları toplayıp, cemaatin istişare kararlarına uymaları hususunda ciddî ikaz etmişti. Hatta o zamanlar Yeni Asya aleyhinde el altından bazı faaliyetler vardı ve Bayram Ağabey buna muttali olmuştu.

Vakıflara hitaben: “Kardeşim siz kim oluyorsunuz da istişare ile çıkan ve Risale-i Nur’a tellâllık yapan bir gazeteye karşı faaliyet gösteriyorsunuz? Eğer başınıza buyruk hareket edip, alınan kararlara uymayacaksanız defolup gidin. Üstad her şeye hâkimdir size hizmetin ihtiyacı yoktur” gibi ifadeler kullanmıştı. Bizim yanında kaldığımız vakıf abimiz gelip, ‘Valla Bayram Abi hepimizi kovdu’ diye ifade etmişti. Vakıflardan biri (ilkokul mezunu, ama Risaleleri çok okuyan ve hitabeti kuvvetli), benimde içinde bulunduğum dört-beş öğrenciyi toplayıp özel ders yapmaya başlamıştı. Dersi kendi yapıyor ve kendince açıklayarak Yeni Asya aleyhine yorumlar yapıyordu. Şimdi düşünüyorum da, özellikle de Yeni Asya’yı hedef alıyordu.

Üç-dört defa ders yaptık ve derslerde bize; “Siz de bu dersleri bulunduğunuz ve gittiniz dershanelerde yapacaksınız” diye vurgu yapıyordu. Bayram Abi bunu da öğrenmiş ve bir gün umumî derste; “Ya filan oğlu erkeksen sen o dersleri Cumartesi umumî derste Demir tepede yap, eğer cemaat sana hak verirse ben de seni destekleyeceğim. Yoksa birkaç gayretli çocuğu alet edip fitne çıkarma” demişti. Ondan sonra o vakıf bir daha bizi çağıramamıştı. Ne yazık ki, iki-üç sene sonra o arkadaş etrafı ile beraber Bayram abiye bayrak açıp, doğru bildiği bir metotla hizmet etmeye başladı ve halen o adla devam ediyor. Görünüşte siyasetten uzak olacaklardı. Va esefa.

İnşallah Bayram Abi ile ilgili birkaç hatırayı daha yazma fırsatımız olur. Allah (cc) ebeden razı olsun ve ruhu şad olsun, mekânı Cennet olsun. Âmin.

Sabahattin Boyacı

 

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*