Bayramın da kalî, hâlî, fiilî duâları var!

Bayram; 70 hikmetli oruçtan kurtulmanın (!) değil, bayrama ulaşmanın sevincidir.

Mü’min dengelidir. Somurtkan değil, vakur, ama mütebessim ve neşelidir. Neşesi onu aşırılıklara, gaflete değil, tefekküre, teşekküre, duâya yönlendirir.

Efendimizin (asm) tabiriyle bayram yeme içme günleri, Allah’ın ihsan ve ikramlarının ziyafet günüdür: “Ey Müslümanlar topluluğu! Keremi bol olan Rabbinizin rahmetine koşunuz. O, bol iyilik ve ihsanda bulunur. Sonra onlara bol bol mükâfatlar verilir. Siz gece ibadet etmekle emrolundunuz ve emri yerine getirdiniz. Gündüz oruç tutmakla emrolundunuz, orucu tuttunuz ve Rabbinize itaat ediniz, mükâfatınızı alınız.

“Bayram namazını kıldıktan sonra bir münadi şöyle seslenir:

“Dikkat ediniz, müjde size! Rabbiniz sizi bağışladı, evlerinize doğru yola ermiş olarak dönünüz. Bayram günü mükâfat günüdür. Bugün semâ âleminde mükâfat günü olarak ilân edilir.” (Tergîb ve’t-Terhîb Trc. 2:332.)

“Bayramlarda gaflet istilâ edip gayr-i meşrû daireye sapmamak için, rivayetlerde zikrullaha (Allah’ı zikretmeye) ve şükre azim tergibat (büyük teşvikler) vardır. Tâ ki, bayramlarda o sevinç ve sürur nimetlerini şükre çevirip, o nimeti idame ve ziyadeleştirsin. Çünkü şükür nimeti ziyadeleştirir, gafleti kaçırır.” (Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 230.)

Arefe günü, “Allahümme’c’al fî kalbî nûran ve fî basarî nûran. Allahümme’şrah lî sadrî ve yessir lî emrî…” (Allah’ım, kalbimi, gözümü, gönlümü nurlu kıl. Allah’ım, kalbime genişlik, işlerime kolaylık ver) duâsını yapan şeytanın tasallutundan kurtulur. Keza, bayram günlerinde şu duâyı çokça yapanın kalbinin ölmeyeceği haber verilmiştir:

“Yâ Hayyû, yâ Kayyûm, yâ bedia’s-semavati ve’l-ardı, yâ ze’l-celâli ve’l-ikram.” (Ey Hayy ve Kayyûm olan Rabbimiz, ey semâvat ve arzın bedi’i, ey Celâl ve Kerem sahibi. Beni koru, istikamette daim eyle. Kötülük ve günahlardan muhafaza et, sırat-ı müstakimde dâim ve sabit kıl)

Efendimiz (asm) “Bayramınızı tekbir getirerek süsleyiniz” buyurduğuna göre, duâlardan birisi tekbirdir.

Bayram günlerinde erken kalkmak, gusül abdesti almak, misvâk kullanmak (dişleri fırçalamak), güzel koku sürünmek, yeni, temiz elbise giyinmek, namazdan önce tatlı yemek, câmiye erken gitmek, giderken tekbir getirmek, selâm vermek, güler yüzlü olmak, bayramlaşmak, sadaka vermek, dargınları barıştırmak, akraba, din kardeşlerini ve kabirleri ziyâret etmek, hediyeleşmek, misâfirlere ikramda bulunmak hem halî, hem kalî, hem fiilî duâlardır.

Asr-ı Saadet’te Sahabe birbirleriyle “Bârekâllâhü lenâ ve leküm” (Allah bizden de, sizden de kabul etsin!) diyerek bayramlaşırlardı.

Evet, bayram affın, mağfiretin, rahmetin, mükâfatın yağdığı gündür. Bizi affede, hakikî bayram o bayram ola!

Mübarek Ramazan bayramınızı tebrik eder; ülkemiz, İslâm âlemi; özellikle muztar ve mağdur Müslümanlar, mazlûmların kurtuluşu ve insanlık âlemi için hayırlara vesîle olmasını Cenâb-ı Hak’tan niyaz ederim.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*