Bazen zayıf zalim olur

Kulun Yaratıcının yaratılışta verdiği haklarına sahip çıkması, onları koruması önemli bir vazifesidir.

Bu hakların başında kişinin canı, malı, namusu ve dini değerleri gelir. Bunlara ilâve olarak, başta fikir ve düşünce hürriyeti olmak üzere, özel hayatına dair, hayat tarzına ait bazı tercihler de kişiyi ilgilendiren haklardır ki kişi bu haklarını da koruyup kollamakla mükelleftir.

Birer ihsan, birer ikram olarak Yüce Allah’ın kuluna bahşettiği bu değerleri her türlü saldırılardan korumak, her insanın tabiî bir hakkı olmanın ötesinde bir sorumluluğudur.

Bu sorumluluğunun gereğini yapmayanlar, emanete sahip olmadıkları için manevî mesuliyet altındadırlar. Bu manevî mesuliyet altına girmemek için canına, malına, dinine, namusuna, şerefine karşı yapılan saldırılara karşı müsbet hareket çerçevesinde her türlü tedbiri alıp karşı koymakla vazifelidir insan.

Gerek ihmalden, gerek korkaklıktan veya daha başka geçerli olmayan bahanelerden dolayı Yüce Allah’ın bahşettiği bu değerler, zorbalar, müstebitler eliyle herhangi bir saldırıya uğrarsa, o mütecavizlerle beraber mazlûm konumundaki kişi de hak ve hukuklarına sahip olmadığından, zalimin tecavüzünü kolaylaştırdığı için manen mesul olur.

Bu meyanda Üstad Bediüzzaman’ın; “Aç canavara karşı acz ve korkaklık göstermek, onun iştahını açar; tecavüze sevk eder” tesbitine baktığımızda, zalimlere, müstebitlere karşı, en küçük bir korkaklık, onların merhametlerini değil; acımasız saldırı ve hücumlarını kolaylaştırdığını görüyoruz. Bir yönü ile yırtıcı canavar rolündeki saldırganın bu tecavüzünü kolaylaştıran korkak, pısırık kişi de manen sorumlu olur.

Konu ile ilgili olarak hayvanlar âlemine baktığımızda, bir hayvanın dahi hak ve hukuklarını koruma noktasında bir çabanın, içinde olduklarını görüyoruz. Yüce Allah’ın onlara bahşettiği hayatlarına herhangi bir saldırı veya tecavüz sırasında gerekli olan mukavemeti gösterdiklerini görüyoruz. Canları tehlikeye girdiğinde, olağanüstü bir cesaret ve şecaatle saldırıyı geri püskürttüklerine şahit oluyoruz. Köpeğin saldırısına maruz kalan korkak tavuğun yavrularını korumak için köpeğe saldırması… Keçinin kurdun saldırısına karşı, boynuzlarıyla kurdun karnını delmesi. Köşeye sıkıştırılan kedinin bir aslan tavrıyla karşı saldırıya geçmesi gibi, aciz ve zayıf bir çok hayvanın kendinden daha güçlü hayvanların saldırılarına karşı koyup bundan da başarılı olduklarını görüyoruz.

Yine Üstadın; “Cehaletle bir millet hukukunu bilmezse, ehl-i hamiyeti dahi müstebit eder” tesbitine baktığımızda, zalimlerin, müstebitlerin türemesinin en önemli sebeplerinden birisi de, cehaletten kaynaklanan bir çok haklarını muhafaza etmek için, gerekli bilgi, gayret ve cesaretini istimal etmemekten kaynaklandığını görüyoruz.

Bu meyanda Bediüzzaman’ın Lemaattaki; “Bazen zayıf zalim olur” calib-i dikkat olan bu tesbitin de zalimlerin, müstebitlerin tahakkümlerine karşı koymayanlar, ne kadar aciz ve zayıf olsalar da bir yönü ile yapılan zulme razı oldukları için zalim olmaktan nasiplerini alırlar. Çünkü Cenâb-ı Hak da; “zalimlere meyletmeyin, Cehennem ateşi size de dokunur” buyuruyor.

Hüseyin Gültekin

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*