Bazı Nurcular Risâle-i Nur okumuyorlar mı?

Image
İslâmî cemaatler içindeki “Nurculuk hareketi” metodu, geleneği ve yazılı prensipleri itibariyle farklı bir çizgi takip eder. Birisi Risâle-i Nur’a göre düşündüğünü ifade ettiğinde, karşısına tam altı bin sayfalık bir eser külliyatı çıkar. Bütün bu risâlelere muvafık düşünmesi ve oralardaki Kur’ân ve hadis prensiplerine uygun hareket etmesi gerekir.

Risâle-i Nur’u okuyanlar, savundukları prensipleri ve benimsedikleri düsturları, içine girdikleri sosyal hayata da taşırlar. Hatta Risâle-i Nurlardan haberdar, fakat Nurculuğu benimsemeyenler dahi, Nur Talebelerini o kıstaslar çerçevesinde değerlendirir ve bazen de sorgularlar.

Bediüzzaman Hazretlerinin yoğunca yaşadığı Sultan Abdülhamid dönemi, meşrûtiyet, cumhuriyet ve çok partili dönemi günümüzün sosyal hayatının birçok karesinde Nurcuların karşısına çıkar.

Bir Nurcunun omuz silkerek sorgulanmaktan ve cevap bekleyen bakışlardan kurtulması genellikle mümkün olmaz. Zirâ Said Nursî Hazretlerinin hayatındaki pratikler ve Risâle-i Nurdaki cevaplar Nurcuların peşini hiç, ama hiç bırakmaz.

Eskiden çevremizde namaz kılmayan dindarlara pek rastlayamazdık. Birileri İslâmiyeti, İslâmî şeairi ve hassasiyetleri konuşuyorsa, mutlaka namaz kılıyordu. Son çeyrek asır birçok şeyde değişim ve dönüşüme şahit olduğu gibi, dindarların siyaset yoluyla dünya nimetlerine çoklukla yönelmeleri, onlarda da bir “dönüşüm” meydana getirdi. Dünyayı rahat ve lezzetle yaşama sevdası, birçok dindarımızın “namaz kılma şevkini” maalesef söndürmüş. Dünya sevgisinin uyandırdığı nefsanî arzuların kalplerdeki zelzelesi, maalesef, namaz başta olmak üzere, bazı dinî hassasiyetleri terk ettirdi.

Siyasal İslâm ile başlayan “dünyevîleşme süreci”nin Risâle-i Nur’u okuyan insanlardaki yansıması nasıl? Bediüzzaman’ın Sultan Abdülhamid’e, meşhur Mısırlı Prense, M. Kemal ve İsmet hükümetlerine dâvâsı uğruna gösterdiği “istiğna”yı gösterebiliyorlar mı? Yoksa geniş dairelerdeki büyük hizmet projeleri (!) zarar görmesin diye her yanlışa gerdan mı kırıyorlar? Kendilerini dâvânın merkezine yerleştirip, şahıslarına yapılan itirazı İslâma yapılmış mı kabul ediyorlar? Bilhassa bir kısım Nurcuların AKP ile yaptıkları mutabakatlar zarar görmesin diye Bediüzzaman Hazretlerinin Kur’ân’dan ve Peygamberden aldığı prensipler geçici olarak unutuluyor mu?

Bugünkü hükümet, belediye ve diğer idarelere yakın duranların, oralarda meydana gelen hadiseleri Said Nursî Hazretlerinin zaviyesinden değerlendirip değerlendirmediklerini siz de merak ediyorsunuzdur.

Meselâ, Kemalizm meselesinde Üstadın duruşu ile günümüz idarecilerinin savundukları “dindar Kemalizm”deki durum gibi…

Öyle veya böyle Risâle-i Nurdan bu konuları okumuş hükümet taraftarlarından bugüne kadar bir tek itiraz duymadık. Hatta savundukları siyasetçilerin hareketlerinde—Millî Görüşçülerin Erbakan’da aradıkları gibi—hikmet arıyorlar, onların bile hatırlarına gelemeyen müdafaalarla yapılan dehşetli hataları tevile çalışıyorlar.

Bediüzzaman Hazretlerinin Kur’ân’da kesinleşmiş haramların karşısındaki duruşu, müdafaaları ve icraatları ortada iken, bugünkü hükümetlerin haramlara teslimiyetini hiç, ama hiç nazara almıyorlar.

Çevrelerinde “Nurcu” bilinen ve Tayyip Beye maddî ve manevî destekte bulunanların bu hususta kanaatimce büyük sorumlulukları var. Gelişen hadiseleri Risâle-i Nur perspektifinden tahlil edip, taraf oldukları siyasîleri, hükümeti ve idarecileri bilgilendirmek ve uyarmak zorundalar. Bediüzzaman Hazretleri Risâle-i Nur vasıtasıyla Türkiye’mizin İkinci Dünya Savaşından nasıl kurtulduğunu mektuplarında izah ediyor. İkinci Dünya Savaşı devam ederken Kur’ân ve hadisin penceresinden hadiseleri değerlendiriyor, hem Türkiye efkâr-ı âmmesini ve hem de talebelerini bilgilendiriyor. Dünyanın bu kadar küçüldüğü, hadiselerin son sür’at cereyan ettiği, dehaların cemaat ve şahs-ı manevî karşısında acze düştüğü bir zamanda; Nurlardan haberdar olup Tayyip Beyin etrafında olanların ve siyaseten AKP’ye oy verenlerin buradaki manevî sorumlulukları çok büyüktür.

Bütün bu olan biten hadiseler karşısında lâl u ebkem kalmış, fakat çevresinde “Nurcu” olarak bilinen kardeşlerimizden dolayı, dışarıdan büyük tenkitler alıyoruz. Risâle-i Nur’a ve Bediüzzaman’ın pratiğine yüz seksen derece zıt bir hayat anlayışının, teslimiyetin ve felâketlere karşı suskunluğun içinde yaşayan bu arkadaşlardan dolayı büyük tenkitler alıyoruz: Hayrola Nurcu değil mi? Bu arkadaşlarınız Said Nursî’yi okumuyorlar mı?

Biz ise onlara cevap vermekte çok zorlanıyoruz.

Image

Benzer konuda makaleler:

40 Yorum

  1. s.a
    nurcular risale-i nur’u okuyorlar ama sizin kafanızdaki risale-i nur’u okumuyorlar. biz risale-i nur’u kendimize uydurmuyacağız. biz risale-i nur’a uyacağız. kitaba uyacağız kitabına uydurmayacağız.
    inhisarcılık yapmamak lazım.

  2. Okumak, evet, ama “gazete gibi değil.” Sloganlaştırarak ya da “seçkinci” bir manşetleştirme ameliyesinden ırak. “Usuliddin” kaideleri -Kuran, Hadis, İcma, Kıyas’a uygun veya bunlarla zıt düşecek anlayışlardan azade-, “külliyat” bütünlüğü ve Üstad’ın hayatından kopararak değil.
    İnsanı unutmayalım, insandan ayrı düşmeyelim. Mâna ya da “anlam” denilen unsurun değişik “tevil”lerle tarif edilebileceğine kim inanır? Mananın tabiatı için didinmenin “kalıpçılık” iddiası ile ilgisi olduğunu demenin hakikatle alakası yoktur. Buna inandığımız halde onu kendi zaviyemizdeki bir diğer “kalıp” içine hapsetme açıkgözlüğüne de inanacağımız sanılmasın.

    Böylelerinin çoğu – tıpkı milli irade mefhumu gibi- edebi üsluplar sahasında da hemen aynı “dal”a yapışırlar: “Bize has; bize özgü…” Egzistansiyalistlerin yeline kapılmış da böyle der; Andrea Breton’un “kuyruğu” da… Söz güzel ve alımlı ya, tavukları tek tek yakalamaktansa, “yem borusu” çalarak hepsini birden ” kufaya getirmek” isteyiş “dolmasını” kim yutar?

    Halbuki kabul edilmeli ki “insan” ve türlü münasebetlerini vebadan kaçar gibi silkeleyen bir anlayışta, “bize has, bize özgü” teraneleri zerre kadar yer tutmaz. Fert unutularak cemiyet elde edilemez, fert ihmal edilerek “camia” selamete çıkamaz.

  3. Degerli yonetici,
    Size bir kere hatirlatmistim birkere daha hatirlatmak istiyorum. Her yorumu yayinlamasaniz olmazmi?

    Risale-i Nurlardan istifadar olan insan hic kardeslerini yerin dibine sokma gayretine girermi? Bu mubarek ayda bile kelimelerini kardesinin kalbine saplayan; kiran, budayan, gozunu karartmis, nerden geldigi bilinmez bir hirsla kelimelerini kusanmis gelmis bu abi ve kardeslerimizden ricam; lutfen Risale-i Nurlari okuma tavsiyelerimizi sevk arttirici bir uslupla yapalim. Zaten nefsin hapishanesinde tutuklu bulunmus bir sevkimiz var onu da icerdeki dostlari yemesin. Insallah derdimizi anlatabilmisizdir.
    Hayirli Ramazanlar.

  4. ANLAYANA…

    Risale-i Nur’dan işine gelen yerlerini okumak, gelmeyen yerleri nazara vermemek ve de içtimai meselelerde Risale-i Nur’u ölçü ittihaz etmemek; işte tüm bunlar Risale-i Nur’u aslında okumamaktır.

    Siz süfyana methiyeler dizerek, köprüyü geçenedek de olsa ayıya dayı diyerek, yalanlarla hizmet kapıları açabileceğinize inanarak, faizle çalışan banka açarak, gazetenizde Bediüzzaman’ın resmini basmaktan içtinap ederken çarşaf çarşaf süfyan resimleri basarak Risale-i Nur’u okuduğunuzu iddia ediyorsunuz. Kusura bakmayın ama asıl siz hocanızın kafasındaki Risale-i Nur’u okuyorsunuz, gerçek Risale-i Nur’u değil!!!

  5. “R. Nur – müstakil- dava değil, dava içinde bürhan”dır.Ne ona, ne falan mevkuteye, ne filan ya da falan hocanın “fehva”sına göre değil, “Manevi BİR mucizesi” olduğu Kur’an ve ” Kur’an’ın hakiki tefsiri EHADİS” dairesinde okunur ve “anlayarak aokunur”. Kuru ezberciliğin adı okuma değil, okumamadır. Risalede “anarşist” kelimesi de geçiyor, kalkıp anarşist mi olcağız. Hilmi Uran’a mektup var diye de Halkçı mı olmalıyız? Bir hakikatı izah, kimsenin kalbini kırma değildir üstelik. Hem ” Hakkın hatırı alidir, hiçbir hatıra feda edilmemek gerektir.” diye inanmıyor muyuz yoksa?

  6. Selamun Aleykum,
    Tartismamizi sadirdan degil satirdan bir hale dosuntermek hepimizin istifadesine olacaktir. Mektupta isaret edilen manalara kendim dusmek istemem.
    OZellikle Risale-i Nur`un istimal edilmemesi gereken bolumu dikkatlerinize sunuyorum.
    Anlasiliyorki herkes iyi biliyor, bu kadar iyi bilenin icinde ben gibi cahil ne soylese herkesin onun ziddina bir cevabi var.

    Aziz, sıddık kardeşlerim,
    Risale-i Nur dünya işlerine âlet olamaz, dünya işlerine siper edilmez. Çünkü, ehemmiyetli bir ibadet-i tefekküriye olduğu cihetle, dünyevî maksatlar onunla kasten istenilmez. İstenilse, ihlas kırılır, o ehemmiyetli ibadet şekli değişir. Yani, çocuklar gibi, döğüştükleri vakit Kur?an?ı başına siper eder. Başına gelen zarar Kur?an?a geldiği gibi, Risale-i Nur, böyle muannid hasımlara karşı siper istimal edilmemeli.
    Evet, Risale-i Nur?a ilişenler tokatlar yerler; yüzer vukuat şahittir. Fakat Risale-i Nur, tokatlarda istimal edilmez ve niyet ve kasıtla tokatlar gelmez. Çünkü sırr-ı ihlas ve sırr-ı ubudiyete münafidir. Bizler, bize zulmedenleri, bizi himaye eden ve Risale-i Nur?da istihdam eden Rabbimize havale ediyoruz.
    Evet, dünyaya ait harika neticeler, bazı evrad-ı mühimme gibi, Risale-i Nur?a çokça terettüp ediyor. Fakat onlar istenilmez, belki veriliyor; illet olamaz, bir fayda olabilir. Eğer istemekle olsa, illet olur, ihlası kırar, o ibadeti kısmen iptal eder. Çabuk bu hadiseyi teskin ediniz. Yoksa münafıklar istifade edecekler; belki onların parmağı var.
    Evet, Risale-i Nur?un o kadar dehşetli muannidlere karşı galibâne mukavemeti, sırr-ı ihlastan ve hiçbir şeye âlet edilmemesinden ve doğrudan doğruya saadet-i ebediyeye bakmasından ve hizmet-i imaniyeden başka bir maksat takip etmemesinden ve bazı ehl-i tarikatın ehemmiyet verdikleri keşif ve kerâmât-ı şahsiyeye ehemmiyet vermemekten ve velayet-i kübrâ sahipleri olan Sahabîler gibi, veraset-i Nübüvvet sırrıyla, yalnız iman nurlarını neşretmek ve ehl-i imanın imanlarını kurtarmaktır.

    devami icin:
    http://www.risaleinurenstitusu.org/index.asp?Section=Kulliyat&Book=KastamonuLahikasi&Page=204

  7. Aleyküm Selam Said Cakır bey, ben kimseyle tartışmıyorum. Dediklerimin satırdaki halleri de bu sitenin Forum bölümündeki Güncel Haberler kısmındaki “Said Nursi’yi Unuttular Bu Nasıl Nurculuk” başlıklı konuda talhagenc kardeşim tarafından teferruatlı olarak ortaya konmuştur.

    Nur Eminler bey, Benim mesajım feyzi beye yönelik üzerinize alınmışsınız. Buna gerek yok. Sizin dediklerinize katılıyorum fakat yazıyla ve de benim söylediklerimle bağlantısını kuramıyorum.

    Saygılarımla…

  8. s.a
    ya arkadaşlar niye bu kadar şiddetleniyorsunuz bi önce kendinizi iyi muhasebe edin kendinize karşı biraz şiddetli olun ben kimseyi nefyetmek için yazmadımki yorumu hemen saldırıya geçmeyin risale okumalarımızı hür bir kafayla okuyalım. gayem bu başkalarının etkisinde çok kalmayalım. zihinlerimiz hür olsun bence üstadın en çok sevdiği şeylerden biride hürriyettir.

  9. Risale-i NUR asrımızın tartışmasız en önemli tefsirlerinden biridir. Müellifi de hakeza büyük ve öncü bir iman fedaisidir. Dolayısıyla Risale ve ÜSTAD bir bütün olarak okunmalıdır ki, doğru ve sağlıklı birşekilde anlaşılsın. Üstadı bir tarafa koyarak risale anlaşılmaz. Üstadın mücadelesini,olay ve durumlara karşı tavırlarını, İslamın dost ve düşmanlarına karşı tutumlarını iyiden iyiye analiz ederek Üstadı ve risaleyi anlayabiliriz. Bunları pratiğe geçirerek hizmetimizden NURLU neticeler alabiliriz. Aksi halde teviller, tevillerin tevili derken, şartları koşulları bahane ederek işi-hizmeti risalenin ruhundan dolayısıyla ÜSTADın çizgisinden saptırmaktan kendizi alamayacağız. Hiç farkına varmadan belki Onun ömrü boyunca hep karşı durduğu anlayışlarla yanyana içiçe geçeceğiz.Dolayısıyla Üstadı ve Risaleyi bir bütün olarak elealıp anlamaya çalışmak gerek. Zaten Risalede ve Üstadın hayatında tavırlar, tevile yerbırakmayacak kadar net ve açıktır. Kuranın tefsiri olması hasebiyle.

  10. benim acizane risalelerden anladığım şu: üstad hz yılandan ve akrepten çekindiği gibi siyasettende çekinmiş ve şeytandan vede siyasetten Allah a sığınmıştır. yahu bizim esas mesleğimiz birbirimize siyaset vede demokratlığımı anlatmak yoksa birbirimizin imanınımı kurtarmak. bırakın bu işleri siyasetçiler yapsın. biz bakalım iman vede Kuran davasındaki yerimize. eleştirmekle olmuyor başkalarını en az o kardeşlerimiz gibi çalışmalıyız üstad hz. bize insanları demokrat yapabildinizmi diye değil kaç kişiye nurları ulaştırabildiniz diye soracak huzuru mahşerde

  11. Gerçekten risalei Nuru okumak,bilgilenmek bir fazilettir,Ancak okumaktan ziyade bildiği ile amel etmek,ihlas ile sarılmak esastır.Her nurcuyum diyen nurcu olamaz.Tefrikaya düşmeden İslami mücadele verebilmek için,Bediüzzamanın hayatını ve eserlerini iyi okuyup boyuna göre mücadele etmesi gerekmektedir.Tefrikaya düşmek müslümana yakışmaz.bu yazıya katılıyorum.Allahdan yardım diliyorum.selamün aleykum.

  12. eger tenkid insafin eline gecerse hakikati kazar. nefsin eline gecerse zulüm olur. hak namina yapilmayan adalet, adalet olmadigi gibi, hak namina yapilmayan tenkid de, dogru olsa bile, hakikati netice vermez. hazreti Ali, yüzüne tüküren müsriki nefsi devreye girdigi icin öldürmemesi,(cünkü nefis hesabina öldürse katil olur), hirsizin elini hiddetle kesen celladin görevinden azledilmesi, hak namina veya nefis hesabina yapilan ayni hareketin, mahiyet itibariyle birbirinden cok uzak oldugunun göstergesidir. yazar agabeyimiz sükrü bulut, yillardir risaleinur okuyan, kainata risaleinur penceresinden bakan, yazilari hikmetli bir agabeyimizdir. risaleinur bahcesindeki her meyveyi koparmaya herkesin eli yetismez. eli uzun olan kardeslerimizin, agabeylerimizin sevkini kirmaya yönelik elestirilerde bulunmak yerine, üstadimizin da yaptigi gibi onlari tebrik etmemiz gerekir. bu sekilde davrandigimiz takdirde onlarin vesile olduklari hayirlardan hasil olan sevaplar bizim de hanemize yazilir ve biz de eli uzun olanlardan olabiliriz.

  13. okumak evet çok okumak ve anlayarak okumak. Abilerden nakil yoluyla değil bizatihi kaynağından okumak.

  14. A.B.D.ullah bey, 35 yıldır kavl-i leyyin ile başta Salih Özcan ve Fethullah Gülen gibi muhterem din kardeşlerimize; Risale-i Nur ölçülerine sadakatin katiyyetle gerekli olduğunu , Nurcuların birlik ve beraberliğinin buna bağlı olduğunu Yeni Asya olarak anlatmaya çalıştık. Sonuçta dinlemediler. Biz de yeni nesilleri bilgilendirmeyi Risale-i Nur’un hukukunu muhafaza adına üstümüze vazife bildik. Olay bundan ibarettir.

  15. [quote name=”feyzi”]s.a
    nurcular risale-i nur’u okuyorlar ama sizin kafanızdaki risale-i nur’u okumuyorlar. biz risale-i nur’u kendimize uydurmuyacağız. biz risale-i nur’a uyacağız. kitaba uyacağız kitabına uydurmayacağız.
    inhisarcılık yapmamak lazım.[/quote]

    Ben bu konuda kendimi teskin edemiyorum… Benim üstadım kaçmamışken, bakınız dikkatinizi celb ederim kaçmamış diyorum. Ama birileri bir takım kisveler giydiriyor hizmetlerine ve ağebeylerine. Amerikaya gitti diyor. Bilmem kalp hastasıymış.
    Biz de yedik… Yahu ben mi yanlış bir mantığa sahibim, bilemiyorum. Amerikada’da Yahudilerin lobisinde FBI tarafından korunacaksın. Elbet vardır bunda bir menfaat… Bu mu senin nurculuğun. Ben kendime nurcu demiyorum, ama ben nurculuğun kıstaslarını en az senin kadar bilmekteyim. Ben inş. talebeyim. Talebe daima talep eder. Fetullah Gülen desin ki arkadaş “ihvanlar biz Risale-i Nur’ u kabul ediyoruz ancak benimsemiyoruz ve bizim apayrı bir metodumuz, mesleğimiz var.” O zaman amenna… Ama onun yolundan gidenler bir ikilem içinde. Böyle nurculuk olmaz kardeşim…
    Bizim gayemiz bu zamanda Kur’an-a uymaktır… Sünnet-i seniyyeyi ittibaa etmektir. Bu uğurda bize engel olanlardan korkmamaktır… Çünkü ifsad komitesi çok dehşetli. İşte bu dehşetten korkmayarak iman hizmeti yapmak gerek. Korkanlar kaçanlardır. Ben abilerimden bunu vicdanımla gördüm, mantığımla gördüm… Bununşa yaşamaya gayret ederim…

  16. [quote name=”Cihan Koç”]ANLAYANA…

    Risale-i Nur’dan işine gelen yerlerini okumak, gelmeyen yerleri nazara vermemek ve de içtimai meselelerde Risale-i Nur’u ölçü ittihaz etmemek; işte tüm bunlar Risale-i Nur’u aslında okumamaktır.

    Siz süfyana methiyeler dizerek, köprüyü geçenedek de olsa ayıya dayı diyerek, yalanlarla hizmet kapıları açabileceğinize inanarak, faizle çalışan banka açarak, gazetenizde Bediüzzaman’ın resmini basmaktan içtinap ederken çarşaf çarşaf süfyan resimleri basarak Risale-i Nur’u okuduğunuzu iddia ediyorsunuz. Kusura bakmayın ama asıl siz hocanızın kafasındaki Risale-i Nur’u okuyorsunuz, gerçek Risale-i Nur’u değil!!![/quote]

    Evet çok doğru söylüyorsun Cihan ağabey. Aynı ifadeleri ben de zikredecektim. Böylelikle laf kalabalığına girmemiş oldum. Allah razi olsun bu hakikatelerin için…

  17. Arkadaşlar siz makaleyi okumadan mı yorum yapıyorsunuz? F.Gülen cemaati nur cemaati değil ki bu makaleden onlara pay çıkartıyorsunuz. Makaleyi tekrar okumanızı tavsiye ederim. Arife bu kadar tarif yeter herhalde?

  18. [quote name=”@bdullah”]Arkadaşlar siz makaleyi okumadan mı yorum yapıyorsunuz? F.Gülen cemaati nur cemaati değil ki bu makaleden onlara pay çıkartıyorsunuz. Makaleyi tekrar okumanızı tavsiye ederim. Arife bu kadar tarif yeter herhalde?[/quote]

    Bendeniz okudum bu yazıyı. Ama yorumum tahattur edilmesi gereken bir güruh Fetullah Gülen camiası. Onlar da biz nurcuyuz diyorlar ama bir çok konudaki sakatlıkları engeldir nurcuyum demeye! Nurcuyum diyorlar lakin bizzat müşahede ettiğim kadarıyla ; kendi ışık evlerine gelenlere ilk sordukları sual “sonsuz nuru okudunuz mu?” Eğer nurcuylarsa bu ne demek oluyor? Nurcu değiller bazı R.Nur ölçülerine göre. Ben bunu bilirim. Fazla teferruata girilmemesi lazım. Görünen köy klavuz istemez. Yapılanmaları bile ruhbanlığa benziyor. Kişi endeksli bir meslekleri var. Bu bile taban tavana zıttır… Anlatılması gereken çok hakikat var ama ne yazık ki gıybet etmekten korkuyorum…

  19. Gerçekten yazara katılıyorum. Hakikaten bazı nurcular Risaleleri okumuyor galiba. Baksana yazar bile okumuyor herhalde. Üstad birçok yerde birbirimizi tenkit etmememizi, ayrılıklara düşmememizi söylüyor ama sevgili yazarımız bunun tam tersini yaparak işleri körüklüyor sağolsun. Çok iyi bir Nurcu herhalde kendisi.

  20. [quote name=”Mehmet69″]Gerçekten yazara katılıyorum. Hakikaten bazı nurcular Risaleleri okumuyor galiba. Baksana yazar bile okumuyor herhalde. Üstad birçok yerde birbirimizi tenkit etmememizi, ayrılıklara düşmememizi söylüyor ama sevgili yazarımız bunun tam tersini yaparak işleri körüklüyor sağolsun. Çok iyi bir Nurcu herhalde kendisi.[/quote]

    Yazarımızın okumadığını o sufli sebebinize dayandırıyorsanız hiç şüphe yok ki siz bihakkın okumamışsınız. Fethullah Gülen camiasından olduğunuzu bu hisli cümlelerinizden sezebiliyorum. Taviz veriyorsunuz diye suç ortağı aramayacaksınız kardeşim. Hep sizi bizle karıştırıyorlar. Risale-i Nur denilince akla siz gelinirsiniz ama nurcuyum da diyemezsiniz. Eğer Fetullah Gülen’ci değilsen kardeş o halde bu yorumun niçindir? Yazarımızı bizatihi tanıyorum… Risale-i Nur’ları da okuduğuna emareleri yazılarında var! Göremiyorsan senden şüphe ederim! Arkadaş biz tenkit etmeyiz… Sadece bu daire-i tesanüdte birleşme vesilemiz Risale-i Nur için birbirimizi uyarırız. Kalbimizde fesatlık hiç olmaz, hiç te olmamıştır. Sende de yoktur diye ümid ediyorum. Vesselam. A.e.o

  21. Mehmet69 bey,

    Müslümana yakışan açık sözlülüktür. Hiç bir grubun veya cemaatin adı verilmeksizin yazılmış bir yazıdan neden gocundunuz? Yaranız mı var yoksa?

  22. 9 EMİR

    1. Müsbet hareket etmektir ki, yani, kendi mes-leğinin muhabbetiyle hareket etmek. Başka mes-leklerin adâveti ve başkalarının tenkîsi, onun fik-rine ve ilmine müdahale etmesin, onlarla meşgul olmasın.

    2. Belki, daire-i İslâmiyet içinde, hangi meşrepte olursa olsun, medar-ı muhabbet ve uhuvvet ve ittifak olacak çok rabıta-i vahdet bulunduğunu düşünüp ittifak ederek,

    3. Ve haklı her meslek sahibinin, başkasının mesleğine ilişmemek cihetinde hakkı ise, “Mesleğim haktır,” yahut “daha güzeldir” diyebilir. Yoksa, başkasının mesleğinin haksızlığını veya çirkinliğini ima eden “Hak yalnız benim mesleğimdir” veyahut “Güzel benim meşrebimdir” diyemez olan insaf düsturunu rehber etmek,

    4. Ve ehl-i hakla ittifak, tevfik-i İlâhînin bir sebebi ve diyanetteki izzetin bir medarı olduğunu düşünmekle,

    5. Hem ehl-i dalâlet ve haksızlık, tesanüd sebebiyle, cemaat suretindeki kuvvetli bir şahs-ı mânevînin dehâsıyla hücumu zamanında, o şahs-ı mânevîye karşı, en kuvvetli ferdî olan mukavemetin mağlûp düştüğünü anlayıp, ehl-i hak tarafındaki ittifak ile bir şahs-ı mânevî çıkarıp, o müthiş şahs-ı mânevî-i dalâlete karşı hakkaniyeti muhafaza ettirmek,

    6. Ve hakkı, bâtılın savletinden kurtarmak için,

    7. Nefsini ve enâniyetini,

    8. Ve yanlış düşündüğü izzetini,

    9. Ve ehemmiyetsiz, rekabetkârâne hissiyatını terk etmekle ihlâsı kazanır, vazifesini hakkıyla ifa eder.

  23. S.a.
    Sanırım sorunumuz -yorumlardan anlaşılana göre- Risale-i Nur okumamakta değil, onu hayata geçirmemekte…

    Üstad’ın ne söylediğini herkes biliyor burada…
    “Yazılan sözler tasavvur değil tasdiktir, teslim değil imandır…”
    vs herkes ezberden okuyor da… Risale-i Nur’un DAVA olmadığını, İLTİZAM olmadığını herkes biliyor da…

    Cenab-ı Hak bu manaları hayata geçirebilmeyi hepimize nasip etsin…

    Dava Yeniasya olursa Fethullah Hoca da Sungur Abi’de düşman olur. Dava İslam olursa Hocaefendi’de, bütün müslümanlarda kardeş olur…

    Cenab-ı Hak Davamızı anlamayı, dost ve düşmanımızı tanımayı nasip etsin…

    ibrahim burak özaydın

  24. herkes benim meslegim haktir, hakikattir, güzeldir deme hakkina sahiptir. bizim süfyana boyun egenlerle meslek ve mesrep noktasinda uzlasma yoluna gitmek gibi bir lüksümüz yoktur. Yeni Asya’nin tek davasi iman ve Kur’an’dir. siyasi ve ictimai hayata yönelik hizmeti de yine bu eksendedir. üstadimizin ölcülerine harfiyen riayet etmek gibi bir derdi var Yeni Asya’nin.
    kimseye de düsmanligimiz yoktur. muhabbete muhabbet, adavete de adavet üssü’l-esâstir.
    kendi meslegimizin dogrulariyla ilgileniyoruz. keske baskalari da kendi isleriyle ugrassalar da, istemeden dinsizlik cereyanina yardim eden nurcu(!) pozisyonuna gelmeseler.
    begenmezsen begenme kardesim, isin gücün yok da, bizim hizmetimizi takip edip kusur mu bulmaya calisiyorsunuz.
    hic mi korkmuyorsun?
    Zübeyir agbeyin “Risale-i Nur’un tümüne iman etmeyen, imanda hidayette olsa bile, Risale-i Nur’un meslek umdelerinden birinde dalalete düsme ihtimali kavidir” dedigi kesime dahil olmak ihtimali hic mi tesir etmiyor size.
    belki de kiziyoruz ama sizi düsünüyoruz kardasim, sizi. bismillah deyip sökün atin o düsünceleri kafanizdan.
    format atin, resetleyin. ne yaparsaniz yapin kurtulun o beyninizi kemiren kurttan.
    yaw insan bunu bencillik adina bile yapsa yine karli cikar. yani sen rahat edersin böyle yapinca. bize bir sey olmaz. istedigin kadar tenkit et biz dogru bildigimiz yoldan asla dönmeyecegiz.
    ama diyelim ki bu düsüncelerden kurtuldunuz, iste o zaman emin olun sizin adiniza yine en cok sevinecek olan biziz.
    neden? cünkü biz kardasiz kardas.
    ebede uzaniyor bu kardeslik, mezara degil.

  25. Bu mugalataya nereden düştüğünüzü anlayamadım sevgili İbrahim Burak. Bugüne kadar Yeni Asya´ya kim dava demiş ki? Fakat Yeni Asya´nın kırk yıllık dava ve kimliğini inkar etmene gerek yok kanaatindeyim. Zira onun altında Üstadımızın hemen hemen bütün talebelerinin ?Hüsrev ağabey hariç- imzası var. Elân hayatta olan Sungur ağabey de dahil burada diğer ağabeyleri ve Fethullah hocayı tasrih eden sizsiniz. Kanaatimce zararlı tarafgirliğe kapı açan tarz da budur. [b]Yeni Asya yanlızca Nur Talebeleri değil, mağdur ve mazlum tüm insanlığın hukukunu müdafaya çalışıyor.[/b]

    Selam ve dua ile?

  26. Şükrü abi, yazınızla ya da Yeniasya’nın hizmeti ile ilgili söylememiştim.
    Aşağıdaki yorumları okuyunca Yeniasya müdavimi ya da Hocaefendi müteakipçisi ağabey ve kardeşlerin kullandıkları onlarca ifadelerle ilgili söylemiştim.
    Evet Yeniasya davadır diyen yok, ama davası Yeniasya imiş gibi başta Hocaefendi hizmeti olmak üzere diğer hizmetler hakkında ciddi ve de çok ağır tenkitlerde bulunlar var. Hocaefendi hizmeti davadır diyen yok, ama davası sadece kendi hizmetiymiş gibi başta Yeniasya olmak üzere yapılan hizmetleri çok ağır bir şekilde tenkit edenler. Yine aşağıya konulmuş olan Üstad’ın emirleri (9 Emir) ortada… Ve bunu bütün teslimiyetiyle kabul eden ama hiç okumamış gibi aşağıdaki yorumları yazan bizlerde buradayız…

    Hasılı Cenab-ı Hak bize okuduklarımızı yaşamayı nasip etsin…

  27. sayin hocam allah sizden razi olsun sizin gibi hocalardan.yazilarinzi internetten takip ediyorum haftalik gazeteden. insaallah yazilarinizin devamini yuce mevladanduaciyim.allah size kevser irmagindan icmegi nasip etsin.sirati yel gibi gecenlerden eylesin.her zamaan size duaciyim.ailenle huzur mutluluk versin.

  28. Tekellüflü teviller bize yarar sağlamaz İbrahim Burak kardeşim. Fethullah Gülen Hocaefendi ve talebeleri kendilerince ellerinden geldiği kadar hizmet ediyorlar. Biz onların hizmetlerine hiç bir şey demiyoruz. Yeri geldiğinde yardımcı da oluyoruz.

    Bununla birlikte gerek Risale-i Nur’un sadeleştirilmesi konusundaki röportajda, gerek Nurculuk konusunda ve benzeri konularda onların söz hakkı olmasına şiddetle karşı çıkıyoruz. Çünkü siyasi ve içtimai HİÇ BİR MESELEDE Risale-i Nur ölçülerine göre hareket etmiyorlar. Elbette Risale-i Nur ölçülerine göre hareket etmek zorunda değiller amma velakin bu şekilde davrandıkları sürece de Risale-i Nur ve talebeleri adına hiç bir meseleye ilişkin KONUŞAMAZLAR!!!

    Bu dediğimin de 9 emir açısından hiç bir sakıncası yoktur, varsa ispatla!!!

  29. Cihan kardesim, tekellüflü tevillerin faydali oldugunu kimse söylemedi. Cenab-i Hakk bizi tekellüflü tevillerden korusun.
    Ben ne senin, Fethullah Hoca’nin ne de Yeniasya’nin yargilama mercii degilim. Yargilama niyetinde de degilim. Zaten kimsenin benim ya da birilerinin yargilarina ihtiyaci yok. Herkes bildigi gibi gidiyor zaten. Ya da yeterince yargi meraklilari var ortada…
    Hakim-i Mutlak Cenab-i Hak’tir… Kimin ne kadar nurcu olduguna, kimin ne kadar müslüman olduguna O hükmeder… Biz sadece senin dedigin o tekellüflü tevilleri yapariz. Dedigim gibi Cenab-i Hak bizi o tekellüflü tevillerden muhafaza etsin. Nurcu tesbit makamligindan yasama ve hayata gecirme makamina terfi ettirsin…
    Vesselam.

    [quote name=”Cihan Koç”]Tekellüflü teviller bize yarar sağlamaz İbrahim Burak kardeşim. Fethullah Gülen Hocaefendi ve talebeleri kendilerince ellerinden geldiği kadar hizmet ediyorlar. Biz onların hizmetlerine hiç bir şey demiyoruz. Yeri geldiğinde yardımcı da oluyoruz.

    Bununla birlikte gerek Risale-i Nur’un sadeleştirilmesi konusundaki röportajda, gerek Nurculuk konusunda ve benzeri konularda onların söz hakkı olmasına şiddetle karşı çıkıyoruz. Çünkü siyasi ve içtimai HİÇ BİR MESELEDE Risale-i Nur ölçülerine göre hareket etmiyorlar. Elbette Risale-i Nur ölçülerine göre hareket etmek zorunda değiller amma velakin bu şekilde davrandıkları sürece de Risale-i Nur ve talebeleri adına hiç bir meseleye ilişkin KONUŞAMAZLAR!!!

    Bu dediğimin de 9 emir açısından hiç bir sakıncası yoktur, varsa ispatla!!![/quote]

  30. Hala tekellüflü teviller içerisindesin İbrahim kardeşim. Nurcu olmanın şartları Allah katında gizli değil ki! Risale-i Nur’daki ölçüler açık seçik yazmaktadır. Hayatının her halinde o ölçüler doğrultusunda hareket eden kişi Nurcudur, etmeyen de değildir. Çok net ve çok açık. Bunu anlamak için zekaya bile gerek yok!

  31. [quote name=”Cihan Koç”]Hala tekellüflü teviller içerisindesin İbrahim kardeşim. Nurcu olmanın şartları Allah katında gizli değil ki! Risale-i Nur’daki ölçüler açık seçik yazmaktadır. Hayatının her halinde o ölçüler doğrultusunda hareket eden kişi Nurcudur, etmeyen de değildir. Çok net ve çok açık. Bunu anlamak için zekaya bile gerek yok![/quote]

    Aziz Kardesim,

    Üstad Hz. lerinin namaz kilmayan onlarca kisiyi talebeligine kabul etmesini, hatta bazilari icin 20 sine bedel demesini anlayabiliyorsan bunu anlamak icin zekaya hic gerek olmadigini da anlarsin…

    Bu isin akil meselesi olmadigini da…

    Hayatinin her halinde o ölcüler dogrultusunda yasamanin mümkün olmadigini da…

    Senin tarifine göre ortada Nurcu kalmadigini da…

    En azindan senin bu üslubunla “senin tarifine göre” senin Nurcu olmadigini da…
    Vesselam…

  32. Devam et tevillerle Üstadcılık oynamaya o zaman. Küfrü işmam eden kelimeleri her gün neşreden bir grup için ben Nurcu demem. Daha düne kadar bir tek kelime için ortalığı velveleye veriyordun. Neyse…

    Tevilsiz ve olduğu gibi Risale-i Nur’u kabul eden, eksiklerinin ve kusurlarının farkında olan, Risale-i Nur’u kendine uydurmaya çalışmayıp kendini Risale-i Nur’a uydurmaya çalışan herkese selam olsun!!!

  33. ARKADAŞLAR ÖNCE VİCDANLARIMIZA HAKİM OLALIM.!
    Nefse sonra geliriz , elinizi vicdanımıza koyalım..Fetullah güleni elştirmek haddimiz mi ya?Risaleyi anlayan çok iyi bilen insanlarda böyle din kardşleri yada diğer cemaatler hakkında kırıcı konuşcaksa islam aleminin vay geleceğine…böyle bir yere varamayızz Okuyucusundan,yazıcısından,gülen cemaatinden,süleyman hocaefendi cemaatinden ,nakşibendsinden … hepsinden ALLAH ebeden razı olsun.

  34. risalei nurları bir hikaye kitabı gibi okumak yetmez.mesele Bediüzzaman said nursinin yaşam felsefesini ne ile mücadele ettiğini top yekün anlamak ve ona göre yaşamaya çalışmak lazım.evet üstadımız birbirimizi eleştirmemizi istemiyor ama hata üstüne hata yapanlarıda uyarmayın demiyor her halde

  35. Müslümana yakışan açık sözlülüktür. Hiç bir grubun veya cemaatin adı verilmeksizin yazılmış bir yazıdan neden gocundunuz? Yaranız mı var yoksa?

    bunu ilkokul çocukları söylüyo “cihan koç” risale okuyan birine yakışmıo bu laflar ne dedini herkez anlıo.! Ki SENDE RİSALE-İ NUR İSTİKAMETTE DEİLSİN..tevillerle yürüyosun dikkat et ayağın kaymaya yakın;inşalllah niyetin temizdir yaptığın yorumlar şer olsada..Allah islamın dağınık halini derlesin toparlasın…

  36. “aliyy” rumuzlu kişi;

    1- “Aliy” tesbihatta da geçen yüve, ulu manasında Esma’-l Hüsna’dan bir isimdir. Herhangi bir insan bu yükü kaldıramaz.

    2- Açıksözlülükten bahsedip adını gizliyorsun. Çok samimisin doğrusu (!)

    3- İlkokul çocukları bile hakikati görüyor ama sen görememişsin demek ki.

    4- Beni tanımadan hakkımda yorum yapıyorsun. Yaptığın yorumla kendi istikametini gösteriyorsun.

    Vesselam…

  37. 1-İsmimin anlamını bilmen yada çok şey bilmen,senin doğru olacağın veya benim sana olan ikazım benim bu ismi kaldırıp kaldıramadığım anlamına gelmez.
    2- nick kullanmam bu benim açıksözlülüğüme engel deil bilsen ne fark eder mesele karşıdakini alt etmeye çalışmak değil doğruyu bulmak , koynumdaki yılanı gösterdin Allah razı olsun demek;demesende olur..
    3-Evet ilkokul çocukları bile görüyo hamd olsun doğru dersanelerde evlerde görüyoruz sanada nasip etsin ALLAH.!
    4-ÇOK BİLDİĞİNİ Zannediyosun heralde..O bilmek varya insan bildiğini zannediyosa korksun kendinden.. yaptığım yorumlar istikametimi belli ediyo yalan deil elhamdülillah kimseye senin yolun yanlış demedim yada şu çizgide deil demedim..ben bunu demekten utanırım..recide edici şeylerde yazmadım.

  38. Hala beni tanımadan hakkımda yorum yapıyor ve kendini gizliyorsun. Yazdıklarına güvensen kendini gizlemeye muhataç olmazdın. Her neyse, kabil-i hitap olmadığını mesajlarınla gösterdin…

  39. [quote name=”ibrahimburak”]Aziz Kardesim,

    Üstad Hz. lerinin namaz kilmayan onlarca kisiyi talebeligine kabul etmesini, hatta bazilari icin 20 sine bedel demesini anlayabiliyorsan bunu anlamak icin zekaya hic gerek olmadigini da anlarsin…

    Bu isin akil meselesi olmadigini da…

    Hayatinin her halinde o ölcüler dogrultusunda yasamanin mümkün olmadigini da…

    Senin tarifine göre ortada Nurcu kalmadigini da…

    En azindan senin bu üslubunla “senin tarifine göre” senin Nurcu olmadigini da…
    Vesselam…[/quote]

    İbrahim Burak kardeşimiz,

    Allah razı olsun.. Bu açıklamanız tüm fitne fesad merkezlerine ulaşmalı esasında.. Bir de nurculuğu belli bir hizbe göre yorumlayan kardeşlere cevap olsun.. Sanıyorum Üstad hepsinin cevabını vermiş, lakin nefsler rahat durmuyor!

    Hocaefendiden de Allah binler kez razı olsun.. Hizmetleri takdire şayan.. Onu eleştirebilmek için en az onunkadar davaya sadakat ve nurlara vakıf olmalı değil mi..?

    Esselam..

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*