Bediüzzaman’ın eserlerine bu zamanda çok ihtiyaç var

Muhammed Resul aslen Kırgızistanlı’dır. 1961 doğumlu olan Muhammed, hâlen Kırgızistan OS Devlet Üniversitesi’nde Edebiyat Fakültesi Halk Edebiyatı bölümü öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.

Doçent’tir. Tam on altı dil bildiğini söylüyor.
“Hangi diller diye soruyorum?” Şöyle sıralıyor:

“Türkçe, Japonca, Çinçe, Korece, Vietnamca, Rusça, Hintçe, Bengalce, Farsça, Gürcüce, Ermenice, Tacikçe, İngilizce, Urduca…”
Türkiye’ye “Türk milletinin marifet ve medeniyeti, gelenek, görenek” konusunu seçerek üniversitesi adına bir araştırma çalışması yapmak maksadıyla gelmiş. Ülkemizde yaptığı çalışmalar kapsamında İznik’i de seçmiş. Biz de zaten kendisiyle İznik’te görüştük. Bizi mekânımızda ziyaret etti. Araştırmaları konusunda paylaştığı hususlar oldu. Yardımcı olduk kendilerine…
Söz “marifet, gelenek, görenek”ten açılınca Bediüzzaman Hazretleri ve eserlerini gündeme getirdik.
Bediüzzaman’ı tanıyıp tanımadığını, eserlerini okuyup okumadığını sorduğumuzda, mütevazi bir halet içersinde:
“Doğrusu, araştırdım, biliyorum. Eserlerini Türkiye’de yaptığım araştırmalarda Ankara Gazi Üniversitesi kütüphanelerinde Risâleleri edinerek inceledim.” diyordu.
Eklediği hususlar ise, samimî duygularını ifadeden ibaretti.
Şöyle diyordu Muhammed:
“Bediüzzaman’ı beğendim. Ben kendim Nakşî tarikatına mensubum. Bediüzzaman’ı çok seviyorum. Onun eserlerine bu zamanda çok ihtiyaç var. Aylardır Türkiye’deyim. Her yerde okunuyor. Kırgızistan’da camilerde ve medreselerde de okunuyor. Bütün İslâm âlemi onu çok iyi öğrenmeli ve okumalıdır. Günümüz dünyasında problemlere çareler sunmuştur.”
Muhammed Resul’le Bediüzzaman’ı konuşmamız bir hayli sürdü. Samimî bir sohbet havası içinde geçen zamanın sonunda, Bediüzzaman’ın hayatının muhtelif yönlerini anlatan “Üstad Sayfaları” kitabımızla beraber Nur Risâlelerinden de kendisine hediye ettim. O da memnuniyetini ifade ederek, “Bediüzzaman ile ilgili kitapları okuduktan sonra kendi değerlendirmelerimle birlikte size mektup yapacağım” sözünü verdi.
Muhammed Resul ile görüşmemizin akabinde Aziz Üstad’ımızın “Kardaşlarım, merak etmeyin, bu Nurları bütün dünyaya okutturacağım” ifadelerini anlatan hatıraları yâd içinde, merhum Bayram Yüksel’in anlattığı şu anekdotu tahattur ediyordum:
“Bir gün Sıddık Süleyman bize anlattı, dedi ki: ‘Üstada içimden bir gün dedim. Biz yazıyor ve okuyoruz. Üstad bu kadar zahmeti neden çekiyor?’ Üstad’ım birden: ‘Kardeşim, göreceksin, ben bunları bütün dünyaya okutturacağım.” (B. Yüksel, Son Şahitler, c. 3, s. 64)
 
Şükür elhamdülillah.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*