Bediüzzaman eğitimcileri uyarmıştı…

altHayatın her safhasındaki bütün unsurlara, kıymetli şahsiyeti ve te’lif ettiği şaheserleriyle en sağlıklı ölçüleri ihtiva eden fikir ve aksiyon adamı Bediüzzaman, eğitim konusunda da oldukça orijinal fikirler sahibidir.

Bugün dahi içinde bulunduğu çıkmaz ve açmazlarla öne çıkan eğitim meselesinde, geçmişten günümüze yaptığı olumlu uyarılar mevcuttur.

Doğru istikametliliği tartışılan, fıtrî bir yapıdan uzak, demokratik değerlerle beslenmeyen, şahsa bağlı ve birinci önceliği insan olmadığı bir eğitim sisteminin insanımızı ne hale getirdiği izahtan varestedir.

Geçmişte yapılan ve günümüze kadar eğitim sistemi üzerinden oynanan oyunların Bediüzzaman’ın eserlerine yansıyan yönüyle, ana hedefi şu cümlelerle şekillenmiştir.

Deniliyor ki; “Mekteplerde yaptıracağımız yeni öğretim usûlleriyle yetişecek gençlik, Kur’ân’ı ortadan kaldıracak, bu suretle milletin İslâmiyetle olan alâkası kesilecek.” (Tarihçe-i Hayat, s. 249.)

Geçmişte kısmen başarılı olan bu yöntemin izleri, özünden kopuk, ruhsuz bir gençliğin meydana gelmesinde oldukça büyük etkiye sahip olduğu muhakkaktır. Yakın tarihte bunun bir çok örneği mevcuttur.

Yüz yıla yakın bir süreçte, “Ali top at.”, “Al sana bir top.”, “Uyu, uyu yat uyu” gibi mantıksız cümle ve kavramlarla yeni neslin ruhunu mana ekseninden uzaklaştırıcı mahiyet arz eden kaide ve kurallar içinde yetişen insanımız, millî ve manevî değerlere yabanî, terör, anarşi, başıboşluk, ahlâk yoksunu, sevgi, şefkat, hürmet ve olumlu yaklaşımdan uzak bir ruh hali içinde kendini bulmuş ve halen bu olumsuzluklar içinde kıvranıp durmaktadır.

Şimdi, yukarıdan beri saydığımız bütün bu olumsuzluklarda eğitim sisteminin payı yoktur diyemezsiniz.

Bediüzzaman’ın ıztırabı, işte bu cihetlerde kendini göstermiş ve bu sebeplerden dolayı eğitimcileri zamanında uyarmıştır.

Öz değerlere sahip, millî ve manevî değerlerle mücehhez, vatan, millet sevgisi, Allah korkusu ve tevhid inancını öne çıkarıcı mahiyet arz eden eğitim projeleriyle yönetimlere, insanımıza rehberlik etmiştir Bediüzzaman…

Bediüzzaman’ın her yönüyle, ülkemizin ve insanımızın faydasına yönelik ısrarla üzerinde durarak, fiiliyata dökmeye çalıştığı eğitim projeleriyle alâkalı olarak, “Tarihçe-i Hayat” adlı eserinde, şu tesbit, teşhis ve çözüme yönelik bir değerlendirme ve söylemi mevcuttur.

Şöyle ki; “Bediüzzaman, Ankara’da bulunduğu müddetçe, en birinci maksadı olan, Şark darülfünûnunun tesisi için uğraşmaktan katiyen geri durmadı. Birgün mebuslar heyetine der: ‘Bütün hayatımda bu darülfünûnu takip ediyorum. Sultan Reşad ve İttihatçılar, yirmi bin altın lira verdiler. Siz de o kadar ilâve ediniz.’ O zaman, yüz elli bin banknot vermeye karar verdiler. Bunun üzerine, ‘Bunu mebuslar imza etmelidirler’ der.

Bazı mebuslar diyorlar ki: ‘Yalnız, sen medrese usûlüyle, sırf İslâmiyet noktasında gidiyorsun. Halbuki, şimdi Garblılara benzemek lâzım.’

Bediüzzaman: ‘O vilayat-ı Şarkiye, âlem-i İslâmın bir nevî merkezi hükmündedir; fünûn-u cedîde yanında, ulûm-u dîniye de lâzım ve elzemdir. Çünkü, ekser enbiyanın Şark’ta, ekser hükemanın Garb’da gelmesi gösteriyor ki, Şarkın terakkiyatı dinle kaimdir. Başka vilayetlerde sırf fünûn-u cedîde okuttursanız da, Şark’ta her halde millet, vatan maslahatı namına, ulûm-u dîniye esas olmalıdır. Yoksa, Türk olmayan Müslümanlar, Türke hakîki kardeşliğini hissedemeyecek. Şimdi, bu kadar düşmanlara karşı teavün ve tesanüde muhtacız.” (Tarihçe-i Hayat, s. 227.)

Bediüzzaman’ın önemle üzerinde durduğu ve ciddiyet ihtiva eden eğitimde de doğru İslâm anlayışı, ırkçılık, terör ve terbiye meselelerinin izalesine yönelik, tesbit, teşhis ve çözümler yukarıdaki eğitimle alâkalı görüşlerde saklıdır. Başka söze hacet yoktur, sanırım.

Eğitimdeki tahribatlara mukabil, yapılacak tamiratlar ise, insanımıza ve yönetimlere düşüyor…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*