Bediüzzaman Said Nursî ile İmam-ı Gazâlî’nin benzerlikleri

alt

İmam-ı Gazali’nin Kimya-yı Saadet’ini okurken bazı konular çağrışım yaptı. Büyük İslam âlimi Bediüzzaman Said Nursî ile benzerlikler arz ediyordu. Ben de acizane bu konuları sizlerle paylaşmak istedim.

1- Gazali’nin Bağdat Nizamiye Medresesinde Müderrisliği (Rektörlüğü) bırakması. Bediüzzaman Said Nursî’nin de Son Devrin İslam Akademisi sayılan Darü’l-Hikmeti’l-İslâmiye üyeliğinden ayrılması.

2- Gazali’nin kitaplarında yer verdiği hadislere mevzu iddiâsında bulunulması. Bediüzzaman Said Nursî’nin bilhassa 5. Şuâ isimli eserindeki İslam Deccâli Süfyanla ilgili hadisleri, aklı almayanların mevzu diye inkâra sapmaları.

3- İmam-ı Gazalî, ilim öğretmek yerine devlet adamlarının yanında mevki kapmak hırsı ile hareket eden âlimlere çatar. Bediüzzaman Said Nursî de ulemaü’s-su’ dediği kötü âlimlere dikkat çeker. Kendisi bu yüzden ilmini satmamak için, geçimini ilimle sağlıyor dedirtmemek için, zekât ve hediye dahi kabul etmez.

4- Her ikisinin de asker misâlini kullanmaları.

5- Her ikisinin de sık sık ve sadece Allah’ı vekil tayin etmeleri.

6- Şam Emeviye Camii birliktelikleri. Bediüzzaman Said Nursî 1911 yılında, içinde yüzlerce âlim bulunan bir topluluğa Emeviye Camii’nde hutbe okuması. İslâm âleminin içinde bulunduğu hastalıklara karşı altı reçete sunması. İmam-ı Gazali de Şam Emeviye Camiinde 11 yıl inzivaya çekilmesi.

7- Allah’ın güç, kuvvet, kudret, büyüklük ve kibriyasını akla yakınlaştırmak için padişah benzetmesini kullanmaları.

8- Gerçekte insanların üç-dört şeye (yemek, giyinme, barınma vs.) muhtaç olduğu halde, gelenek ve göreneklerle bu ihtiyaçların arttırıldığını, bunun da insanların huzurunun kaçmasına sebep olduğunu söylemeleri.

9- Dinin direği namaz konusunda hassasiyetleri, titizlikleri.  

10- Mektuplaşma ve mektupla eğitimde birliktelik arzederler. Şöyle ki: Gazalî hapisten dışarıdaki talebelerine gönderdiği mektuplarla, onları yönlendirmiş ve eğitmiştir. Bediüzzaman Said Nursî de talebelerine ve talebelerinin kendisine yazdığı mektupları, Barla, Emirdağ ve Kastamonu Lâhikaları adlı kitaplarda toplamıştır. Mektubat isimli eseri de bir talebesinin kendisinden sorduğu ilmî ve dinî soruların cevabından ibarettir.

11- İkisinin de, nimete şükür ve şükrün nimeti arttırdığı konusuna tahşidat yapması. Verilenin kıymetini bilmek ve şükrünü eda etmek ne güzel!

12- Duâ konusunda birliktelikleri. Tavsiyeleri: Duâda ısrar edip, daima tekrar edilmelidir. ‘Ne kadar duâ ettim, kabul olmadı.’ denilmemelidir. Çünkü duâ eden üç şeyden boş kalmaz: Ya günahı affolur. Ya o anda ona bir hayır verilir. Ya da ahirete yönelik duâsı kabul edilir.

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*