Bediüzzaman ile Van’da buluşmak

altBediüzzaman adına okutulan mevlidlerin bir husûsiyeti de, onunla manen buluşmanın adıdır.

Bu duygu ve düşünceler içinde, Bediüzzaman’ın Van hayatına bir bakalım isterseniz.

Bediüzzaman Hazretleri, Van’a ilk defa 1897 yılında, henüz genç yaşlarda teşrif eder. Hareketli bir hayata maliktir. İlim, iman ve sosyal meselelerle yakından iştigal etmenin yanı sıra, halkla bütünleşerek, bildiği ve yaşadığı yüksek seciyeli değerlerle çevresine ve topluma faydalı meşguliyetler içerisindedir.

Bölgede mevcut cehalet, zaruret ve ihtilâftan kaynaklanan bir çok toplumsal problemin çözümüne yönelik projeleri ile, bu nev’î sıkıntıların san’at, marifet ve ittifakla aşılabileceğini izhar eder.

Bu vesileyle de adına ”Medresetüzzehra” adını verdiği eğitim projesinin ilk mektebi mesabesindeki Horhor Medresesi’nde, ilim, iman, irfan ve hayat derslerine başlar. Burada bir çok talebe yetiştirerek doğru İslâm anlayışının varlığını öne çıkartarak topluma ve kitlelere yön verir.

Van’da, Horhor Medresesi’nin yanı sıra, Van Valisi Tahir Paşa konağı, Erek Dağı, Çoravanis Köyü, Nurşin Camii, Akdamar Adası, kardeşi Abdülmecid Nursî’nin Akköprü Mahallesi’ndeki evi ve aşiret çadırları gibi mekânları makam ittihaz ederek, ilmî, imanî, içtimaî meseleleri tahsil ettirerek faaliyetlerini sürdürür.

Bediüzzaman Hazretleri’nin muhtelif aralıklarla, gelip gitmek suretiyle Van hayatı toplamı yirmi yılı aşkın bir süreyi kapsar.

Uzun yıllar kaldığı ve “Vatanım” dediği bu serhat şehrinde, 1926 yılında sürgün yoluyla Anadolu’ya gönderilir.

Anadolu’nun muhtelif şehirlerinde iman hareketini sürdüren Bediüzzaman, Risale-i Nur adını verdiği Kur’ânî eserlerini te’life başlar.

Yazdığı, yaydığı ve okuttuğu muhteşem şaheserleriyle, gönüllerde ma’kes bulan Bediüzzaman, iman eksenli hareketiyle çağa ve çağlara seslenişi, insanlığın kurtuluşuna vesile haline gelir.

Bediüzzaman’ı anlama ve anlatma adına yapılan faaliyetlerden birisi de, onun o aziz ruhuna ithafen okunan mevlidlerdir.

Bugün Van’da Yeni Asya Gazetesi ve Risale-i Nur Enstitüsü tarafından düzenlenen mevlid bunlardan birisidir.

Van’da, Bediüzzaman mevlidlerinin tarihi çok eskilere dayanır. İlk defa okutulan Bediüzzaman Mevlidi, Nurşin Camii’nde 1967 tarihindedir. O yıllar yapılan mevlidden dolayı bir çok Nur Talabesi tutuklanmış ve hapse konulmuştu. Merhum Çaycı Emin Bey de, bu vesileyle tutuklanan Nur Talebelerinin o vaziyetleri karşısında çok üzülmüş olmalı ki, yakınlarının anlattıklarına göre, kendine ait jipiyle köyüne giderken, Nur Talebelerine gelecek olan musîbetlerin kendisine gelmesi yönünde duâ ettiği belirtiliyordu. Nihayet yolda bindiği arabasının ateş alması ile şehiden vefat ettiği rivayet edilmektedir.

Sonraki yıllarda yapılan Van Mevlidlerinde organize heyetinde yer alanlardan biri olmam itibariyle, okutulan mevlidlerin Nur Talebeleri arasında ve mevlide katılan diğer bir çok vatandaş arasında muhabbet, kaynaşma, birlik ve beraberliğe şahit olanlardanım.

Yurdun bir çok yöresinden gelerek mevlide iştirak eden insanların, okutulan mevlidler yoluyla müsbet hareketleri içinde, örnek davranışlarıyla bir çok problemin izalesine sebep teşkil etmektedir.

Bu hususu ülke yönetiminde rol alanların da çok iyi düşünüp değerlendirmeleri gereklidir, diye düşünüyoruz.

Bediüzzaman Hazretleri’yle mânen görüşmeye ve muhabbet ve birliğe sebep olan Van Mevlidi bütün bu bakımdan da önemlidir.

Ülkemizin bu şirin şehrinde, Bediüzzaman ve Nur Talebeleriyle buluşup hasret gidererek ve kucaklaşmak adına inşallah Van’da buluşmak dileğiyle…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*