Bediüzzaman ve mihenk!

Bediüzzaman, dünya çapında şu muhteşem ölçüyü çıkarmış Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye’den:

“Hiçbir müfsid (bozguncu, fesat), ben müfsidim demez. Daima suret-i haktan görünür. Yahut bâtılı hak görür. Evet, kimse demez ayranım ekşidir. Fakat siz mihenge vurmadan almayınız. Zira çok silik söz ticarette geziyor. Hattâ benim sözümü de, ben söylediğim için hüsn-ü zan edip tamamını kabul etmeyiniz. Belki ben de müfsidim. Veya bilmediğim halde ifsad ediyorum. Öyleyse, her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz. İşte, size söylediğim sözler hayalin elinde kalsın, mihenge vurunuz. Eğer altın çıktıysa kalbde saklayınız. Bakır çıktıysa, çok gıybeti üstüne ve bedduâyı arkasına takınız, bana reddediniz, gönderiniz.”1

Eğer Bediüzzaman kendisini mihenge vurduruyor, kendisi için “müfsidim” (bozguncuyum) veya “bilmediğim halde ifsat ediyorum!”  diyorsa, elbette herkesi mihenge vururuz, vurmalıyız. Üstad için “mihenk,” Kur’ân, Sünnet-i Seniyye, Ehl-i Sünnet vel-Cemaat’tir. Ve yüz yılı aşkındır âlimler, şeyhülislâmlar, otoriteler tarafından mihenge vuruluyor. Tek bir meselede dahi Kur’ân, Sünnet-i Seniyye, Ehl-i Sünnet vel-Cemaat’in görüşleriyle çelişen bir yönüne rastlanmamıştır. Bizim için ise mihenk, Kur’ân, Sünnet-i Seniyye, Ehl-i Sünnet vel-Cemaat’in öllçü ve prensiplerini izah ve ispat ederek ortaya koyan Risale-i Nur tefsiridir. Zira biz, Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye’nin ölçülerini ortaya koyacak çapta bir bilgi birikimine ve tecrübeye sahip değiliz.

Bizim işimiz, müceddidi ölçü ve prensip ve hizmet stratejisini anlamak, uygulamaya çalışmak ve anlatmaktır. Ve başta nefsimiz olmak üzere herkesi mihenge vurmaktır.

Gayet tabiî ki, “mihenge vurmak” saygısızlık etmek demek değildir. Gayet nazik ve nezihane, “Siz böyle anlıyor, böyle diyorsunuz, fakat, Üstad, şöyle diyor. İşte kaynağının yeri ve sayfası…”

Dipnot:
1- Bediüzzaman, Münâzarât, s. 119.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*