Bediüzzaman’da eğitim

İnsan hayatının en önemli dinamiklerinden birisi de eğitimdir. Eğitim deyince sadece sosyal hayatın gereklerini öğreten ilim anlaşılmamalıdır. İnsan sosyal bir varlık olarak hayatını idame ettirendir. İnsan, yaratılışı itibariyle fizyolojik yapısının yanında ruh yapısıyla da insandır. Nasıl fizyolojik yapısı maddî gıdalarla beslenme ihtiyacını duyuyorsa ruhî yapısı itibariyle de manevî gıdalara ihtiyacı vardır.

Akıl, fikir ve kalbinin aydınlanması iman gerçeğine kavuşmasını temin edecektir. Çünkü; Bediüzzaman 1911 yılında Emeviyye Camii’nde Cuma günü okuduğu hutbesinde bu gerçeği şöyle ifade eder: “Akıl ve ilim ve fennin hükmettiği istikbalde, elbette bürhan-ı aklîye istinat eden ve bütün hükümlerini akla tesbit ettiren Kur’ân hükmedecek.”1

Bediüzzaman’ın eğitim anlayışı hem dini ilimlerin ve hem de kevni ilimlerin birlikte öğretilmesi tezini savunur. Çünkü her bir ilmin Cenâb-ı Hakk’ın ism-i ilâhisine dayandığını Sözler adlı eserinde şöyle belirtir: “Her bir kemâlin, her bir ilmin, her bir terakkiyâtın, her bir fennin bir hakikat-i âliyesi var ki, o hakikat, bir ism-i İlâhîye dayanıyor.”2

Kevni ilimler yani fenni ilimlerin hepsi de, kâinatı var eden ve kevni kanunlarla donatanın Allah olduğunu kendi lisanlarıyla haber verdiklerinden bahsederek Tarihçe-i Hayat’ında şöyle anlatır:  “Kastamonu’da lise talebelerinden bir kısmı yanıma geldiler. “Bize Hâlıkımızı tanıttır; muallimlerimiz Allah’tan bahsetmiyorlar,” dediler. Ben dedim: Sizin okuduğunuz fenlerden her fen, kendi lisan-ı mahsûsuyla, mütemadiyen Allah’tan bahsedip, Hâlıkı tanıttırıyor, muallimleri değil, onları dinleyiniz.”3

Dinî ve fennî ilimlerin birlikte okutulması ve birlikte eğitim verilmesi insanın yaratılışına en uygun eğitimdir. Çünkü insanın aklının ve vicdanının tatmin edilmesi gerekir. Bundan dolayı da Bediüzzaman Münâzarât adlı eserinde şöyle ifade ediyor: “Vicdanın ziyası, ulûm-u dîniyedir. Aklın nuru, fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecellî eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. İftirak ettikleri vakit, birincisinde taassup, ikincisinde hile, şüphe tevellüd eder.”4

Eğitim malzemesinin insan olduğu unutulmamalıdır. İnsan unsurunun her yönden eğitilmesi sonuca götürecektir. Bu noktada ünlü İngiliz İktisatçı Adam Smith’in güzel bir sözü var; “Demiryollarının % 5’i demirse % 95’i insandır.” Araçların % 5 olduğu bir sistemde ise % 95 de insandır.

Dipnotlar:
1- Nursî, Said; Hutbe-i Şamiye, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-1993, s. 33.
2- Nursî, Said; Sözler, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul 1994, s. 238.
3- Nursî, Said; Tarihçe-i Hayat, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul 1994, s. 380.
4-  Nursî, Said; Münâzarât, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul 1993, s. 127.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*