Bediüzzaman’ın ilmî keşiflere işareti

Risâle-i Nur müellifi Bediüzzaman Said Nursî’nin, vehbî, Kur’ânî tâbirle “ledün ilmi”ne mazhar olduğunu gösteren, ilmî ve teknolojik keşiflerle ilgili Kur’ân’ın işaretlerine dair çok sayıda tesbiti vardır. Çarpıcı birkaç misâl sunalım:
* “Işınlama/moleküllerine ayırma” yoluyla uzak mesafelerden maddeyi aynen nakletmenin mümkün olduğuna, Neml Sûresi’nin 40. âyetinin işâret ettiğini haber verir. 1

* Prof. Emoto Subaru, 12 yıl boyunca yaptığı binlerce deney sonucunda; mikroskopla incelediği donmuş su kristallerinin dış tesirler karşısında çok değişik şekillerde reaksiyon gösterdiğini; müzik, söz ve kavramlara duyarlı, kristallerden müteşekkil ve çevresindeki pozitif-negatif bilgileri alıp tepki veren canlı bir maddenin var olduğunu keşfeder. Su; ne derece sevgi, olumlu duygular, ahenk dolu sözler ve mûsikî ile karşılaşırsa altıgen kristal yapısı da o kadar güzel ve düzgün şekil alıyor. Pozitif, iyi sözler üzerine suda berrak ve estetik yapısı ile mükemmel bir altıgen ortaya çıkıyor… Sudaki geometrik şekil, tabiattaki bütün hayat olaylarının temel biçimini oluşturuyor. Temiz dağ suyu berrak ve düzgün bir kristal yapı ihtivâ ediyor. Heavy metal müzik ve küfür sözlerinin aksettiği suyun kristal yapısı ise, yapılan deneylerde tamamen parçalanıp dağılıyor; eski kristal formları binlerce parçaya bölünüyor. Kâşifimiz, suda görünmeyen bir rûh âleminin varlığına da işâret ediyor. (Acaba, tabiat hadiselerini idâre eden Hz. İsrafil’in (as) deniz/su işlerine bakan “Hut/balık” nâmındaki avânesini mi ilmen sezmiş?) 2

Aslında bu hakikat, peygamber mu’cizelerini nazara veren Kur’ân tarafından on beş asır önce haber verilmiştir.
Bediüzzaman’ın 1918’lerde, “Asıl hayata mazhar olan ise âhiret yurdudur”3 âyetine dayanarak, “Dünyamız hayvana benziyor, hayat eseri gösteriyor” şeklindeki keşfiyle örtüşür. Şöyle devam ediyor 1918 yılında neşrettiği eserinde: “Dünyamız acaba yumurta kadar küçülse, bir nevî hayvan olmayacak mıdır? Veya bir mikrop küre kadar büyüse, ona benzemeyecek mi? Hayatı varsa, rûhu da vardır.”4

* İhlâs ve Nâs Sûrelerinden aya çıkılacağına dair işaretleri, 39 sene önce yazar.5

* Bakara Sûresi 29.’cu âyet “Mâ fi’l-ardı”daki “fî” ile “yer altında hazır gıdaların depolandığı”na…6

* Gezegenlerin yedi olarak bilindiği sıralarda; Enbiyâ Sûresi 30’uncu âyetin işaretiyle “on iki gezegenin bulunduğu”na…7

* “Nursuz çok küreler, mahlûklar gözümüzün önünde olup göremiyoruz”8 sözleriyle de “siyah maddelere, kara deliklere, siyah enerjiye” işâret eder. NASA’nın da peşinde olduğu kara enerjinin, kâinatın hızla genişlemesinden meydana geldiği ve tabiatın henüz anlaşılamamış yüzde 70’ini oluşturduğu düşünülüyor.

Dipnotlar:

1- Sözler, s. 233; 2- Prof. Dr. Masaru Emoto, Su Kristalleri (Safvet Senih) Sızıntı, Aralık, 2002, s. 14-5; 3- Kur’ân, Ankebut Sûresi, 64.; 4- Bediüzzaman Said Nursî, Sünûhat, YAN, s. 24., 5- Age, s. 306; 6- İşârâtü’l-İ’câz, s. 242-243; 7- Sözler, s. 614; 8- Mektubat, Birinci Mektub, s. 14.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*