Bediüzzaman’sız Nurculuk!

İhtilaller ülkemizin siyasi yapısını kökten sarstı.

Ucube siyasi yapılar hep ihtilal ürünüdür.

Siyaset gibi fikri yapımızı da derinden sarsan yine ihtillaerdir.

Kavramlar ve anlamlar da birbirine karıştı.

Ucube tabirler ortaya çıktı.

“Dindar Kemalistler” tabiri gibi yani.

Tam bir ucube tabir değil mi bu?

Aynı zamanda insanın kanını donduran bir tabir bu.

Kemalizm ile dindarlık hiç bir araya gelir mi?

Ya da, dindar insan kemalist olur mu?

Olamaz diyorsunuz, ama ne yazık ki böyle bir kesim var.

Safdilliklerinde mi, korkmaktan mı, korkutulmaktan mı, ne derseniz deyin, bir kısım ehl-i iman Kemalizme payandalık etmekte.

Bilerek veya bilmeyerek bu ideolojinin kılıcını çalmakta.

Bu Kemalizm ideolojisi ne tuhaf bir ideoloji imiş!

Ayakta kalmak için her yolu denedi ve deniyor.

Sosyalistleri…

Kapitalistleri…

Milliyetçileri…

En sonunda bir takım dindarları kendine payanda yaptı.

Ne diyelim ki!..

Allah bu tür elh-i imana basiret versin de, bir an önce Cibal-i Babalıktan vazgeçsinler.

İhtilallerin diğer bir ucube tabiri de, “Bediüzzaman’sız Nurculuk.”

Bu tabir de en az “Dindar Kemalist” tabiri kadar ürkütücü ve dehşetli.

Ne demek Bediüzzaman’sız Nurculuk?

Bediüzzaman gibi ömrünü İslam davasına harcamış bir insanı Nurculuk hadisesi içinden çekip aldığınızda ortada nurculuk diye bir şey kalır mı?

Nedir Bediüzzaman’ın davası?

İmandır, Kur’an’dır, İslamın hak ve hakikatini neşretmektir.

İslam adına dik durmaktır.

Devirler ve güç karşısında eğilmemektir.

Milletin imanı yolunda hayatını hiçe saymaktır.

Fedakarlıktır, ihlastır, samimiyettir.

Hayat-ı uhreviyeyi esas hedef ve maksat yapmaktır.

Zalime karşı boyun eğmeyip, hakkı savunmaktır.

Dünyevi makam ve mevkileri bir kenara itip, tek başına da olsa iman ve kuran davasına hizmet etmektir.

İşte Bediüzzaman’ın seksen yedi yıllık ömrü boyunca yaptığı hizmetlerin ve verdiği eserlerin bir tanım ve tanımlaması olan Nurculuk hadisesi, tüm müspet kavramları içinde barındıran kökleşmiş bir ekoldür. Bediüzzaman Hazretleri de bu hizmet ekolünün köküdür. Bu nedenle Risale-i Nurlardan ve Nurculuktan Bediüzzaman’ı ayırmak mümkün değildir.

Ama ne yazık ki 12 Eylül gibi tarihin en büyük bir fitne hareketi böyle bir yola başvurdu.

Bir kısım ehl-i imanı aldattı.

Bir kısım ehl-i hizmeti korkuttu.

Bir kısım talebe kardeşlerin önüne ise dünyevi imkanları serdi.

Neticede,Bediüzzaman’sız nurculuğu bir ölçüde tesis etti.

Tek bir Yeni Asya direndi.

Zaten onun da başına gelmeyen kalmadı.

Ama ne olursa olsun Yeni Asya bu gün hala dimdik ayakta.

Bediüzzaman’ın davasına sıkı sıkıya bağlı olarak yoluna devam etmekte.

Bediüzamansız Nurculuk projesine balıklama atlayanlar ise günden güne kaybetmekte.

Zaten Bediüzzaman’sız Nurculuk diyenler, dindar kemalist oldular.

Bu proje sadece dindarlar üzerinde uygulanmadı.

Siyasi ayakları da vardı elbette.

Önce ANAP bu görevi yüklendi.

Şimdi ise aynı projeye AKP sahip çıkmış gözüküyor.

Dikkat edin AKP’ye!

Kemalizme toz kondurmuyor.

Öte yandan sekiz yıldır Ankara’da Bediüzzaman mevlitine izin vermiyor.

Ne diyelim ki!

Allah basiret versin de, bir an önce bu yanlışlıklardan vazgeçsinler.

Benzer konuda makaleler:

6 Yorum

  1. yazik, laf degil icrat lütfen
    yikici degil yapici lütfen
    yani isik yakmaya devam lütfen
    baskalarini suclamaktan ziyade…….

  2. Kıymetli yazarımızın duygu ve düşüncelerine aynen katılıyor, teşekkürler ediyorum..

    “.. bir kısım ehl-i iman Kemalizme payandalık etmekte.” denilmiş. Keşke bir kısım olsa!..

    “.. Bediüzzaman’ın seksen yedi yıllık ömrü boyunca ..” da düzeltme gerekiyor.

    Hz. Üstâd’ın ömrü Hicrî târîhe göre : 84 sene, 6 ay, 17 gün ile 84 sene, 8 ay, 24 gün arası. 85. yaşının ortalarını geçerek vefât etmiştir.

    Mîlâdî târîhe göre ömrü: 82 sene, 11 gün ile 82 sene, 2 ay, 18 gün arası. 83. yaşınn başlarında vefât etmiştir.

  3. Bu kardeşimizin acil olarak İhlas ve Uhuvvet risalelerini okumaya ihtiyacı var. 15 günde bir okumadığı bu yazdığı yazıdan belli. Tefrikaya düşmeyin diyen Üstadı tanıyan biri böyle bir yazı yazamaz.

  4. Mesele Hakkında Yorum yapmaya gerek yok Bu Bediüzzamansız Nurculuğu uygulamanın ne denli zararlı olduğunu akl-ı selim olan herkes biliyor….Saygılar Sevgiler..

  5. Nur talebelerinin mücahedesini yalnız Yeni Asya grubuna indirmeniz münasip düşmemiş.. Kefere yanlısı görünmek ne kadar ahmakane bir hata ise, -zira düşman uyumuyor kimin ne olduğunu bilir.. davaya ihanet edenler kendileri zarar ederler- Nur talebelerinin İslam namına kahramanane mücahedesini de yalnız bir grubun mücadelesine hasretmek de o derece yanlıştır hatadır.. -kaldı ki bahse mevzu grup, masonluğu ayyuka çıkmış bir herifi senelerce sadakatle destekleyerek hata üzerinde olduğunu açıkça göstermekle- Kardeşlerim dikkat ediniz kimin Allah namına mücahid olduğunu, takva üzere Üstadına sadakatle bulunduğunu sizler kendi kendinize belirleyemezsiniz. Ümmetin dalalet üzerine icmaları vaki olmadığından ekser Nur cemaatlerinin-Fethullah hoca gurubu daire dışında kaldığından mevzu bahis değildir- siyasete temas etmeyerek Üstadlarına sadakatleri şu meselede asıldır. Bir kısım kardeşlerin siyaset hatırı için hakiki kardeşlerini itham etmesi yakışık almıyor diye hatırlatıyoruz..

  6. Değerli yorumcumuz, her görüşe eşit mesafede durmakla birlikte; hakaret, küfür, aşağılama vb. içeren, toplumsal hassasiyetleri zedeleyici nitelikteki ve büyük harfler ile yazılan yorumları yayınlayamıyoruz. Kriterlere uygun olarak yeniden yorum yazmanızı diler, ilginize teşekkür ederiz. Saygılarımızla. (Editör)

abdullah ademoglu için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*