“Ben” değil, “Biz” diyebiliyor muyuz?

Cemaatin en belirgin özelliği, “Ben” değil, “Biz” duygusudur. Asıl hedefi herhangi bir maddî çıkar değil, fisebilillah iman, Kur’ân hizmetidir. Fertleri bir arada tutan da resmî prosedür değil, gönül, duygu bağları ve prensiplerdir. Cemaati cemiyetle veya “siyasetli cemaatle” karıştırmamalı. Cemiyet maddî, dünyevî çıkar veya işler için oluşan bir teşekküldür. Haliyle temel hedefi, “biz” yerine “ben”dir; hedefi de maddî ve dünyevî çıkarlardır.

“Siyasetli cemaatlerin” hedefi ise, siyasetle bağ kurup cemaati ve mukaddes değerleri alet ve basamak yaparak, hatta kullanarak iktidara gelmektir veya iktidarın nimetlerinden istifade etmektir.

Bediüzzaman kesinlikle dindarları ve bilhassa Nur Talebelerini bundan men eder:

Sual: Neden, ne dahilde, ne hariçte bulunan cereyanlara ve bilhassa siyasetli cemaatlere hiçbir alâka peyda etmiyorsun? Ve Risale-i Nur ve şakirtlerini mümkün olduğu kadar o cereyanlara temastan men ediyorsun? Halbuki, eğer temas etsen ve alâkadar olsan, birden binler adam Risale-i Nur dairesine girip, parlak hakikatlerini neşredeceklerdi; hem bu kadar sebepsiz sıkıntılara hedef olmayacaktın.

Elcevap: Bu alâkasızlık ve içtinabın en ehemmiyetli sebebi: Mesleğimizin esası olan ihlâs bizi men ediyor. Çünkü, bu gaflet zamanında, hususan tarafgirane mefkureler sahibi, herşeyi kendi mesleğine alet ederek, hatta dinini ve uhrevî harekâtını da o dünyevî mesleğe bir nevi alet hükmüne getiriyor. Halbuki, hakaik-i imaniye ve hizmet-i nuriye-i kudsiye, kâinatta hiçbir şeye alet olamaz. Rıza-i İlâhiden başka bir gayesi olamaz.” 1

Fert, “Ben böyle düşünüyorum, cemaat yanlış yapıyor, öyle değil, böyle olmalı!” diye çıkış yapamaz. Bu, “enaniyetini/benliğini havuza atıp eritme” ve “biz!” prensibiyle çelişir.

Cemaat müesseselerinde de eğitim-öğretim süreci devam ederken kimi zaman iletişimde kopukluklar yaşanır. Zira, insan olan yerde problem vardır. Önemli olan problemleri çözmek, engelleri aşmak, sıkıntıları atlatmak için ferdi hareket değil, yine cemaat şuuru, yardımlaşma ve dayanışma içerisinde olmaktır.

Fert dâhi de olsa, cemaatin şahs-ı manevisini karşı sivrisinek kadar kalır. 4 Şahıs ne kadar güçlü ve dâhi de olsa şahs-ı maneviye (birçok fertten oluşan güce) karşı mağlûp düşebilir. 2 Bir hadiste, “Cemaatle kılınan namazın, yalnız başına kılınandan 27 kat sevaplı olduğu” 6 beyan edilir. Bu aynı zamanda İslâmda cemaate verilen önemin bizzat Resûlullahın (asm) dilinden ifadesidir. Birlik, beraberlik ve bütünlük, ancak bu ulvî yollarla gerçek mânâda sağlanabilir. Öyle ise, cemaatle yapılan hizmet, tefekkür, sosyal faaliyetler de ferdi/bireyin yaptıklarından kat kat üstün olmalı. İşte cemaatleşme, bu ihtiyacı en güzel ve azamî istifade edilecek derecede temin eder; fikir, kültür ve tecrübe alış verişini de sağlar.

Tebrik: Güneş takvimine göre yeni yılınızı tebrik eder; cemaatimiz, milletimiz, ülkemiz, özellikle İslâm âlemi için hayırlara vesile olmasını Cenâb-ı Hak’tan niyaz ederim.

Dipnotlar:
1- Emirdağ Lâhikâsı, s. 37.
2- Emirdağ Lâhikası, 2 c., s. 120.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*