“Biismihî”: Sözünden dönenlere ültimatomdur!

Kur’ân-ı Kerîm’de 114 sûre vardır. Yüz on üç sûrenin her birisinin başında “Bismillah” âyeti yer alır.

Bismillah âyeti “b” harfi ile başladığı için, 113 sûre bu harfle başlamış olur. Kerîm olan Kur’ân’ın dokuzuncu sûresi istisnâî bir hal ortaya koyar. Bu sûre Tevbe Sûresi’dir. Diğer adıyla Berâe Sûresi.

Dokuzuncu sûre olan Tevbe Sûresi “berâe” kelimesiyle başladığı için böylece bütün sûreler “b” harfiyle başlamış olur. Sûrelerin başlarında yer alan Besmeleler arasında “berâe” kelimesi belirginleşmekte ve yıldız gibi parlamaktadır.

Burada akla gelen soru şudur:

Acaba “berâe” kelimesine dikkat mi çekilmek istenmektedir?

“Berâe” kelimesinde yaratma anlamıyla beraber iki farklı mânâ vardır. Bu mânâlardan birisi “uyarı, ültimatom”dur. Diğeri ise “temize çıkmak, kurtulmak, suçsuz olmak, aklanmak, berî olmak” mânâsındadır.

Tevbe Sûresinin ilk âyeti şöyledir:

“Allah ve Resûlünden, kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz müşriklere kesin bir uyarıdır.”

Bu âyette “Berâe” kelimesinin uyarı ve ültimatom anlamı öne çıkmaktadır. Tevbe Sûresi’nin bu ve takip eden âyetlerinde sözleşmeye uyma, antlaşma hükümlerini yerine getirme ve muahedeye bağlı kalmaya dikkat çekilir. Aksi halde muahedeye uymayanların feci akıbetinden haber verilir. “Berâe” kelimesi, sanki bütün sûrelerin başında yer alan besmelenin başındaki “be” harfinin açılımı gibidir. Diğer bir söyleyişle Besmeledeki “be” harfi aynı zamanda “berâe” kelimesini mi temsil etmektedir?

Uyarı kimdendir? Ültimatomu veren kimdir? Bu sorunun cevabı âyetin içinde açıkça yer almaktadır. Ültimatomu veren Allah’tır. Kelâm-ı ezelînin sahibi ise “elif” harfi ile temsil edilendir. Bediüzzaman, huruf-i mukattaa ile başlayan Bakara Sûresi’ni tefsir ederken “Bu ezelî olan Allah’ın kelâmıdır.” cümlesini huruf-i mukattaadan “elif” harfinin tefsiri için kullanır. Bu noktada Besmelenin ikinci harfi yerini alır.

Kur’ân’ın takip ettiği temel maksatlarından birisi peygamber inancını zihinlere yerleştirmektir. Berâe Sûresi’nin ilk âyetinde görüldüğü gibi Allah’tan sonra “ve” bağlacı ile “resûlünden” kelimesi yer alır. Bu resûl kelimesindeki “sin” harfi besmeledeki üçüncü harf sırasındaki yerine yerleşir.

Yine Said Nursî, Bakara Sûresi’nin başındaki huruf-i mukattaayı tefsir ederken “mim” harfi için “Hazreti Muhammed aleyhisselâma” diyerek açıklamada bulunur. Böylece fahr-i âlem olan elçinin baş harfi de Besmeledeki dördüncü harfin olduğu yere oturur.

Besmelenin kısaltılmış şekli “Bihî” şeklinde kullanıldığı gibi, yaygın olarak da “Biismihî” kelimesi “Bismihî” şeklinde söylenir. “Bismihî”nin sonundaki “he” harfi de sanki Berâe Sûresi’nin ilk âyetindeki “muahede” kelimesinin karşılığı gibidir. Bu kelimenin içindeki “he” harfi, içinde bulunduğu kelimeyi temsil eder. Bu âyette belirtildiğine göre muâhede yapılan karşı taraf müşriklerdir. Bu da âyette açıkça zikredilmektededir.

Kur’ân-ı Kerîm bütün zamanlara hitap eden semavî kitaptır. O zaman bu ültimatom veya beraat bütün zamanlardaki muhataplara şamil olmalıdır. Neden?

Çünkü, Araf Sûresi’nde, “Kâlû belâ” denilerek bir söz vermekten, bir antlaşmadan, bir muahededen şöyle bahsedilmektedir:

“Hani Rabbin (ezelde) Âdemoğullarının sulplerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” demişti. Onlar da, “Evet, şahit olduk (ki Rabbimizsin)” demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü, “Biz bundan habersizdik” dememeniz içindir.” Araf Sûresi’nin bu âyeti ile Berâe Sûresi’nin ilk âyeti dikkate alınarak (Be, elif, sin, mim, he) harflerinden oluşan “Bismihî” kelimesi şöyle yorumlanabilir:

1. (Kur’ân) Allah ve Resûlünden, kendileriyle antlaşma yapmış olduklarımıza bir kurtuluştur, beraettir.

2. (Kur’ân) Allah ve Resûlünden, kendileriyle antlaşma yapmış olduklarımıza kesin bir uyarıdır, ültimatomdur.

Böyle bir söz verip, muahede oluştuğuna göre, kâinattaki nizam ve intizama bağlı kalıp, fıtrata uyup, antlaşmaya bağlı kalanlar kurtuluşa erecekler, ebedî saadete nâil olacaklardır.

Sadettin Önal

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*