Bir babanın evlât acısı böyle de ifade edilebilirmiş

Mustafa Süzen Ağabeyimizi eskilerimiz, özellikle de Ankara ile irtibatlı olanlarımızın çoğu tanır. Mustafa Süzen, Risale-i Nur dâvâsının istikametini kaybetmeyenlerinden bir ağabeyimizdir.

Onunla Ankara’da iken çok beraberliğimiz ve hukukumuz olmuştu. Hatta âcizane onun şoförlük hocası da biziz. Ayrıca mahallemiz olan Etlik’te, hizmet erlerinden (fakültede sınıf arkadaşı olan) Halil Yurtoğlu ile bizi o zaman tanıştırıp irtibatlandıran ve dolayısıyla mahallemiz cemaatine iyi bir ağabey kazandıran da odur. Yıllarca Bayram Ağabeyin dershanesine yakın oturan ve ondan birçok hatıra işitmiş olan Mustafa Ağabey, rahmetli annemin anne tarafından hemşehrisi olup, Ayaşlıdır. Ve burada bir dönem belediye başkanlığı yapmıştır.

Ankara’dan ayrıldıktan sonra görüşmelerimiz azalmıştı. Ama teknolojinin ilerlemesiyle, birkaç sene önce tekrar irtibat kurduk. Hatta bundan birkaç sene önce, İzmit’teki bir pikniğe ağabeyimle beraber gittiğimizde, bizleri görünce çok sevinmişti. Orada bize, Üstadla alâkalı yazdığı bir-iki kitabı da hediye etmişti. Zaman zaman telefon görüşmelerimiz olduğu gibi, genellikle bazı Cuma günleri ve mübarek gün ve gecelerde, bize güzel mesajlar yazardı. Bunların çoğunu da âyet, hadis ve Risale-i Nur’dan vecizelerle süslerdi. 24 Eylül günü Mustafa Ağabeyden bir mesaj daha geldi. Mesajı okumaya başladım, güzel bir sözle başlıyordu. Devam edip sonuna gelince hem şaşırdım, hem de çok üzüldüm.  Mesajın metni aynen şöyleydi:

-Annesi ölene öksüz, babası ölene yetim, kocası ölene dul derler. Evlâdı ölene birşey demezler; çünkü o acıyı isimlendiremezler…

Kabre hazırlıksız giren denize kayıksız açılmış gibidir. Hz Ebu Bekir

-Ömür sermayesi pek azdır. Lüzumlu işler pek çoktur…

-Kızım Safiye Nurdan rahmetli olmuştur, namazı bugün ikindide Ayaş Killik Camiinde kılınacaktır. ALLAH rahmet eylesin. M. Süzen”

Bir babanın ciğerpâresi, evlâdı vefat ediyor, baba onun ilânatını öyle bir ifade ediyor ki, hayran olmamak elde değil! Çocukluğunu bildiğimiz Safiye Nurdan kardeşimizin vefatı, gerçekten çok acı ve üzücüydü. Tabiî, hemen Mustafa Ağabeyi arayıp, hem tâziyemizi bildirdik, hem de tafsilatı öğrendik. Aynı zamanda, yine eskilerden, uzun müddettir Ankara’da ikamet eden ve beraber komşuluk yaptıkları Erzurum-Hasankaleli, emekli sağlık memuru Kemaleddin Ceviz Ağabey (yıllar önce, Üstadın beyaz ince cep ebadında basılan İngilizce tarihçe-i hayatını, “Kemaleddin Akgün” ismiyle hazırlayan ağabeyimiz)  ile de dünür oluyorlardı. Son Ankara ziyaretimizde onunla görüşmüş ve sormuştuk, ama gelininin hastalığından bahsetmemişti.

Evet, Mustafa Süzen Ağabeyimizin, ehl-i hizmet bir Nur Talebesi olan 45 yaşındaki kızı Safiye Nurdan kardeşimiz vefat edip, Cenâb-ı Hakk’a uruc eylemiştir. Rabbimiz, makamını cennet eylesin İnşâallah! Başta; babası Mustafa Ağabeyimiz, kayınpederi Kemaleddin Ağabeyimiz ve eşi Ömer kardeşimiz olmak üzere, akraba ve dostlarının başları sağ olsun. 

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*