Bir sadâkat kahramanı: Zübeyir Gündüzalp

Vefatının 50. senesinde, büyük dâvâ adamı, tam bir Nur kahramanı olan Zübeyir Gündüzalp’i rahmetle anıyoruz.
Ayrıca, Nisan ayında peş peşe rahmet-i Rahmana kavuşan; Tahiri Mutlu, Mehmet Emin Birinci Ağabeyler ve bütün Nur Hadimlerini de! Ruhları şad, makamları Cennet olsun. (Amin)

Nur dâvâsında ve Üstad Bediüzzaman’ın yanında Zübeyir Gündüzalp’in çok özel bir yeri ve makamının olduğunu teslim etmek lâzımdır. Sebebi; Zübeyir Gündüzalp.

Üstad’dan sonra, Nur hizmetinin istikametten sapmadan bütününe sahip çıkıp, mert duruşu ve kucaklayıcı tavrıyla farklı “ağabey” makamında olmasıdır. Dâvâsı ve Üstad uğruna, herkesten daha fazla, sıkıntıya, cefaya, çileye, fedakârlığa katlanıp sabır ve sebatla hizmet çizgisinde yürümesi bunun büyük delilidir. Daima, birleştirici tavrı ve geniş ufkuyla büyük bir sadâkat timsali olmuştur.

Üstadına tabi olmakta, “Ben bir taş gibiyim, camidim. Üstad vurur ben yuvarlanır giderim” diyebilmiştir. Hayatı, mizaçları, olayları, mazi ve geleceği çok iyi tahmin ve tahlil eden büyük dâvâ sahibidir.

Risale-i Nur’un matbuat âlemindeki dili, Yeni Asya onun geniş ufkunun eseridir.

Saff-ı evvelleri “şahs-ı manevî” şemsiyesi altında, meşveretle toplayıp, meşvereti sistemleştiren gerçek bir sistem ve prensip sahibidir. Ankara Üniversitesi’nde verdiği; “Konferans” Risale-i Nurlar’ın mahiyetini ve Bediüzzaman’ın makamını ve manevî cihadını en güzel şekilde anlatan bir belgedir.

Gençliğe umut, cemaate, istikamet veren bir rehberdir.

Hastalıkları ve dünyevî işleri dâvâya perde etmeyen bir farklı kimliktir. Medrese, dershane merkezli hizmetin sarsılmaz bir tatbikatçısı ve savunucusudur.

Hiçbir zorluk karşısında sarsılmayan ve savrulmayan mert bir Nur Neferi’dir.

Karamsarlık kasavetinin ortalığı kapladığında, ümit olan bir meş’aledir.

Hakikî tedaviyi Risale-i Nurlar’da bulan gerçek bir dâvâ ve sadâkat timsalidir. Risale-i Nurlar’ı okumak ve yaşamakta tam bir “fikri sabit” hastasıdır. Dershanenin merdivenlerini süpürmenin de bir hizmet olduğunu yaşayarak gösteren bir rehberdir.

En büyük düşman olarak, kendi nefsini gören bir itirafçıdır.

Ana, baba, kardeşi, dünyayı dâvâsı ve Üstad’ı uğruna terk eden bir fedakârdır.

Farklı fikirleri insaf ve anlayışla karşılayan nazik bir muhakeme timsalidir.

İslâmın; muaşeret, edep ve terbiyesine uyan bir sünnet tatbikçisidir.

Müşterek çalıştığı dâvâ arkadaşlarına refakati ve yol göstermeyi bilen bir liderdir.

Ciddiyet ve vakarı, gülümseyen çehresiyle vakur bir ağabeydir. Merhamet, sabır, rıfk, fazilet, hilmde farklı bir gönül adamıdır. Hislerin, heyecanların, kinin, öfkenin, küsmenin, tahribatın değil, tamir ve müsbetin yanında duran muhakeme sahibidir. İslâm’ın hükümlerini, Nurlar’daki bahislerle çok iyi yorumlayan bir tahlilcidir.

Enaniyetten çok korkan ve titreyen bir dikkat ve basiret sahibidir. Yeni Asya’nın banisi; Nur’un büyük kahramanı, kartal bakışlı Cennet mekân Zübeyir Gündüzalp’i unutmadık. Unutmayacağız.

Başta Üstadımız, bütün saff-ı evvellere, merhum Zübeyir Gündüzalp Abimiz olmak üzere, ahirete giden bütün Nur Talebesi abi, abla ve kardeşlerimize binler rahmet ve duâlarımızla. Ruhları şâd makamları Cennet olsun inşaallah! /Amin.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*